Bu hafta Sevginin Lisanı başlıklı yazı ile başlayan beş sevgi dili yazı dizisinin son kısmındayım. Bu konuyu bütüncül bir şekilde kavramak isteyenler “Sevginin Lisanı” adlı yazımdan bugüne kadar olan yazıları gözden geçirebilirler.
Ona hediyeler alıyorum, bir yerlere götürüyorum yine de yaranamıyorum diyen erkekler vardır. Onun için pişiriyorum, taşırıyorum, temiz bir ev sunuyorum ama yine de sorun oluyor diyen kadınlar vardır. Eşinizle yaşadığınız bu sorunların altında birçok sebep olabilir. Kendi içinde değerlendirilmesi gerekir. Sebeplerden biride eşinize onu sevdiğinizi onun dilinden değil kendi bildiğinizce anlatmaya çalışmanızdır. Eşinize sevginizi ifade etmek istiyorsanız bunu eşinizin anlayacağı dilden yapmanız gerekir. Eşiniz, ev ve çocuk işleri konusunda desteklenmek istiyorsa “Ne yani biraz ev işi yapmış olunca ona sevgimi mi ifade etmiş olacağım” demeyin. Siz sohbet ederek veya sarılarak sevgiye doyuyorsunuzdur. Eşiniz desteklendiğinde sevildiğini hissediyordur.
“ANAHTAR KENDİ ELİNİZDE”
Son sevgi dilimiz Fiziksel temas. Sevgi dili Fiziksel Temas olanlar temas olmadan sevildiklerini hissetmezler. Televizyon izlerken yakın oturmak, alışverişe gitmeden önce ona sarılmak eşinizi eve erken getirebilir. Dokunma alıcıları tüm vücuttadır, diğer duyu organlarından farklıdır. Elini tutmak, sarılmak, ellerini, saçlarının arasında gezdirmek, sarılmak, sırtını okşamak, dua ederken elini tutmak. Akraba ve arkadaşların arasında omzuna dokunmak. Bu kadar insan varken bile seni görüyorum demektir. Vücudundan uzaklaşırsan duygusal olarak ondan da uzaklaşırsın.
Evliliğinizin duygusal atmosferini değiştirmek için anahtar kendi ellerinizde. Eşinizin ihtiyaçlarını anlayıp ona göre canlı ve sevgi dolu küçük adımlar atarak, iç huzurunuzun yerinde olduğu birlikte büyüyebildiğiniz bir evliliği var etmiş olursunuz.