Değerli Dostlar!
Efendiler efendisinin hücrelerimize değin mümin ve muhiplerini sarıp sarmalayan nice sözleri vardır. Rahmet elçisi, değişik vesilelerle bizlere anlayacağımız dilden farklı teşbihlerle mümin portreleri çizer. Bu çizimlere konu olan mesajların en dikkat çekeni şu şekilde dökülür lisan-ı nebiden kelama… “Mümin hurma ağacı gibidir...” buyurdu Efendimiz. Hurma ağacı, her mevsim meyve verir, bereketli bir ağaçtır, yaprakları hiçbir zaman solmaz ve dökülmez. Mümin de uğradığı her baharda bereketle çiçeğe durur, sebat ve sabır abidesidir tüm kara, borana karşı, sarsılmaz. Etrafına külfet değil nimet saçar. Ahlakıyla, erdemiyle, insaniyetiyle semada ve arzda baki bir letafet ve zarafet iklimi bırakır gönüllerde. “Mümin bal arısına benzer. Güzel/Helal şeyler yer, güzel/helal şeyler üretir. Nezih yerlere konar, konduğu yeri incitmez, tahrip etmez ve kırmaz..” buyurdu Sultanımız. Mümin, farklı çevrelerden, farklı iklimlerden hep çiçeklerle müzeyyen bahar üretir. Her güzel şeyden, helalinden nasiplenir ama aldığından daha güzelini takdim eder, nefes olur var olduğu her limana, her cana. Kırmaz, incitmez, ifsat etmez. Tüketir, tükenir ama şifa üretir, aklıyla, ilmiyle, kalbiyle. Onun yaşam alanını çiçekler inşa eder, barışıktır her bir çiçek ile. “Mümin güzel koku satan kimseye benzer. Onunla oturursan sana faydası olur, beraber yürürsen sana faydası olur, beraber iş yaparsan yine sana faydası olur.” buyurdu Rahmet elçisi. Ne kadar güzel bir tanımlama değil mi? Mümin etrafını rahatsız etmez, çevresini nefes alınmaz, yaşanamaz kılmaz. Nefes olur her nefese, sahip olur her sahipsize. “Mümin bir altın parçasına benzer; sahibi ona körükle üflese bile o ne değişir ve ne de azalır” buyurdu Efendimiz. Mümin hiçbir koşulda değeri düşmeyen, değerini düşürecek ortamlara savrulmayan, belli bir çizgisi, rotası, istikameti olan kimsedir. Ahlakın, erdemin, insaniyetin, hakkın, hakikatin, adaletin her dem altınıdır mümin. “Mümin, yeşil ekine benzer. Rüzgâr hangi taraftan eserse onu o tarafa, bu tarafa yatırır, fakat o yıkılmaz. Rüzgâr sakinleştiğinde yine doğrulur/iman yoluna koyulur. İşte mümin de böyledir; o da belâ ve musibetler sebebiyle eğilir (fakat yıkılmaz).” buyurdu Şefkat peygamberi. Dünya yaşamında türlü çeldiricilere rağmen mümin şahsiyetiyle, onuruyla dimdik durur. Doğudan-Batıdan, maldan-makamdan, servetten-şöhretten esen rüzgârlara karşı; “Bir elime ayı bir elime güneşi verseniz dahi ben istikametimden asla vazgeçmem.” haykırışıyla yoluna devam eder. Rabbim!Bizleri Efendimizin lisandan kelama döktüğü müminlerden eyle... Ayrıca Kuran Kursu öğreticilerimizin,, İmam Hatiplerimizin ve Milli Eğitim Camiamızın “Öğretmenler Gününü” tebrik eder, bilginin misyonuna bilgeliğin aksiyonunu ve motivasyonunu ekleyen öğretmenlerimizin sayılarını artırmasını Rabbimden niyaz ederim. Cumanın rahmeti ve bereketi hepinizin üzerine olsun.