Bundan üç yıl önce “Gün Aydın’la Başlar” mottosuyla kentimiz için bir tanıtım projesi lansmanı gerçekleşmişti. Çok ciddi bir bütçeyle yapılan bu lansman da kentimizin tüm mülki amirleri, bürokratları, belediye başkanları, milletvekilleri, siyasileri ile birlikte sivil toplum örgütlerinin temsilcileri bir araya gelerek birliktelik adına özlem duyulan bir tablo oluşturmuştu. Gerek proje İçerikleri, gerekse sevgili dostum Yavuz Pullukçu kardeşimden beklenildiği üzere ustaca hazırlanan görsel tasarımlar çok heyecan verici ve bir kadarda görkemli idi.
Kültürel zenginleri ile dolu kentimizin en büyük eksikliği olan tanıtım konusundaki büyük bir açığı kapatarak ve kentimize yeni bir dinamizm kazandıracağı aşikar olan bu projede marka bir şehir olma yolunda bugüne kadar göz ardı edilmiş olan 30 dan fazla antik kentiyle antik şehir kimliği, Milatos’da dünya tarihinin ilk ünlü filozofları Thales, Anaksimandros ve Anaksimenes ile felsefe ve matematiğin, Tralles de ise notaları günümüze kadar ulaşmış olan Seikolos’la notalı müziğin ilk doğduğu yer olma özelliğini taşıması gibi bir çok unsurun gün yüzüne yeniden çıkması, kentimizin adı olan Aydın isminin tarih, bilim ve kültürün beşiği olma niteliği ile ne kadar özdeşleşmiş olduğunu bizlere bir kez daha hatırlatmış oldu. Bırakın ülkemizde, kentimizde yaşayan kaç kişi felsefe, matematik ve notalı müziğin dünyada ilk çıktığı yerin Aydın ili olduğunu biliyor? Hele ki Z kuşağı… Bu durum bugüne kadar kent tanıtımıza verdiğimiz önemi ve yerimizi açık bir şekilde göstermektedir.
Bir başka kültürel zenginliğimiz olan gastronomi alanında da durum hiç farklı değil, daha önceki yazılarımda belirttiğim üzere, ülke olarak uluslararası AB coğrafi işaret almış 5 üründen 2 tanesi Aydın iline aittir. Ayrıca Türk Patent ve Marka kurulundan coğrafi işaretli alan ürün sayısı olarak ülke sıralamasında üst sıralarda bulunmaktadır. Antik dönemden günümüze birçok medeniyeti harmanlayarak bugünlere gelen kentimizin tarımsal ve gastronomi zenginliğinden çok etkilenen Evliya Çelebi’nin kentimize ziyaretinde söylemiş olduğu gibi “Dağlarından Yağ, Ovalarından Bal Akan Şehir” olarak tanımlamıştır. Bugün ise yeterli tanıtımın yapılmaması, tarihi ve kültürüne sahip çıkılmaması sonucu birçok ilin aksine maalesef gastronomi şehri olarak görülmemektedir.
Tüm bu eksiklerimiz karşısında başarı ile hazırlanan “Visit Aydın” projesi şehrimizin tanıtımı için umut oldu, kent kültürümüz ve kimliğimiz açısından büyük heyecan verdi. Ancak bugün sosyal medya sayfalarında haftada bir iki resim paylaşmanın dışında hiç bir şeyin yapılmaması ile maalesef bu sinerjinin giderek azaldığını görmekteyiz. Bu projenin daha kalıcı ve devamlılığı olacak bir şekilde daha aktif ilerlemesini açısından ilgili kurum ve kişilerden oluşan Tarih ve Arkeoloji, Tarım ve Ekoloji, Gastronomi ve Kültür gibi kent kurullarının oluşması ile sağlanacak dinamizmin projeye büyük bir katkı vereceğini düşünüyorum. Bu projenin etkili olarak devam edebilmesi kentimizin her alanda kaderini belirleyecek en önemli etkenlerinden biri olacağını unutmayalım.
SAYGILARIMLA…