Savunmasız diye öldürüldü. Alaşehir’de hiç tanımadığı Başak Cengiz‘i yolda yürürken samuray kılıcıyla katleden Can Göktuğ Boz, “Düşündüm ki kadın direnemez o yüzden onu öldürdüm ama pişmanım” dedi ve genç bir hayat, bir kadın cinayeti daha işlendi. Evden işe gidiyorsunuz ama başınıza her an her şeyin gelebileceği bir ülkede yaşıyorsunuz. Öldürülmenin bu kadar kolay olduğu bir ülkede kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan kadınları katlediyorsunuz. En acısı da savunmasız diye öldürülüyorsunuz. Yeter demekten, yazmaktan, grevler yapmaktan, sesimi çıkardıkça sesimizin kesilmesinden gerçekten yorulduk. Kelimelerin bile tükendiği ama kadın cinayetlerinin tükenmediği bir ülkede yaşamak gerçekten çok zorumuza gidiyor.

2021’İN İLK ALTI AYI 130 KADIN ÖLDÜRÜLDÜ

O kadar acı bir tablo var ki elimizde bakın, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun (KCDP) verilerine göre, Haziran 2021’de 18 kadın cinayeti işlenirken, 20 kadın ise şüpheli bir şekilde ölü bulundu. Bu veriye göre, 2021’in ilk altı ayında toplam 130 kadın, erkekler tarafından katledildi. Öldürülen 18 kadından 12’sinin hangi bahaneyle öldürüldüğü tespit edilemezken, dördü hayatına dair karar almak isterken, ikisi ekonomik nedenler bahane edilerek katledildi. 12 kadının hangi bahaneyle öldürüldüğü belli olmaması, kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin nasıl bir görünmezlikte olduğunun bir kanıtıdır. Kadınların kim tarafından neden öldürüldüğü tespit edilmediği sürece adil yargılama yargılamadıkça katiller, şüpheliler, sebep olanlar caydırıcı cezalar almadıkça, yarın belki sizin kızınız, karınız, anneniz, ablanız yani bir KADIN daha sokak ortasında evinde savunmasızca öldürülecek.

KADINLAR EVLERİNDE BİLE GÜVENDE DEĞİL

Sizlerle bir veri daha paylaşacağım, Haziran ayında öldürülen kadınlar en çok ateşli silahlarla öldürüldü. Kadınların dokuzu ateşli silahla, beşi kesici aletle, ikisi boğularak, biri darp edilerek, biri ise yakılarak katledildi. Kadınlar haziran ayında da diğer aylarda olduğu gibi evlerinde güvende değildi. Kadınların yüzde 50’si evlerinde öldürüldü. Kadınların dokuzu evinde, üçü sokak ortasında, ikisi işyerinde, biri otelde, biri ıssız yerde, biri okul önünde katledilirken, bir kadının ise öldürüldüğü yer bilinmiyor. Bir kadın evinde, sokakta ekmek parasını kazandığı iş yerinde bile güvende değilse nerede güvende olacak? 8 Mart Dünya Kadınlar günü, kutlamayın gül filan, dağıtmayın o çiçekleri. Yılın bir günü kutlanıp yılın her ayında kadın cinayetleriyle gazetelerin sayfalarında, haberlerde, sosyal medyada isyan etmek istemiyoruz. Her gün kadın olduğumuzu, yaşamaya, sevilmeye hakkımızın olduğunu anlayın. Ancak istedikleriniz olmadı diye dışlamayı, dövmeyi ötekileştirmeyi bırakın. Kadınlar bu ülkede ikinci sınıf muamele görüyor, maalesef hala daha kadın bu ülkede eşit değil. Kadın hala benim ülkemde acımasızca öldürülüyor. Devlet büyüklerime soruyorum kim dur diyecek ve daha kaç Kadın daha yok olup gidecek? Biz soralım siz susun, biz yazalım ne olacak ki canım tekrar yazar çizeriz. Yeter desek de sesimizi duyan var mı? Artık bir son bulsun ve kadınlar ölmesin. Biz kadınlar eksik ya da yarım olduğumuzu düşünmüyoruz. Bizler, kariyerimizle, işimizle, hırslarımızla, ruhumuzla, görüntümüzle, istediklerimizle ve istemediklerimizle kadınız, varız, tümüz, var olacağız ve bu ülkede bunu kimse bize eksiksin, yarımsın, yapamazsın diyerek asla engelleyemeyecek.