Polat Güven, 67 ülkeye ihracat yapan Nazillili bir iş adamı. Nazilli’ye geri dönüşüm (RETEK KAĞIT FABRİKASI) tesisleri yapmaya karar vermiş..  Buharkent ve Bozdoğan Belediyeleri, bu tesisin kendi ilçelerine yapılması için işadamına ısrar etse de, İşadamı, o yatırımı Nazilli’ye yapmakta kararlı davranmış.. Yapılacak bu tesisler en az 300 kişilik istihdam yaratacak. Yani, en az 1500 kişiye ekmek kapısı olacak.  Bu tesis, Büyük Köy yakıştırması yapılan Nazilli için, bir umut Yer olarak sanayi imarı olan, Nazilli-Bozdoğan yolu üzerindeki Yazırlı yol kavşağında 4 milyon yedi yüz elli bin liraya, 50 dönüm bir arazi satın almış... 1 Temmuz’da gerçekleşen bu alışverişin üzerinden tam 4 ay geçmiş..  Fabrika inşaatının başlaması için prosedürler Nazilli Belediyesi’nde çözüm beklemekte.  Bu nasıl bir ilgisizliktir?  Neden bu tesisin işlemlerini, Nazilli Belediyesi Bir Başkanı ve 6 başkan yardımcısı ile 4 aydır tamamlamaz anlamak mümkün değil.  Sayın Belediye yetkilileri, bu işler boğa ve deve güreştirmekten çok daha önemli işler.  Bin 500 kişinin ekmek kapısı,  Bazı kişilerin bu arazilerin çevresinden arazi alması için mi? bu işler ağır yürüyor?  Önce, rantçılar mı düşünülüyor? Etrafındaki arazilerin satılması mı bekleniyor? Zamanında, JANTSA Atça’da iken, Nazilli’ye taşınacaktı. Yer gösterilmediği iddia edildi. Maalesef, Umurlu’ya gitti..  Yine, İsabeyli’ye yapılan fakülte binası için Nazilli Belediyesi yer gösteremeyip, ilgisiz kaldığından dolayı, fakülte binası İsabeyli’ye yapıldı.  Eyy, Nazilli’deki Sayın Yetkililer. Uyanın, üzerinizde ölü toprağını atın!  Bu tesisi bir başka şehre kaçırmayın. Yemeyi içmeyi bırakın,  Bu tesisin sorunlarını ivedilikle çözüm getirin. Fabrikanın en kısa sürede yapılmasına yardımcı olun.  YOKSA, BU YAPTIĞINIZIN ADI; NAZİLLİ’YE İHANET OLUR. ** TÜRKİYEM TÜRKÜSÜNE, ATAY TEPKİSİ! Türkiye’nin dışarıya asker göndermesi teskeresine bildiğimiz gibi, HDP ile CHP ret oyu verdi. Bu dayanışmanın, ortak hareketin tartışmaları kamuoyunda devam ederken, ülke bazında da çeşitli boyutlarda yaşanıyor. Özellikle, CHP içinde buna destek verenler olduğu gibi karşı çıkanlarda var.  “Genel olarak teskerenin süresi bahane edilmemeliydi” görüşü yaygın. “Bu gensoruyu tüm partiler desteklemeliydi.” Görüşü hakim. TÜRK ASKERİ’NİN SURİYE’DEKİ DURUMU, parti hesaplarının üstünde tutulmalıydı anlayışı, öne çıkıyor. Ama olmuyor işte.. İktidar ve muhalefetin anlaşabileceği hiç bir şey kalmadı görülüyor.. Aydın’da, Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun 29 Ekim resepsiyonunda TÜRKİYEM türküsü çaldırmasına,  Efeler Belediye Başkanı FATİH ATAY’ın “Bu bir MHP parçası” diye alındığı, gücendiği gazetelere yansıdı.  Ve Başkan Atay apar topar geceyi terk etmiş. Çok yazık Atay, bir şarkının evrenselliğini bile unutmuş. Bildiğimiz gibi Türkiyem şarkısı, aynı zamanda MHP’nin seçim şarkısıdır.  Ama bu parça evrenseldir. Aynı zamanda milli duygularımızı okşayan hepimizin şarkısıdır. HDP’liler bile bu şarkıya ses çıkarmaz, ama sırf Özlem Çerçioğlu’na öfkesi nedeniyle, Efeler’in CHP’li Belediye Başkanı,  TÜRKİYEM ŞARKISINI BAHANE EDİP RESEPSİYONU TERK EDECEK. İÇİNDEKİ KİNİ YENEMEYENİN, SİYASETTE ŞANSI OLMAZ. CHP, KILIÇDAROĞLU’NUN TEKELİNDE! Olur mu böyle şey?  CHP bunu, bir türlü anlamadı. CHP’de parti çizgisi kayboldu.  CHP, adeta Kemal Kılıçdaroğlu’nun tekeline girdi. Onun için 61 yıldır CHP’nin oyu yüzde 25 bandında dolaşıyor. Ben CHP’liyim diyenlerin çoğu da, HDP ile dayanışmayı içine sindiremiyor.  HDP’nin meclisin içinde olması, onu masum ve meşru kılmaz.  Herkes terörden arınmış bir HDP istiyor. Ama bunu HDP’de göremiyor.  Hala TERÖR ve KÜRDİSTAN peşindeler. Biz Türk Bayrağı altında siyaset yapıyoruz diyemiyor. Bu parti ile işbirliği yapılır mı? Ama Kılıçdaroğlu’nun CHP’si yapıyor işte. Bu hatayı maalesef zaman zaman, AK Parti’de yaptı.  Son seçim sürecinde eli kanlı katil Abdullah Öcalan’ın abisinden medet umarak, onu TV karşısına çıkarıp, bunu yapmadılar mı? Bu konuda Kılıçdaroğlu da yanlış yaptı. Ödün vererek, bir yere varılmaz.  Vatandaş, Kılıçdaroğlu’nu YANAR SÖNER POLİTİKA yapmakla suçluyor.. Sayın Kılıçdaroğlu’nun, HDP’ye şirin görünme, oyunu alma hesapları sanırım geri tepecek. Ne yazık ki.. “ATI ALAN ÜSKÜDARI GEÇMİŞ, TAVŞAN DA BAYIRI AŞMIŞ” olacak. Hep böyle olmuyor mu? Partilerin siyaset çizgisi bu nedenle çok önemli. Çizgisi, yelpazesi açılıp kapanan partiler millete güven vermiyor.  BU DURUMDAN EN ÇOK YARARLANAN DA ŞİMDİLİK “İYİ PARTİ” OLUYOR. ** AK PARTİ, GÜÇ ZEHİRLENMESİ Mİ YAŞIYOR? Kamuoyu, AK Partili eski başbakanlardan, şimdiki Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun bir televizyon kanalındaki açıklamalarını yorumluyor. Davutoğlu, günümüzde AK Parti’nin GÜÇ YOZLAŞMASI, GÜÇ ZEHİRLEMNESİ YAŞADIĞINI ifade etti.  AK Parti 2013-2015’ten sonra yoldan çıktığını, rotasını kaybettiğini söyleyen Davutoğlu, “Ben Başbakan olarak direksiyonu düzeltmek için çok uğraştım” dedi. Sayın Davutoğlu, başaramayınca da partiden ayrıldığını ifade etti. Ekonominin gidişinden çok rahatsız olduğunu söyledi.   Endişem, “ENFLASYONUN 3 HANELİ RAKAMLARA ÇIKMASIDIR.”  Bu, ekonominin çökmesi demektir. Partinin yanlış yönetilmesinden, endişe edenler.. Ülkesini seven insanlar,  Partiden ayrılarak yanlışa tepki verdiğini söyledi.  Bu sürecin daha da hızlanacağını ifade etti Ülkenin yanlış yönetildiğini iddia eden Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın her geçen gün özellikle dış siyasette yalnızlaştığını söyledi. S400’leri alırken düşünmeliydik. O gün, Amerika’ya karşı tavır koymak için bunu yaptık. Hata ettik, bu işin sonunu düşünmeliydik.  Daha büyük sıkıntıların kapıda olduğunu iddia etti. Amerika o gün ‘tu kakaydı’ da, bugün ne oldu da Amerika ak kaşık oldu? **  ZOR GÜNLER, BİZİ BEKLİYOR. Dış siyasetteki hatalarımızdan dolayı Türkiye, Rusya ile flört ediyor diye,  Amerika’nın parasını yatırdığımız F35’leri vermediği gibi, Türkiye’yi programdan çıkardı.  “Şimdi Amerika’dan F16 almaya çalışıyoruz” diyen Davutoğlu’nun “ATTAN İNDİK, MERKEBE BİNMEYE ÇALIŞIYORUZ” sözlerine ve endişelerine katılmamak elde değil. Sayın Cumhurbaşkanının yanlış yönlendirildiği her geçen gün daha iyi anlaşılıyor. Demokrasiden uzaklaşıyoruz. AK Parti kurulurken ki çizgisinde değil, otoriter bir yönde ilerliyor, iddiaları düşündürücüdür. Onun için Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan, Abdüllatif Şener gibi lider isimler partilerinden ayrıldılar?  AK Parti, 2011 yılından sonra adeta GÜÇ ZEHİRLENMESİ yaşıyor. Partiye tepki verenleri, İSTİFA EDENLERİ, partiye ihanet edenler diyemeyiz. Bu çok sesliliktir, demokrasinin gereğidir. Milletin, yanlışı gördüğü yerden dönmesidir. Ülkemizde Demokrasi, Milletimizin yanlışa tepki vermesiyle güçlenir.  Bu her parti için geçerlidir. Sayın Cumhurbaşkanımızın sağlık sorunu ile ilgili olumsuz haberlerin, aslı olmadığına inanıyorum. Kişilerin sağlığı üzerinden siyaset yapılması da yanlıştır. Böyle zor günlerde daha çok birlik ve beraberlik içinde olmak zorundayız.