SAYIN PARTİ LİDERLERİ, 4 gün önce milletçe Cumhuriyet’imizin kuruluşunun 98’inci yılını kutlamanın sevincini, bayram havasında yaşadık. Cumhuriyet’in hangi şartlar altında, nasıl kurulduğunu, yediden yetmişe hepimiz biliriz.  Cumhuriyet’in nimetlerini kullanarak bu günlere ulaştık.  Türk milletinin, kardeşlik duygularını ve birbirine bağlılığını da iyi bilirsiniz.  Milletimizin, tutsaklık ve esaret karşısındaki tepkisini, başka bir ulusta göremezsiniz. Sizler.. Hangi partinin başkanı, lideri olursanız olun,  Hepinizin parti tüzükleri yüzde 80 aynıdır. Hepiniz, Cumhuriyeti ve demokrasiyi geliştirmek, millete hizmet için görev ifa ediyorsunuz.  Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk, hayata 57 yaşında veda etti. Boşuna uğraşmayın,  Onun millete hizmetlerini, sevgisini unutturamazsınız. Atatürk, milletimizin ortak değeridir, gururudur. Hepinizin.. MİLLET TARİFİ AYNIDIR. GÜÇ ALDIĞINIZ ANAYASA AYNIDIR. ALTINDA GÖREV YAPTIĞINIZ BAYRAK AYNIDIR. KONUŞTUĞUNUZ DİL AYNIDIR. Cumhuriyetin kuruluşundan günümüze kadar hiçbir dönemde SİYASET bu kadar kirlenmedi. Yolsuzluklar bu boyutta konuşulmadı, tartışılmadı. Milletimiz bu kadar gergin ortam yaşamadı, bu kadar ayrışmadı. Bunların sebebi sizlersiniz. Milletvekilleri, hiç bir dönemde bu kadar millete hizmetten uzak, kendi menfaati için çalıştığı bir dönem yaşanmadı. Bize örnek olacak siz parti liderleri.. Birbirinize karşı, bu kadar hakaret içeren, saygıdan uzak bir siyaset dili kullanmadı. Sizler.. MİLLETİ BİRBİRİNE DÜŞÜRMEK İÇİN Mİ görev yapıyorsunuz? Sizler.. Birbirinize, milletiniz önünde nasıl bu kadar, ahlak anlayışından uzak, kin, öfke ve hakaret içeren sözleri kullanırsınız? ** MİLLETİMİZİN ÖNÜNÜ KESİYORSUNUZ! Bu yaptıklarınızın hangisi DİNİMİZİN neresinde var?  NİYE CUMHURİYET DÜŞMANLARINA, DEVLETİ YIKMAK İSTEYENLERE cesaret veriyorsunuz?  Onların desteğiyle ayakta kalmaya mı çalışıyorsunuz? Millet, bunları sizlerde gördüğü, yaşadığı için, HUZURSUZDUR. ÜZGÜNDÜR. RAHATSIZDIR. Bu satırlarımla bir vatandaş olarak, siz sayın parti liderlerine sesleniyorum. ATATÜRK VE İSTİKLAL ŞEHİTLERİMİZİN BİZE EMANETİ OLAN, CUMHURİYET REJİMİ, DEMOKRASİ hepimizin sarılması gereken değerlerimizdir.  Onları korumak ta bizlere örnek olmalısınız.  Unutmayın, milletimizin önünü kesiyorsunuz. Sizler, milletimizin kardeşlik duygularımızı güçlendirin. GÜÇLÜ DEVLET, GÜÇLÜ MİLET, GÜÇLÜ TÜRKİYE’Yİ HEP BİRLİKTE KURALIM. ** YASAKLAR, ARZU DOĞURUR! Yasak, eğer mantık dışı ise arzu doğurur. Günümüzde mantığa uygun olmayan ilginç yasaklar yaşıyoruz.  Bunun son örneğini Cumhuriyet Bayramı’nda ANITKABİR’e yapılan ziyarette yaşandı.  Bazı basın mensuplarına Anıtkabir’e girme yasağı.. BASINA SANSÜR sözünü akıllara getirdi. Bizim bunları aşmış olmamız lazım.  24 Temmuz 1908’de kaldırılan basına sansür, çok acıdır ki.. 113 yıl sonra adeta ülkemizde yaşanıyor.  Hem de CUMHURİYET BAYRAMINDA, DEVLET ERKANININ ANITKABİR ZİYARETİNDE.  Bunlar mantıklarda Cumhuriyet’e bir tepki kabul edilir. Onun için milletimizin, Cumhuriyet’e sahip çıkma arzusu kat kat büyüyor.  Atatürk büstlerine yapılan saldırılar, milletimizin gönlündeki ATATÜRK sevgisini, Atatürk’e sahip olma duygusunu yok etmez, kat kat artırır. Artırıyor. Ülkemizde Atatürk sevgisine ve Cumhuriyet ilkelerine konan böyle mantıksız yasaklar, MİLLETİMİZİN BU YASAKLARA İLGİSİNİ VE SEVGİSİNİ ARTIRMAKTAN BAŞKA BİR İŞE YARAMAZ.  ** DESTEK, HEPİMİZİN GÖREVİ OLMALI! Yazar İBRAHİM KİRAZ ismi Nazilli’mizin bir gururudur.  Polis emeklisi olan bu güzel insanın, emekli olduktan sonraki azmi, yaptıkları hepimize örnek olacak boyuttadır. 71’inci kitabını tamamlamak üzeredir. İstiklal Savaşımıza ait YAPITLARI ile ülkemizde ismi, bir anda öne çıktı.  Bugün piyasalarda 48 kitabı ile edebiyat tarihimizde yerini aldı.  Bu çalışmaların yayın zorluğunu çok iyi bilirim. Hepsi de maddiyat desteği isteyen işlerdir. Böyle bir değere destek olmak hepimizin düşüncesinde yer almalı. Yakın tarihimize ait bu eserleri bütün okullarımızın kütüphanesinde yer almalı. Burada.. MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLERİMİZE, MÜLKİ AMİRLERİMİZE görevler düşüyor.  Bu yazarımızın yakın tarihimize ait rehber ve kaynak olacak kitapları; OKULLARIMIZDA, DEVLET DAİREELERİMİZDEKİ KÜTÜPHANELERİMİZDE yer alması için kendisine gerekli destek verilmelidir.  ** KRİTİK KARAR, 30 KASIM’DA ALINABİLİR! 5 yıla yakındır tutuklu olarak yargılanan OSMAN KAVALA olayı, Türkiye’nin başına adeta dert oldu. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) 10 Aralık 2019 tarihli kararında, Osman Kavala'nın "makul şüphe olmadan, siyasi nedenlerle tutuklanması ve bireysel başvurusunun makul sürede incelenmemesini" gerekçe göstererek, bu durumun hak ihlali olduğunu belirtmişti. AİHM, Osman Kavala’nın serbest bırakılması kararını aldı. 10 ülke büyükelçisinin de yaptığı bildiri ile Kavala’nın bırakmasını istemesi üzerine T.C. hükümetinden ve Cumhurbaşkanından büyük tepki aldı. Bu isteği, İçişlerimize müdahale kabul ettik. Büyükelçilerin yurt dışına gönderilmesi kararı verildi. Yapılan ve yaşanan diplomasi sonunda gerilim aşıldı.  Önümüzdeki KASIM ayında, KRİTİK BİR SÜREÇ BİZİ BEKLİYOR. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi uzun yıllar yapılan çalışmalar sonunda kuruldu.  Avrupa Konseyi üyeleri, sağladıkları hukukun üstünlüğünü kim olursa olsun “KİMSEYE BOZDURMAYIZ” diyor.  24 Kasım’da Osman Kavala’nın ülkemiz mahkemelerinde devam eden duruşması var,  Bu duruşmada, mahkemelerimizin vereceği karar çok önemli. Neden mi? Eğer Kavala’nın tutukluluk kararı devam ederse, konu 30 Kasım’da yapılacak Avrupa Konseyi toplantısında görüşülecek.  Bu toplantıda Türkiye’ye ağır yaptırım kararları gelebilir. Hatta Türkiye’nin konseyden çıkarılması istenebilir. Her biri gelişmiş ülke olan 10 Büyükelçinin devletleri aynı zamanda Türkiye’nin yüzde 70’e yakın dış ticaretini gerçekleştiriyor.  Bakalım ülkemiz bu sıkıntıyı 30 Kasım’da Avrupa Konseyi toplantısında, 4 yıldır tutuklu yargılanan Osman Kavala’yı, TUTUKSUZ YARGILAMA KARARI ALARAK MI... YOKSA BAŞKA BİR YÖNTEMLEMİ AŞACAK…