Sultan Mahmud bir gün tüm vezirlerini toplayıp,
''- Bana bir yüzük yaptırın, ve üzerine öyle bir şey yazdırın ki , ona her baktığımda hüzünlüysem neşeleneyim; neşeliysem hüzünleneyim'' diye buyurmuş... Vezirler toplanmışlar, dört bir yana haber salmışlar... Sonunda bir gün yüzükle sultanın karşısına çıkmışlar; yüzüğü vermişler...
Sultan Mahmut''tamam işte bu.!..''demiş.
Yüzüğün üzerinde şöyle yazıyormuş:
''Bu da geçer Ya Hu'' Aldığımızı nefesi bile geri veriyorsak, demek ki hiçbir şey bizim değil!
Okunan sala bizim için okunmuyorsa, tevbe etmeye imkan var demektir. Sayılı nefesler tükenmeden, tevbe etmek lazım.
Çünkü biz ilk nefesle dünyaya adım atarken, son nefesle bu dünyaya veda ediyoruz.
İnternette dolaşırken bir teyzenin çok özlü sözleri ile karşılaştım. Teyzemiz diyor ki:
Bakın öleni de öldüreni de biz doğuruyoruz. Biz doyuruyoruz, biz büyütüyoruz, biz eğitiyoruz.
O çocuğu çırıl çıplak dünyaya getiriyor Cenab-ı Allah. Beyaz kundaklar sarıyoruz. Giderken de çırıl çıplak gidiyoruz ama bu sefer beyaz kefene bürünerek gidiyoruz ahiret alemine.
Onu kalıplara biz sokuyoruz. Kendi istediğimiz şekilde yapıyoruz. Şimdi nasıl yapıyoruz?
Bilmeden çocuklarımıza çok yanlış yapıyoruz.
Yemedik yesin, giymedik giysin, okumadık okusun. Hayır! Öyle değil yavrum.
O hem okuyacak, hem çalışacak, hayatı tanıyacak. Sen multi milyarder ol. Ama onların hepsi gelip geçici be yavrum.
Akşam yattığında sabah kalktığında sıfır, bir şeyin kalmadan uyanabilirsin. Ama sen iyi bir evlat yetiştirirsen, dimdik ayakta duracak, ayağını sağlam basacak evlat yetiştirirsen yavrum, o evlat zaten senin maddi gelirine ihtiyacı kalmaz, kendi kazanacak.
Sıkıntılar bugün vardır, yarın yoktur. Mutlu olmak için çaba göstermek lazım. Mutlu mu olmak istiyorsun?
Her arkandan konuşulana kulak asma.
Her söz veren sözünü tutar sanma.
Her tanıştığın insanı kendi gibi bilme.
Kimseye hak ettiğinden fazla değer verme.
Mutsuz edeni değil huzur vereni seç.
Seni çekemeyenlere gül ve geç. Sayılı nefesler tükenmeden kendimize, özümüze dönelim. Ne dersiniz? Vakit geç olmadan.
Mevlana’nın şu sözüne kulak verelim:
“Küsmek ve darılmak için bahaneler aramak yerine sevmek ve sevilmek için çareler arayın.”
29 Ekim Cumhuriyet Bayramınızı kutluyorum.
Cuma’nın rahmeti ve bereketi hepinizin üzerine olsun.