Biz insana, ana-babasına iyilik etmesini emrettik. Şayet onlar seni, hakkında hiçbir bilgin olmayan şeyi bana ortak koşman için zorlarlarsa, o takdirde onlara itaat etme. Dönüşünüz ancak bana olacaktır ve ben yapmakta olduklarınızı size haber vereceğim. (Ankebût, 29/8)
İnsanın dünya hayatında sahip olduğu en büyük sermayelerden biri olan gençlik, faydasız işlerle geçirilemeyecek ve nefsin basit arzularının peşinde kaybedilemeyecek kadar değerlidir. Dünyada saygın bir hayat sürdürebilmek ve ahiret hayatında kurtuluşa ulaşabilmek için gençliğin, Allah rızasına uygun yaşanması önemlidir. Gençliğin değeri ve kıymeti o kadar açık ve seçik ki, onun önemi, ümmet ve millet hayatındaki vazgeçilmezliği anlatılmaya gerek duyulmayacak nitelik arz etmektedir. Ümmet ve millet olarak direncimizin, gücümüzün, kuvvetimizin hatta beka sorunumuzun gençlerin maddi ve manevî yetişmişliğinde kısacası, onların eğitim ve terbiyesinde olduğu izahtan varestedir.
Hz. Peygamber (s.a.s.): “Kıyamet günü Âdemoğlu şu beş şeyden sorgulanmadıkça Rabbinin huzurunda (sorgudan) kurtulamayacaktır: Ömrünü nerede tükettiğinden, gençliğini nerede geçirdiğinden, malını nereden kazanıp nereye harcadığından, bildiğiyle ne denli amel ettiğinden.” (Tirmizî, Kıyâme 1, No: 2418)
İnsanoğlunu yaratan, onun ruh ve bedenini en iyi şekilde bilen Allah Tealâ, gönderdiği kitaplarda peygamberlerinin ve O’na iman edenlerin gençlik dönemlerinde başlarından geçen ibretli hadiseleri örnek göstermiştir. Hz. Âdem’in oğullarından başlayarak genç şahsiyetlerin ibretli hikâyelerinde; Hz. İbrahim’in sarsılmaz imanı, Hz. Yusuf’un iffetini ve sabrı, Hz. Musa’nın delikanlı tavırları, Hz. Süleyman’ın varlık ve servet içinde Rabbini unutmayışı, Ashab-ı Kehf’in inançlarındaki samimiyetleri ve Hz. Meryem’in hayâ ve iffeti görülür.
Tembellik, gençliğin kanseridir. Çalışmak ise o hastalığın ilacıdır. Toplumun geneline şöyle bir ibret nazarı ile baktığınızda, yaşlılığında sürünenlerin çoğunun gençliğini tembellikle, kahve köşelerinde heder edenler olduğunu görürsünüz. Oysa ki, yüce İslam dini, beşikten mezara kadar dünya ve ahiret için çalışmayı emreder. Bunca nimetlerden sorulacağını açıkça bildirir. Onun için gençliğimizin ve gençlerimizin kıymetini bilmeli, onu süfli arzulara kurban etmemeliyiz. Bu nedenle özellikle çocuklarımız ve gençlerimiz için alimlerimizin, hocalarımızın ilme ve tecrübeye dayalı şu öğütlerine kulak verelim ve gereğini mutlaka yapalım ki, yararlanalım. Yararlanılmayan söz dinlenilmemiş demektir.
R.SAV. Efendimiz;
Gençlik dönüşü olmayan bir nimettir. Elinizdekinin kıymetini bilin.
Gencin ibadeti yaşlının ibadetinden daha üstündür. Gençler günah işlemeye daha meyilli oldukları ve güçleri yettiği haldeyken günahtan kaçınırlar. Yaşlılar ise günah işlemeye güçleri olmadığından dolayı günahı terk ederler. Onun için gencin hareketleri hayra yönelikse yaşlınınkinden daha değerlidir.
Öğüdümüz şudur ki;
1. Gençlik yılları bahar ve yaz ayları gibidir. Çabuk geçer. Kıymetini bilmeli. Gençliğini heder eden yaşlılığını keder eder, bilmelisin.
2. Ey gençler, dünya ahiretin, gençlik de ihtiyarlığın tarlasıdır. Tarlanı değerlendir.
3. Yaşlılığında hürmet görmek isteyenler gençliğinde hizmet etmelidirler.
4. Gençliğini söğüt gölgesinde yitirenler yaşlılığını zaruret içinde bitirirler.
5. Gençlerin bütün kusurlarını affedin. Ama tembelliklerini asla bağışlamayın. (Hz.Mevlana)
6. Ey gençler; Babaya, mala, sıhhata fazla güvenmeyin. Onların varlığı ışığında yol alın.
7. Gençler, yaşlıların her gün yaşlandığını görürler de, kendilerinin yaşlanmayacağını sanırlar. İnsanların evladını mezara koydukları halde kendilerinin öleceklerini düşünmedikleri gibi...
8. Pişmanlığın en kötüsü geçmişine olan yakınmadır.
9. Gençler hayallerle umutlarla, yaşlılar hatıralarla avunurlar.
10. Sizin en hayırlınız genç olduğu halde ameli güzel olanınız. Sizin en kötünüz ise yaşlı olduğu halde ameli kötü olup hala günaha devam edeninizdir. (Hz.Muhammed SAV.)
11. Gençliğinde sırtında taşırsan taş, ihtiyarlığında yersin tatlı ve helal aş.
12. Ey millet, gençliği olmayan bir milletin geleceği yoktur. (K.Atatürk)
13. Gençlik bir milletin geleceğinin sigortasıdır. Geleceğe yetiştirilmeli, kutsal vatan onlara emin olunarak emanet edilmelidir. Zaruretin dışında hangi yaşlı asker olup da harbe iştirak eder. Harpte vatan savunmasında canlarını bu vatana feda eden aziz şehitlerimizin hepsi çiçeği burnundaki gençlerimizdir. Madem ki geleceğimiz gençliğe bağımlıdır,
a) Gençler ilim, fen ve ahlaki değerlerle yetiştirilmeli, bunun için eğitim imkanları onların önüne serilmeli,
b) Yetişmiş eğitimli iş gücü olan hiçbir genç işsiz bırakılmamalı, iş sahibi yapılmalıdır.
c) Emeklerinin ve başarılarının karşılığı verilerek en iyi şekilde ödüllendirilmelidirler. Bu ise birinci derecede devletin, özel kuruluşların, işverenlerin ve tabii ki ilk önce ailelerin görevidir. Aksi halde, memleketin kalkınmasında ve korunmasında en büyük güç olan bu gençler ilgisizlik ve zaruretler sonucu yıkıcı birer tehlike olmaya adaydırlar. Terör örgütlerine malzeme olma durumuna düşerler. İşte o zaman milletin başına bela olurlar ki, sebebi biz oluruz.