Hayal etmek hemen hemen her zaman aklımızın bir köşesindedir, ne de olsa bedava ve zam korkusu da yok. Özellikle heyecanlı bir şekilde arkadaş ortamında çıkış yaparak beyler dinleyin bakın benim bir hayalim var diye başlanır ve yüzde tatlı bir gülümseme ile heyecanlı bir şekilde anlatılmaya başlanır. Hayal kurmak için sadece insan olmak yeterli herhangi bir maliyet söz konusu değildir. O yüzden insanlar en zor zamanda bile güzel hayaller kurabilir. Çocukluk dönemlerinde He-man, Hayalet Casper, Şirinler, Ninja Turtles gibi çizgi film karakterleri olmayı hayal ederdik. Bir sonraki aşama Polis, Asker, Doktor veya Kaptan gibi kutsal mesleklerin hayallerini kurardık. Kimimiz de hayallerine kavuştu. Örnek vermek gerekirse; bu konuda benim kuzenim en istikrarlı adamdır. Yasin sen büyüyünce ne olacaksın derdim o da abi ben kepçe operatörü olacağım derdi büyüdü ve hakikaten oldu ☺ favori adamımdır benim dayımın oğlu.
Bir çoğumuzun gençlik çağının geçtiği yer Nazilli’de bulunan 23 Nisan Parkı’nın basketbol sahası. O sahada gecelere kadar çok basket maçları yaptık, güzel dostluklar kurduk. Futbol ile büyümüş birisi olarak o dönemlerinde zamanımı basketbola ayırmayı tercih ettim. Oynadığımız basketbol maçları daha keyifliydi hatta oynadığımız yetmiyormuş gibi birde sabah ezanında NBA maçlarını izlerdik. Ünlü oyuncuların yaptıkları hareketleri ezberler aynı gün sahaya giderek hemen aynı hareketleri denerdik. Tabii bu hareketler basit olmadığı gibi bazen ayalarda ve parmaklarda çıkıklar oluyordu, ailemize söylemeye korktuğumuz için bu işlerin alaylı doktoru : ) çıkıkçı Yaşar Amcamız vardı. Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun inşallah. Kendi aramızda yaptığımız maçlar bitince terimiz üzerimizde kuruyana kadar oturur izlediğimiz NBA maçlarının yıldız oyuncularını ve yapmış oldukları hareketleri konuşurduk. Konuşmaların en sevdiğim kısmı ise o maçların oynandığı basketbol sahalarında, sahayı temizleyen temizlikçi olma hayalimdi. Buna ortak 2-3 arkadaşım daha vardı ortak hayalimiz NBA maçı oynanırken orada temizlikçi olmak ve oyuncuların ayağının kaymaması için zemine paspas yapmaktı. Bu belki de iyi yetişmiş olmanın verdiği bir durumdu çünkü orada en önde zengin bir şekilde oturmayı hayal edebilirdik ama bizim hayallerimiz satılık değil diyerek temizlikçi olmayı istedik : )
Biraz büyüdük yine hayal kurmaya devam ettik ama bu sefer hayallerimiz biraz daha farklı konulardı ve masum ve bir o kadar da temizdi. Bazı hayallerimizin başlangıcı olarak rüyalar şehri macera dolu Amerika’ya gitmeye karar verdim. NBA sahasında temizlikçi olmaya değil tabiî ki bir gidelim görelim dedik ama hayallerimizi de asla unutmadık. Uçak biletini alırken NBA sitesine bakarak ilk girişimim olarak Washington Wizard- Boston Celtics maçının biletini almıştım. Havaalanına indikten sonra kiralamış olduğum eve yerleştim. 2 gün sonra oynanacak olan maçı heyecanla bekledim. Tabii jetlag olmuş bir şekilde. Maç günü geldiğinde üzerimde Nazillispor atkısı ile basketbol sahasının kapılarından içeri girdim ve hayalimdeki meslek için acaba birisi çağıracak mı diye sağa sola bakındım çünkü o hayalimize o kadar inanmıştık ki o sahaya temizlikçi olarak inmem gerekiyor gibi algılıyordum artık. Biraz ortamı süzdükten sonra boynumda kutsal atkım ile artık ben bir Washington Wizard taraftarıydım. En büyük ve imkansız bir hayalin içinde olmak inanın tarif edilecek gibi değildi. Umarım herkes hayalini yaşar. Tv’lerde izlediğim o meşhur, ünlü NBA oyuncuları önümdeydi Amerika’ya gitmiş olmanın da etkisiyle Oh My God! Dedim.
İzlemek istediğim asıl isim Kobe Braynt’tı. Sevdiğim basketbolu onunla daha bir sevdim. Bazen tartışma konumuz olurdu Micheal Jordan mı Kobe Braynt mı? Benim tercihim tartışmasız Kobe olurdu. Sonra kendime dedim ki neden LA (Los Angeles) uçak bileti bakmıyorum ki. Maç gününe uygun uçak bileti, otel rezervasyonu ve hepsinden önce tabiî ki maç biletimi aldım. Kutsal Nazillispor atkım tabiî ki omzumdaydı. Los Angeles çok güzel bir şehirdi beni etkileyen çok güzellikleri vardı ama umurumda olan tek şey tabiki t-shirt veya forma alarak stada girmek. Stada bir girişim vardı ki inanır mısınız bilemem ama sanki bulutların üzerinde yürüyordum. Oyuncuların çıkmasını beklerken gözlerim tek bir kişiyi arıyordu ‘’ Black Mamba’’ O’nun sahaya çıkışını görür görmez o kadar heyecanlanmıştım ki kelimeler ile ifade edemem. Tüm ünlü oyuncular tvlerde izlediğim ve hayranlık duyduğum bir çok oyuncu artık hemen dibimde, gözümün önündeydi. Aklıma hemen 23 Nisan parkında kurmuş olduğumuz hayallerimiz geldi ve ben temizlikçi olarak değil de biletli bir taraftar olarak Nazilli’den Los Angeles’a uzanan bir yolculuğa başladım. Hayran olduğum Kobe Braynt’ı izlemenin mutluluğu ile tüm hareketlerine KOBEEE diye bağırarak eşlik ediyordum. Etrafımda çok heyecanlı bir taraftarmışsın diyenler oldu ama bilmiyorlardı ki bu günlerin hayalini nerelerde kurduk. Daha sonra artık ikinci memleketimiz olan Virginia’ya geri döndüm ve NBA maçlarını izlemeye, stadlara gitmeye aralıksız devam ettim. Tüm nba yıldızlarını görmek nasip oldu çok şükür. Kobe Braynt basketbolu bırakma kararı aldığı gün sanki onunla ben de oynuyormuşum gibi artık NBA maçlarını izlemeyi bırakmıştım. Türkiye milli takım maçları hariç basketbol ile ilgili pek bir heyecanım kalmadı. En çok üzüldüğüm ise Basketbolun kralı Black Mamba Kobe Braynt’ın ölüm haberini duymaktı. Ben onu canlı olarak görmüştüm ve çok şanslıydıö. Kendisi basketbol tarihinin en önemli sayfalarında sonsuza dek yer alacak. Huzur içinde uyu…
Hayaller inandığınız sürece bir gün gerçekleşecektir. Bizler hayallerimizi ve ideallerimizi kaybetmediğimiz sürece atmış olduğumuz doğru adımlarla imkânsız denilen her şeyi başarabileceğimizden şüpheniz olmasın. En fakir insan bir kuruşu olmayan değil, bir hayali olmayandır. En büyük hayalim esir yurtlarımızı azad görmektir. Çok şükür bunu Karabağ'da gördük. Doğu Türkistan, Güney Azerbaycan, Kırım'ı ve tüm esir Türk yurtlarını özgür görmektir.
Başbuğ Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün söylediği gibi:
"Bir gün mutlaka tüm Türk devletleri ile Çin Seddinde buluşacağız!"