İklim değişikliği, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nde, “karşılaştırılabilir bir zaman döneminde gözlenen doğal iklim değişikliğine ek olarak, doğrudan ya da dolaylı olarak küresel atmosferin bileşimini bozan insan etkinlikleri sonucunda iklimde oluşan bir değişiklik” biçiminde tanımlanmıştır.
Akdeniz Havzası iklim değişikliği ile ilgili olarak en kırılgan bölgelerden birisidir.
Genel olarak bakıldığında iklim değişikliğine bağlı olarak Türkiye’nin hem yağış tutarlarında hem de yağış yoğunluğunda bir azalma eğilimi söz konusudur. Bu azalma eğilimi özellikle kış mevsiminde kuvvetlidir.
Türkiye’de 25 akarsu havzasındaki su akımların zaman içindeki değişim ve eğilimlerine ilişkin yapılan çalışmala baktığımızda, özellikle Batı ve Güneydoğu Anadolu’da akımların istatistiksel olarak anlamlı bir azalma eğiliminde olduğunu ortaya konulmuştur.
1960-2000 yılları arasında Gediz ve Büyük Menderes Havzalarında gözlenmiş yağış, sıcaklık ve akım serileri üzerinde eğilim analizleri yapılmış ve doğal su akımların bu süre içerisinde anlamlı ölçüde azaldığı belirlenmiştir. Yine bu çalışmalara göre her iki havzada 2030, 2050 ve 2100 yıllarında sırasıyla sıcaklıklarda 1,2-2-4,4 °C’ye varan artışlar, yağışlarda ise yüzde 5,8-10,2-23,8’e ulaşan azalmalar öngörülmektedir.
Büyük Menderes Havzası’nda son 45 yıllık dönemde sıcaklık 1 °C yükselmiş, yağışlarda azalma olmuş, Büyük Menderes Nehrinin önemli kollarından olan Çine ve Akçay nehirlerindeki akım miktarları azalma eğilimi göstermiştir. Büyük Menderes Nehrinin ana kollarında akım değerlerindeki bu düşüşün sıcaklık ve yağıştaki değişmeler ile güçlü ilişkileri olduğu tespit edilmiştir.
584 km uzunluğu ile Ege Bölgesi’nin en uzun akarsuyu olan Büyük Menderes Nehri, Gediz ve Küçük Menderes Nehirleri gibi, Anadolu’nun en eski kayaçlarından yapılı Menderes masifi üzerindeki tektonik kökenli bir çukurluğa yerleşmiştir. Türkiye’nin 25 akarsu havzasından biri olan Büyük Menderes Havzası, Ege Bölgesi’nin en büyük nehir havzası ve yaklaşık 3,5 milyonluk nüfusu ile de Türkiye’nin en kalabalık havzalarından birisidir.
Ege Üniversitesinden S. Sütgibi 2015 yılında Büyük Menderes Havzasının 1930-2012 yılları arası sıcaklık, yağış ve akım değerleri konulu çalışma yayınlamıştır.
Bu çalışma sonuçlarına bakıldığında Büyük Menderes Havzasında özellikle Aydın, Denizli ve Uşak’ta yıllık ortalama sıcaklıklarda-yıllık ortalama maksimum sıcaklıklarda- yıllık ortalama minimum sıcaklıklarda anlamlı bir artış eğilimi, yıllar itibarı ile yağışlı günlerde azalma gözlenmiştir. Bu değişimler 1984 yılından itibaren belirgin olmuştur.
Sıcak ve soğuk hava dalgaları, şiddetli yağışlar veya kuraklık gibi ekstrem hava olayları, ekolojik sistemleri ve insan yaşamını doğrudan etkilemektedir. Ekstrem hava olayları iklim değişmelerinin önemli göstergelerinden birisidir. S. Sütgibi’nin çalışmasında Aydın, Denizli ve Uşak’ta hem yaz günü hem de tropikal gün sayılarında bir artış eğilimi gözlenmiştir.
Erlat ve Yavaşlı’nın 2009 yılı çalışmalarına görede, 1980’li yılların ortalarından itibaren Ege Bölgesinde yaz günlerinin ve tropikal gün sayılarında belirgin bir artış gözlenmiş, yaz günlerinin yıllık sayıları uzun yıllar ortalamasının üzerinde kalmıştır.
S.Sütgibi çalışmasında Büyük Menderes Nehri Havzasında genel olarak dere-çay ve nehirlerdeki akımlara bakınca, akımlarda azalma eğilimi olduğu görülmektedir. Örneğin Büyük Menderes Nehrinin ana kollarından olan
Çine çayına ait uzun yıllık akım değerlerinde anlamlı bir azalma eğilimi vardır.
Bu azalma eğilimi kış mevsiminde de gözlenmektedir.
Yine Özkul (2008) ile Durdu (2010)’nun yapmış oldukları çalışmalarda da , Büyük Menderes Havzası akımlarında istatistiksel olarak anlamlı bir azalma eğilimi olduğu saptanmıştır.
Büyük Menderes Havzasında yapılan çalışmalara baktığımızda, havzadaki sıcaklıklarda bir artış eğilimi olduğu, özellikle bu artış eğilimin minimum sıcaklıklarda yüzde 95 oranında istatistiksel olarak anlamlı olduğu tespit edilmiştir. Bunun yanında havzada süreleri birbirine eşit olmayan kurak ve nemli dönemlerin birbirini izlediği görülmüştür.
Büyük Menderes Havzasındaki sıcaklık ve yağışlardaki değişme ve eğilimlerin, başta havzadaki su kaynakları olmak üzere, havza ekonomisinde önemli bir yer tutan tarımsal faaliyetleri de etkileyeceği kesindir.
Büyük Menderes Havzası hem Ege Bölgesi hem de Türkiye’nin önemli tarım alanlarından birisi olup, Türkiye tarımsal üretiminin yüzde 15’ni karşılamaktadır.. Havzadaki suyun yüzde 79’u tarım sektöründe kullanılmaktadır. Tarımsal sulamada da akarsular yüzde 35 payla ilk sırada yer almaktadır.
Büyük Menderes Havzasında yıllık yağışın büyük bir kısmını oluşturan kış yağışlarının azalma eğilimi göstermesi, bu rejime göre şekillenen havza ürün deseninin gelecekte değişen sıcaklık ve yağış koşulları nedeniyle önemli bir değişime uğrayabileceği göz önünde bulundurulması gerekir.
2021 yılına geldiğimizde Büyük Menderes Havzasında öngörülenden erken zamanda ve fazla miktarda hem yaz hem kış dönemi ortalama minimum ve maksimum sıcaklıklarda artış, yağışlarda ise azalma meydana geldi.
Sonuçta Mayıs ayında Büyük Menderes Nehrinde daha önce hiç olmadığı kadar su miktarı ve akımında azalma meydana geldi. Büyük Menderes Nehri kurudu.
Büyük Menderes Nehri yatağında akım halinde olan tek şey kentsel ve endüstriyel atıksular idi. Büyük Menderes Nehri içinde yok olan sadece su değil idi. Nehir içinde ne balık ne kurbağa vs., nede herhangi bir bitkisel ürün kaldı. Havzadaki çiftçiler arasında su yokluğuna bağlı olarak tarımsal sulama sıkıntısı had safhaya ulaştı, havzada su savaşları başladı.
Büyük Menderes Nehrinde su akımında meydana gelen azalma sadece Aşağı havzada değil, Büyük Menderes Nehrinin köken aldığı Yukarı havzada da yaşanmaya başladı. Büyük Menderes Nehrinin doğduğu Dinar Suçıkan mevkisinde 2021 yılında su akımı 2020 yılına göre yüzde 50 azaldı. Afyon, Uşak ile Denizli arasında kalan ve Büyük Menderes Nehrini besleyen dere ve çay suları da benzer şekilde azaldı. Bu dere ve çaylar ise Büyük Menderes Nehrine sadede ve sadece Uşak ve Denizli’nin rengarenk kentsel ve endüstriyel atıksularını taşır hale geldi. Küresel iklim değişikliği süreci ile Büyük Menderes Havzasını oluşturan illerin küresel iklim değişikliğine sebep olan unsurlara karşı tutumuna baktığımızda, Büyük Menderes Havzasını gelecek yıllarda çok daha fazla sıcak ve kurak günler beklemektedir. Bu sonuç ise yaşamla bağdaşmayacak bir durumdur. Türkiye’de hiç bir kurum ve kişinin Büyük Menderes Havzasında yaşanan kuraklığa karşı duyarsız kalma gerekçesi ve hakkı yoktur. Unutulmaması gereken şey ise; Büyük Menderes Nehri varsa, Büyük Menderes Havzası var, biz varız. Büyük Menderes Nehri yok ise havzada hiç bir şey yok.