Bir gün youtube video platformunda gezinirken duyduğum ve hayranlıkla en az 100 defa tekrarını izlediğim video çok güzeldi. O kadar samimi ve içten bir girişimcilik örneğiydi ki anlatamam. Galatasaraylı futbolcu Arda Turan, İstanbul sokaklarında gezerken bir müzisyen grup arkasında beliriyor ve darbuka ile ritim tutarak ‘waka waka ee ee Arda abi, Arda abi hoş geldin ee’ diye o kadar güzel bir beste yapıyor ki, bence Arda Turan’ın o kişiye çok iyi bir bahşiş vermesi gerekirdi. Belki de vermiştir bilemiyorum ama darbuka çalan kişinin girişimciliğine ve samimiyetine hayran oldum. Türk toplumu olarak bu samimiyette büyüdük, yetiştik. Fakat sonraki zamanlarda aramıza bir samimiyetsizlik girdi bu gerek sosyal medya etkeni gerekse birbirimize olanın güvenin azalması bizleri maalesef samimiyetten uzaklaştırdı. 90’larda çocuk olmak çok güzeldi. Salçalı ekmekler, gazoz kapakları, bilye, saklambaç, dokuz kiremit gibi güzel oyunlarımız vardı herkesi bir çatıda toplayan ve paylaşmayı öğreten oyunlardı…
Günümüzde insanların daha çok sosyal medya, oyun konsolları, bilgisayar oyunları gibi beşeri ilişkilerden uzak tutan cisimlere ilgi duymaya başladılar. Etrafımızdaki sohbet havaları günlük ziyaretler ve konuşmalardaki samimiyetleri kaybederek adeta sormuş olmak için hal hatır sorar hale geldik. Eleştiri ve sevgi sözcüklerimizi zalımlar zalımı facebook üzerinden yapıyoruz yüz yüze konuşmaktan kaçınıyoruz. Bazen bir paylaşım yapıldığında bazen arkadaşlar arasında ee beğenmemişsin hayırdır aramızda sorun mu var gibi diyaloglar oluyor veya paylaşan kişiyle ilgili bir kişisel sorunun var ise beğenmeyerek karşı tarafa online tepki göstermiş oluyoruz. Hatta abartmadan söylemek gerekiyorsa sizlerde çok iyi biliyorsunuzdur eminim siyasi başkanlar bile o bizim ile aynı görüşte değil sakın beğenmeyin diye aba altından sopa gösteriyor :) paylaşımların siyaset ile ilgili olmamasına rağmen… Her beğeni 1 mutluluk oldu artık. Hele kalp vs beğenisi olursa değmeyin keyfimize :)
Benim denk geldiğim dönemde bilgisayar oyunu olarak Counter Strike vardı. Nazilli de efsane olmuş Dream Team ekibinin kurucularındanımdır. Dream Captain, Mudiigudi, Kaiserseth, He-man, gibi takma isimlerimiz vardı. Nazilli’de iddialı olan tüm takımları yenmiştik hem de kimse bize ihtimal dahi vermezken. Biz Nazilli’nin efsanesi Dream Team ekibiydik. Sabah internet cafe ye bir girdik mi akşam çıkardık. O derece bağımlıydık ama farkımız hep sohbet muhabbet ve samimiyetimiz aynıydı hiç kaybolmamıştı.
Türk toplumu olarak kaybetmemiz gereken en önemli konu örf ve adetlerimizdir. Bunları unutursak yok olmaya mahkum oluruz. Günümüzde bizlere ait olmayan bir sürü adetler çıkmaya başladı. Özellikle cenaze evlerindeki yemek konusu. Bu konuya şahsım olarak ben çok takılıyorum. Cenaze sahibi acısıyla pençeleşirken birde misafirlere mezarlıkta ve evde pide veya yemek verme telaşına düşüyor. Gelen insanlar o pideleri yemek için sıraya giriyor. Türk ve Müslüman olan bir topluma yakışmayan bir durum. Önceden mahallemizde bir cenaze olduğunda annem 1 hafta televizyon açtırmazdı, şarkı dinletmezdi. Cenaze evine yemek yapar götürür dışarıdan gelen akrabalarına hep birlikte hizmet ederdik. Bu durumdan az önce bahsettiğim duruma nasıl geldik anlamış değilim. İnsanlar cenaze evlerine yemek yemeye, sohbet etmeye ve sigara çay içmeye gelir oldular ve daha acısı cenaze evinde kahkahalarla gülüp dedikodu yapanları gördüm. Samimiyetsizlik aslında örf adetlerimizi kaybetmekle başlıyor. Saadet zincirlerine kapılırsak toplum bilincimizi ve benliğimizi kaybederiz. Sosyal medyadan eleştirmek yâda trip atmak yerine bir araya gelerek aramızdaki sorunları yüz yüze konuştuğumuzda aslında çokta ciddi bir sorun olmadığını anlayabiliriz.
İnsan insana her zaman muhtaçtır bizler birbirimize ne kadar bağlı olursak o kadar güçlü oluruz. “Birlikte rahmet ayrılıkta azap vardır” Hadis-i Şerif her şeyi özetliyor zaten.

Arda Turan için bahsettiğim videoya şu adresten ulaşabilirsiniz: