Son bir haftada, ülkemiz adeta topyekûn savaş hali yaşıyor. Son bir haftada 26 ilimizde 86 orman yangını çıkması bir tesadüf olabilir mi? Adana da aynı anda 20 yerde, İzmir’de 6 yerde, Muğla’da 4 yerde başlayan orman yangınları sabotaj değil de ne olabilir?

NEDEN? BU, MİLLETE AÇIKLANMIYOR.

İstihbaratımızın tespit ettiği, TERÖR ÖRGÜTLERİNİN silahın yoksa, cebinde bir çakmak, bir kibritinde mi yok mesajları, göz ardı edilecek bir bilgi değildir. Ülkemizi yakmak isteyenlerle karşı karşıyayız. İŞTE ülkemizin GERÇEK beka sorunu budur.  THY uçakları nerede sorusuna katılıyorum. Daha üç, beş yıl önce İsrail’e, Gürcistan’a yangın söndürmeye giden bu uçaklarımız şimdi nerede? Neden atıl vaziyette? Bu uçaklarımıza 4 milyon lira bakım masrafı veremiyoruz. Rusya’dan günlük 1.2 milyon liradan yangın uçakları kiralıyoruz. Adama sorarlar; BU NE PEHRİZ, BU NE LAHANA TURŞUSU DERLER Bu durumun bir başka adı topyekun saldırı altındayız. BU, FELAKETTEN ÖTE BİR DURUMDUR. Bu millet ne badireler atlattı da bugünlere geldi. Bunlarda elbette geride kalacak. Bugün ülkemizin ormanlarını yakanlar, yarın fırsat bulsalar milletimizi yakarlar. Bu durumu bazı duygusuz insanların bahsettiği gibi, tarla açmak için çıkarılan yangın olamaz mı? SÖZLERİ GAFLET VE DALELETİN TA KENDİSİDİR. Yaklaşımlar asla kabul edilemez. Bunlar milli duygu yoksunu insanların ifadesidir. Bu zihniyet, teröre yardım ve yataklık yapma zihniyetidir. ** BİRLİK BERABERLİĞİN TAM ZAMANI! Ülkemiz böyle badireleri aklı ve gücü ile hep aşmıştır. Bu sorunu da elbette aşacaktır. Ülke çapında, Cuma hutbesinde orman yangınlarımızın konu alınması, çok faydalı olmuştur. Cuma günü İzmir’in bir köyündeydim. Jandarmaların orman eteğindeki köyleri dolaşıp vatandaşlara; - ORMAN İÇİNDE TARLANIZ OLSADA, ORMANA GİRMEYİNİZ uyarıları zamanında alınmış bir tedbirdir. Hatta jandarmanın köylülerden orman alanına giren yerli ve yabancı plakalı araçların plakalarını emniyet ve jandarma güçlerine bildiriniz uyarıları da, MÜKEMMEL BİR DÜŞÜNCEDİR.  Bu terör zihniyetine durdurmada elbette ki etkili olacaktır. Yine Kuşadası Davutlar Milli Parkı’nın Ağustos ayı sonuna kadar pikniğe, ziyarete kapatılması yerinde bir karardır. Milletimizin ve köylümüzün el birliği içinde hareket ettiklerini görüyoruz. İşte milli şuur denen şey budur. Atatürk’ün Türk Gençliğine hitabetini hatırlıyorum. Ne diyor Atatürk; “DEVLETİ YÖNETENLER, GAFLET, DALELET VE HATTA HİYANET İÇİNDE OLABİLİRLER. BU AHVAL VE ŞERAİT İÇİNDE DAHİ VAZİFEN, TÜRK İSTİKLAL VE CUMHURİYETİNİ, İLELEBET MUHAFAZA VE MÜDAFA ETMEKTİR. MUHTAÇ OLDUĞUN KUVVET DAMARLARINDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR” diyor. Liderler bunu yapamasa da YUMRUĞUNU BİR MASAYA VURMASADA Milletimiz, ülkemizin menfaatleri söz konusu olduğunda her zaman olduğu gibi bugünde TEK SES TEK YÜREKTİR. Yeter ki, BU SIKINTILARIMIZ SİYASET MALZEMESİ YAPILMASIN. ** DURDURUN, ŞU GÖÇMENLERİ! Ülkemiz bu kadar sıkıntıları yaşarken daha büyük bir sıkıntı her gün büyüyerek geliyor. Neden? Devletimizi yönetenler, bunu görmezler anlamıyorum. Son 10 yıldır sayıları dört buçuk milyonu bulan, Suriye göçmenleri ile toplum huzurumuz bozuldu. Bunu kim inkar edebilir?  Dünyada bir milyar iki yüz bin açlık sınırı altında yaşayan insan var. Bunların 900 MİLYONU Müslüman’dır. Dünyada 206 devlet var. Türkiye mi bu insanları kurtaracak? Bu insanlar ölmesin diye, bu insanları Türkiye’mi sahip çıkacak. Bu ülkemizin altına konan dinamit, FELAKET olmaz mı?  Bunlar yetmiyormuş gibi Afganistan’dan yola çıkan 6,5 milyon Afganistan mültecilerinin yurdumuza girmeye başladıklarını gazete ve televizyon haberlerinden izliyoruz, öğreniyoruz. Büyük bir göçmen tehdidi altındayız. Bunlar ulusların ülkemize bir oyunudur. Artık Yeter. uyanmalıyız. 3-5 milyar Euro uğruna, milletimizi ateşe atmak kimin haddine. MİLLETİMİZİN MİLLİ BİRLİĞİ TEHLİKEYE GİRMİŞTİR. TERÖR ÜLKESİ OLMAK ÜZEREYİZ. Bu göçmenlerde, ülkemize gelirse buna izin verilirse ülkemiz karışır. Allah korusun iç savaşın eşiğine geliriz. Bunu devletimizi yönetenler görmüyor mu? Niye önlenmiyor? Niye önlemler alınmıyor? Bu millete anlatılmalı. GÖÇMEN SORUNU ülkemizin en büyük beka sorunudur. Hangi ülkede kim iktidar olursa olsun, bu tehlikenin altında, yok olmaya mahkumdur. Türkiye’nin karışmasını isteyen Avrupa Birliğinden gelecek 3-5 milyar EURO için milletimize bu kötülük yapılır mı? Ateşe atılır mı? Bizi cephede teslim alamayanlar, anlaşılıyor ki yeni senaryoları olan, GÖÇMEN SORUNUYLA ülkemizi sarsmaya, parçalamaya hedef almışlardır. BU OLMAYACAK DUAYA AMİN DEMEKTİR. YETERKİ YEK SES TEK YÜREK OLALIM. ** KUŞADASI REZALETİ! Kuşadası plajlarında patlayan fosseptik borusu maalesef özellikle Kuşadası turizm kentimize zarar vermiştir. Maalesef bu konu bile siyasete malzeme olmuştur. Bu rezaletin şu partisi bu partisi olmaz. Depremlerde ilk yıkılan binalar devlet ihalesiyle yapılan binalar değil mi? KUŞ ATAK PROJESİ bir dünya bankası projesidir. 1990 yıllarında başlamıştır. Projesi hazırlanmış, ihalesi Kuşadası Belediyesi tarafından yapılmıştır. Şu veya bu Belediye Başkanı zamanında yapılması hiçbir şeyi değiştirmez. Her devlet ihalesinde olduğu gibi.. Ben bu ihale şartlarındaki malzemenin de eksik kullanıldığını iddia ediyorum. Yetkililer fosseptik pisliğini, kaç yıldır denizin açığına vahşi bir şekilde bıraktığını açıklarsa olayın iç yüzünü de, vatandaş öğrenmiş olur. Burada vatandaş aldatılmıştır. Projede keyfiyet vardır. Malzeme eksik kullanılmıştır. Biyolojik arıtması yapılan kanalizasyon pisliği, kimyasal arıtma yapılmadan denizin 3-4 kilometre açığına bırakılmıştır. BU YILLARDIR DEVAM EDİYOR. Kaç yıldır bu pisliğin denize bırakıldığı yetkili ağızlardan açıklanmalıdır. Kirazlı’da ki kimyasal arıtmaya, Kuşadası’nın kanalizasyon atıkları gönderiliyor iddiaları doğru mudur? ÇOK ÖNEMLİ BİR KONUDUR. Kuşatak projesi ana boruları sahilin ortasından geçiyor. Sahiller gasp edilmiş, bu nedenle sahillerde pis kokular vardır. Yarın veya daha sonra bu patlamaların devam edeceğini iddia ediyorum. Dünya bankasının bu projesi, Kuşadası ve Aydın tarafından hafife alınmıştır. Bu sorunlar yaratılmıştır. YAZIK OLUYOR KUŞADAMIZA…