İçimizi kıpır kıpır yapan; hayatı, dünyayı çok daha güzel bir gözle görmemizi sağlayan bir aşkla yolumuza devam etmeye başladıktan sonra ne oluyor da geçimsizliğe hatta daha da ilerleyen evrelerde şiddetli geçimsizliğe dönüşen bir ilişkinin içinde buluveriyoruz kendimizi biraz bundan konuşalım.
Evlilikte ya da duygusal bir birliktelikte geçinmek dediğimiz şeyin eş anlamlısı anlaşmaktır. Her zaman dediğim gibi anlaşmanın ilk şartı da karşımızdaki kişiyi anlamaktır. Çünkü anlayamadığımız bir insanla anlaşamayız.
Anlamaya başlamak için biz nasıl davranmalıyız? Karşımızdaki kişi nasıl davranmalı?
Öncelikle her şeyden önce şunu bilmelisiniz ki biz insanlar bir şeyi değiştirmek ya da bir şeyi başarmak istersek onu mutlaka yaparız. Eğer belli bir yerinde tıkanır ve karşılaştığımız zorluklar nedeniyle motivasyonumuzu, azmimizi kaybediyorsak o şeyi yeterince istemediğimiz anlamına gelir. Elbette söz konusu ilişkimizse buradaki istek ve motivasyon karşılıklı olmalı. Karşılıklı olabilmesinin yolu da yine doğru kelimelerle ve doğru bir üslupla konuşmaktan geçiyor.
- Ortadaki sorunu çözmek için atılan adımların içerisinde eleştiriye yer vermemek gerekiyor diyaloglarınızı belli bir farkındalıkla gerçekleştirirseniz sizde farkına varacaksınız bir insanı eleştirmeye başlarsanız o kişi güdüsel olarak savunmaya ve savunmasını sağlamlaştırmak için oda sizi suçlamaya başlar. Konuşmaya, eleştiriyle başlamak her türlü ilişkide karşı tarafın savunmaya geçmesine neden olur.
Yani; sen şusun ve sürekli şunları yapıyorsun diye başlayan bir cümlenin karşılığı, sanki sen çok mu farklısın diye devam eder. Sende şu zamanda bana şunu yapmıştın bana şunları demiştim şeklinde süregelir ve başladığınız noktadan bırakın bir adım ileri gitmeyi yerinizde bile saymaz geriye doğru gitmeye başlarsınız.
- Peki bu diyaloğa başlamamızdaki amaç kırgınlığı ve küslüğü bitirmek mi? Yoksa suçluyu bulup cezalandırmak mı? :) amacımız anlamak ve anlaşmak olursa bunu destekleyen bir üslupla konuşursak eşimiz ya da sevgilimiz yine aynı cümleleri sarf eder miydi?
Cevap: Hayır.
Bakın bu noktada şunu yapmak gerekiyor;
"Ben şu an böyle bir noktaya geldiğimiz için mutsuzum ve üzgünüm. Eminim sende böyle olmamızdan mutlu değilsindir. İkimizde birbirimize doğru şekilde davranmadık. Bu yüzden kimin daha suçlu olduğunu bulmaya çalışmaktan vazgeçersek, birbirimizi yıpratmaktan da vazgeçmiş oluruz."
Bir evlilikte ya da ilişkide kavganın sona ermiyor olmasının nedeni; ilişkideki kişilerden birinin, diğerinin kendi suçunu kabul etmesini beklemesinden kaynaklanıyor. Biz bir insan olarak nasıl suçlandığımızda karşı atağa geçiyorsak, nasıl kolay kolay kendimize toz konduramıyorsak karşımızdaki kişide aynı özelliklere sahip bir insan. Sanki biz hiç zorluk çıkartmadan suçlanmayı ya da suçlu olmayı kabul eder miyiz?
Cevap: Etmeyiz :)
Çünkü; her ne yaptıysak sebepsiz değildir. Verdiğimiz tepkinin altında yatan bir sebep mutlaka vardır. Karşımızdaki kişinin aynı durumda olduğun farkında olun. Onun öyle davranmasına neden olan bir durum bizim farkında ya da farkında olmadığımız bir davranışımız yüzünden gerçekleşmiş olabilir.