11 Mart 2020 tarihinden bu yana yaşanan Kovid-19 salgını dolayısıyla ekonomik sorun yaşamayan neredeyse kimse yoktur. Binlerce esnaf kepenk kapattı. Bu esnafların yanında çalışan on binlerce kişi bir süreliğine de olsa işsiz kaldı. Evine ekmek götürmekte hatta bebeğinin altına bez bağlamakta güçlük çeken aileler oldu. Pandemi döneminde Aydın Büyükşehir Belediyesi’nden en fazla istenen yardım bebek bezi olmuş. Salgında herkes sıkabildiği kadar dişini sıktı, herkes fedakarlık yaptı. Kimsede sokaklara dökülüp caddelere ateşe vermedi. Çünkü bu sorun memleket sorunuydu.
Bu kadar büyük ve topyekun bir mücadelenin ardından insan bir rahatlama beklerken, yeni bir ekonomik sorunla karşı karşıya kalıyor. Yeni normalleşmeyle birlikte zam haberleri ardı ardına geldi. Elektriğe, doğal gaza yapılan zamlar ödül bekleyen bu halka bir ceza niteliğinde. Ekonomik olarak toparlanma sürecine girecek vatandaşın nefes alması gerekirken, bu zamlar insanı nefessiz bırakır.
Elektrik şirketlerinin üretim maliyetlerinin artmasına gerekçe göstererek istediği zamlar hükumet tarafından kabul gördü. Çiftçinin üretim maliyetleri de arttı. Yıllardır feryat eden milyonlarca çitçinin de duyun sesini. Az sayıdaki kodaman elektrik üreticisinin sesine kulak kabarttığınız kadar çiftçinin sesine de kulak kabartın.
Bu dönemde elektrik ve doğal gaza yapılan zamlar mutlaka sandığa yansıyacaktır.
SİZE YAKIŞMADI
Hafta sonu şahit olduğum acı bir olayı anlatayım sizlere. Köşk’te hafta sonu çok sayıda düğün vardı. AK Parti Aydın Milletvekili Bekir Kuvvet Erim, Köşk’ün AK Partili Belediye Başkanı Nuri Güler ve İlçe Başkanı Halil Mollaoğlu ile düğünleri gezip vatandaşların mutluluklarına ortak oldular. Buraya kadar her şey iyi, güzel, hoş. Köşk’te AK Parti’nin kalesi olarak bilinen Ilıdağ Mahallesinde iki düğün vardı. Birisi AK Partiye yakınlığı ile bilinen ailenin, diğeri de yetim bir gencin düğünüydü. Aynı köydeki AK Partili ailenin düğününe kalabalık bir partili grup ile katılan Bekir Kuvvet Erim, kendisine bilgi verilmemiş olmalı ki yetim gencin düğününe uğramadan mahalleden ayrıldı. ‘Kimsesizlerin kimsesi, sessiz yığınların gür sesi’ sloganına kendisine şiar edinmiş bir partinin mensuplarından beklenmeyen bu hareket beni ve olayı şahit olanları çok üzdü. Bu hareket sizlere yakışmıyor. Yetimin başına okşayacağınız yerde görmezden gelmek parti geleneğine ve insanlığa ters bir durum.
Daha sonra yetim kardeşimizin düğününe AK Partili bir meclis üyesinin katıldığını öğrendim.
DİKKAT..!
Anlatmaya çalıştığım bu iki konu AK Parti iktidarının yara almasına sebep oluyor. Zor bir dönemde gelen ekonomik zamlar ister istemez cebi delik olanın elinin tenine değmesine neden oluyor. Diğer konu ise 2000’li yıllara kadar kimsenin temas etmediği, görmezden geldiği, kimselere temas ederek çoğunluğun partisi konumuna gelmiş bir AK Parti, yetime bir kenara bırakıp kendisinden olanı görmesi parti içindeki yozlaşmayı gösterir. Bu durum partiye daha büyük zarar verir. Bu yanlışlar bu partiye uçuruma götürür.