Ülkemizde herhangi bir lider, uzun öksürse veya hapşırsa günlerce televizyonlarda tartışma konusu oluyor. Neden uzun öksürdü? Neden uzun hapşırdığı? Neyin işaretini verdiği? tartışılıyor. Ne yazık ki Türk siyaseti bu moda girdi… Açıkçası dananın altında buzağı aranıyor. Tam anlamı ile dedikodu ülkesi olduk. Cumhurbaşkanlığı seçimine daha 2 yıl var. Şimdiden, ittifakların adayı kim olacak tartışmaları yapılıyor. Resmen bu ittifaklar bir taktik savaşı. Herkes rakibinin arkasına dolaşıp, iki puan alma peşinde. Spor müsabakalarının taktikleri siyasilerin bu taktikleri karşısında çok basit kalıyor. Zira siyasi taktiklerde ne yaparsan yap her şey mubah. Cumhur İttifakında, ÜST AKIL TEK kişi odaklı. O da Recep Tayyip Erdoğan. AK Parti’nin tek sesi adayda kendisi olacak.  Gerek partilileri gerekse kendisi bunu zaten açıkladı. Cümle alem de bunu biliyor. ** MİLLET İTTİFAKINDA DURUM NE?  Peki, Millet İttifakında durum aynı mı? Nerde, o cenapta herkes üst akıl sahibi, asgari müşterekte birleşmeleri çok zor. Kimse kimsenin aklını beğenmiyor. Tam bir Arap saçı örneği yaşanıyor.  Öyle olmasa ilk Cumhurbaşkanlığı seçiminde nerden buldularsa, EKMELETTİN İHSANOĞLU ortaya çıkar mıydı? Sonuç ortada, çünkü millet ittifakında üst akıl, kazanacak adayı değil de, kaybedecek adayı bulup geliyor. Önümüzdeki Cumhurbaşkanı seçimlerinde millet ittifakında kim aday olur bilmiyorum. Fikir ve düşünce özgürlüğüne saygı duyarak, ismi geçen adayları satırlarıma taşımak istemiyorum. Sadece görünen millet ittifakında HDP sorunu var. İYİ Parti ne olursa olsun kırmızı çizgisinden ödün vermiyor. HDP ile işbirliği ortak adayımız olmaz diyor. Unutulan önemli bir şey var. Türkiye’de seçmenin yüzde 70’i sağ seçmen.  Türkiye’de kim sağdan fazla oy alacaksa... Recep Tayyip Erdoğan karşısında o adayın ancak kazanma şansı olur. Bizden olsun, kazanmasın zihniyeti bitmezse, CHP daha 40 yıl seçim kazanmak için bekler. Bu gerçeği 61 yıldır göremeyen CHP’nin Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu’nun, Bu gerçeği görmeğe başladığını görüyoruz. Kılıçdaroğlu’nu şimdi de kendi partilileri mani olmaya çalışıyor. Son Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde millet ittifakından aday olan Muharrem İnce şimdi partisinde yok. Yeni bir partinin genel başkanı, Yine İstanbul’da CHP en yüksek oyu alan Mustafa Sarıgül’de partisinde yok. O’da kurduğu bir partinin genel başkanı. Bunlar bir tesadüf müdür? Yoksa herkes kendisini CHP’de Genel Başkan olarak mı görüyor? Belli değil. CHP doğum yapa yapa bugünlere geldi. Önce bunun çözülmesi, cevap bulması gerekiyor. Yoksa MİLLET İTTİFAKI, DAHA ÇOK HAVANDA SU DÖVER. ** DÜNYA OKUL, BİZ HAPİSHANE AÇIYORUZ! Türkiye olarak ilginç bir toplum olduk. Dünya gidiyor mersine, biz gideriz tersine sözü sanki bizim için söylenmiş. Af niyetine hapishanelerimiz boşalıp, derin bir nefes alsak da çok geçmeden hapishaneler yine doldu. Ne kadar da suç işlemeye yatkın bir toplum olduk. Bu durumu için kim geleceğimiz adına umut verici diyebilir. Hapishaneler boşaltılmasına rağmen, kısa sürede mahkum ve tutuklu sayısı hapishane kapasitelerinin üstüne çıktı. Şu anda Türkiye’de hapishanelerimizin tutuklu ve hükümlü kapasitesi 250 bin kişilik. Kısa sürede mahkum sayısı Mayıs ayı itibariyle 290 bini aştı. Ayrıca sadece son bir ayda 250 mahkum hak mağduriyeti yaşamış. Buda endişe veren bir durum. Bu mahkumların her türlü haklarını devletimiz koruyor. Hak ihlallerini çözüm getirecek olan Türkiye Cumhuriyeti devletidir. Bu sorunların acil çözülmesi gerekiyor. Yapılan açıklamalarda Türkiye 42 farklı ilde cezaevi yapımı için, bütçede 4 milyar 449 milyon lira ödenek ayırdığını görüyoruz. Bu rakamlar, gurur duymayacağımız ülkemize sıkıntı veren rakamlar. Çözüm ekonomik rahatlıktır. Türkiye olarak, ilime koşmak, okullar açmak ülkemizin hedefi olmalıdır. Bunun içinde tek yol ekonomik yönden, güçlü olmak hepimizin hedefi olmalıdır. Cezaevi açmakla bir yere varamayız. ** GURUR DUYDUM! Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 14 Haziran'da Belçika'nın başkenti Brüksel'de yapılan NATO Zirvesi'nde ABD Başkanı Joe Biden başta olmak üzere pek çok liderle bir araya geldi. Ülkemizi NATO zirvesinde nasıl ilgi odağı haline geldiğini gördüm. Ülke başkanları adeta Türk delegasyonuyla görüşme yarışına girdi. Doğrusu gurur duydum. İnsana, yönelik siyaset bizden başka bir ülkede görünmüyor. Ne yazık ki bu bize hiçbir şey kazandırmıyor. Yine birkaç gün önce seri üretime başlayan milli füzemiz 229 km menzilli ATMACA’nın savaş gemimizden hedefini dünyanın gözü ön ünde tam isabetle vurması her Türkün gurur duyması gereken bir durumdur. Ne olur.. İç barışı, iç huzuru el birliği içinde sağlasak. O zaman dünya BİZE İĞRENEREK DEĞİL, İMRENEREK BAKACAK. Hep birlikte yurtta adaleti sağlamalıyız. Yolsuzlukları önlemeliyiz. Birbirimizle değil, bize çekemeyenlerle uğraşmalıyız. TÜRKİYE’YE ZAFİYET İÇİNE DÜŞSÜN diyenlere bu fırsatı vermeyelim. Siyaseti hizmet aracı olarak kullanalım. YOKSA YERİMİZDE PATİNAJ YAPARIZ.   Not: 10 GÜNDÜR EŞİMLE COVİD-19 YAŞIYORUZ. KARANTİNADAYIZ YAZILARIMA EN KISA SÜREDE DEVAM EDECEĞİM…