Çocukluktan yetişkinliğe geçerken çocuklarımız ruhsal fiziksel ve sosyal yönden bir başkalaşım içine girer ve bu süreç gerek çocuğumuz gerekse bizim için yıpratıcı olma özellikleri gösterir. Gençliğe giden çocuğumuz için ikinci plana atılmaya başlayan anne babalar da bu süreçte ne ile karşılaşacaklarını bilirlerse süreci yönetmek daha kolay olacaktır. Ergenliğin başlangıç ve bitiş yaşı değişebilse de artık kız çocukları için 8-9, erkek çocukları için 9-10 yaşlarında ergenlik belirtilerini görmekteyiz. Ergenlik, değişim demektir, Büyümek demektir, Başkalaşım ve Dönüşüm demektir ancak bu süreçte çocuğumuzun bir yarısı henüz “küçük bir çocuk” gibiyken bir yanı da “ben büyüdüm” nidalarıyla çalkalanır. Büyümek sadece ergenliğe özgü değildir, çocuklar da büyürler ama değişmezler. Ergenler ise hem büyürler hem de değişirler.

HUZURSUZLUK BU DÖNEMDE SIKTIR

Gençliğe geçişte ergenler; Duyguların yoğunluğunda artış yaşarlar, öfkesi de sevgisi de mutsuzluğu da aşırı uçlardadır, kimlik arayışı içine girmişler hemen her hafta yeni bir idol yeni bir akım yeni bir görüş ile karşınıza gelebilirler. Canları her şeye sıkılıp sürekli yeni bir şey yapma arayışında olurlar. Otoriteye karşı gelme başlar, artık kolay kolay gençlerden “peki” cümlesini duymak mümkün olmaz. Karşı cinse ilgisi artmıştır. Bağımsızlık isteği yalnız kalma isteği, bir gruba ait olma isteği başlamış zaman zaman aileyi kaygılandıracak uğraşlar içine girmiş olabilirler. Huzursuzluk bu dönemde sıktır. Aşırı hayal kurma ve muhtemelen anne babalarını bağnazlık tek düze olmakla suçlama bu dönemlerde sık görülür. Bu dönemde ergenler ve aileler sık sık çatışma yaşamaya başlarlar. Gençler çoğunlukla, ana-baba tarafından eleştirilmekten, azar işitmekten, konuların çok uzatılmasından, kendisine dağınık olduğunun söylenmesinden, aşırı şekilde nasihat edilmesinden, üstlerine çok düşülmesinden, anlaşılamamaktan, ana-babanın her şeyi öğrenmek istemesinden, okuldaki başarısının eleştirilmesinden, aile baskısından dolayı şikayet ederken anne babalar da gencin başına buyrukluğundan, aklına eseni yapmasından, söz dinlememesinden anne baba ile zaman geçirmek istememesinden, yanlış arkadaşlık kurduğundan, derslere ilgisizliğinden, internet ve telefonda riskli davranışlarından karşı cinsle olan riskli davranışlarından şikayet ederler.


“ERGENLERE NASIL YAKLAȘALIM, NASIL DAVRANALIM?”

Cevaplanması gereken bu soruların cevabı “İletişim” ile başlar. ‘Aile İle İletişim’, ergenlik dönemindeki her genç için her zamankinden daha önemlidir. Anne ve babası tarafından eleştirilmeden, yargılanmadan, sorgulanmadan dinlenen genç, karşılaştığı güçlükleri aşmada zorlanmayacaktır. Ayrıca sorunlarını ailesi ile paylaşmaktan kaçınmayacaktır. Ergenle iletişimde anne babaların dinleme becerisi çok önemlidir.

ETKİN DİNLEME NEDİR?

Etkin dinleme iletişimde gerekli ve uygun durumlarda, susma, konuşmaya cesaretlendirme, anlatılanların anlaşıldığını hissettirecek geri bildirimler verme, soru sorma, kendini açma, espri, beden dilini iyi kullanma, empatik olabilme becerilerini içerir. Etkin dinleme becerisinin ergenlerin gelişimine sağladığı katkılar, ergenin olumsuz duygularının kabulünü sağlar. Ergenin duygularını ifade etmesine yardımcı olur. Yetişkin ve ergen arasında sıcak bir ilişki kurulmasını sağlar. Sorunların çözümlenmesini sağlar. Ergenlerin anne babaların düşüncelerine değer vermelerine yardımcı olur. Ergenin bireysel farkındalık sağlamasına yardımcı olur.

AİLELERE ÖNERİLERİMİZ

Sinirli tepki vermeyin, çünkü bu bir savaş davetidir. Çocuğunuz öfkeli olduğunda sizde el-kol hareketleriyle karşılık vermeyin. Ona, öfkelendiğinde sakince konuşmasını önerin. Hala olmuyorsa kendi tartışmasını bitirmesine izin verin, derdini anlatsın. Eleştirel düşünme için cesaretlendirin. Sorumluluk sahibi olmadan kimsenin haklara sahip olamayacağını açıklayın. Çocuğunuzun hak ve sorumlulukları hakkında konuşun. Kendi hak ve sorumluluklarınız hakkında konuşun. İş yaptığında ayrıcalıklarını ya da özgürlüklerini arttırın. Sakin, kısa ve öz bir şekilde kaygılarınızdan bahsedin. Haftalık, internete zaman limiti koyma konusunda ne düşündüğünü sorun ve mutlaka sınırlar konusunda anlaşın. Onu gerçek yaşam aktivitelerine yönlendirmeye çalışın. Onu denetlerken bu denetimleri uzaktan yapmaya özen gösterin