Üstün Yapı tarafından yapımı bitirilen Atrium Terrace’deki havuza bakan yatak odama güneşin ilk ışıkları girer girmez uyandım.
Normalde yatak keyfi yapmaya bayılırım ama sizlere söz verdiğim gibi Cuma günü başladığımız yazı dizisini yazmaya devam etmeliyim.
Röpteşambırımı üzerime geçirip, elimi yüzümü yıkadıktan sonra mutfağa gittim.
Funda çoktan kalkmış, portakal suyumu sıkmış.
Portakal suyumu sıktığı gibi yanaklarımı da sıkıp, “Ayy yerim seni ben” diyerek sevdi.
Aristokrat bile olsan sevilmeye, şımartılmaya ihtiyaç duyuyorsun.
*
Dönelim gerçek konumuza.
Didim’e çöreklenen inşaat çetesi hedeflerine ulaşmak için her yolu denerken İmar Barışı Uygulaması ile inşaat artık kaçak durumda olmaktan çıkmıştı.
Ancak gözleri doymayan bu fırsatçılar bu kez de 7 ve 8 kat olan inşaatı 9 ve 11 kata çıkarmış üstelik konut yerine otel yapmışlardı.
“Rant’a geçit yok” diyen Didim Belediye Başkanı A. Deniz Atabay, imar barışından sonra yasal hale gelen ancak çıkılan fazla katlar ve konut alanından ticari alana dönüştürülmesi ile tekrar kaçak duruma düşen inşaatın peşini bırakmadı.
*
Didim Belediyesi tarafından olayların başladığı günden bu yana 3194 sayılı İmar Kanunu gereğince 12 kez mühürlenen inşaatla ilgili hemen hemen tüm olayların içinde bulunan bir kişi dikkat çekiyordu.
2014 yılında Deniz Atabay ile birlikte hareket eden, seçimden sonra ise istediğini alamadığı için Başkan Atabay’ın karşısına geçen Ekrem Batur.
Bu kişi ile ilgili ayrı bir dosya yapmak gerekir ama değmeyeceğini düşündüğüm için buna gerek duymuyorum.
Bu kişiyle ilgili şimdilik bilmeniz gereken, Deniz Atabay’ın kendisine yol vermemesinden dolayı atılan bütün iftiralarda başrolde olduğudur.
Zaten aslında hep böyle zincirlemedir yaşananlar.
Çıkarların çatışması veya örtüşmesi asla bir araya gelmeyecek kişileri mutlaka bir araya getirir.
*
Ekrem Batur’da onlardan biriydi aslında.
Seçimden önce desteklediği adam kendisinin haksız kazanç elde etmesini istemiyor, engel oluyordu.
Doğal olarak çıkarlarının örtüştüğü başka birilerinin yanında yer almayı doğru kabul etti ve sadece Ahmet Orak ile değil, Deniz Atabay’a küfür eden herkesle yan yana olmaya başladı.
*
Asla bir araya gelmez denilen kişilerin çıkarları örtüştüğünde nasıl bir araya geldiklerine bir örnek de Didim’de iki dönem Belediye Başkanlığı yapan Mümin Kamacı’dır.
Kamacı, 2004 yılında CHP'den Didim Belediye Başkanı seçildi. 2009 yılında bir daha seçildi.
2014 yılında partisi kendisini aday göstermeyince DSP'ye geçti ve kaybetti.
Kamacı bu kez 2019 yılında AK Parti'den aday oldu.
Kürsüde vatandaşa hitap ederken söylediği "Partimle sorun yaşadıktan sonra bizi kader Adalet ve Kal.. (Yanındakine dönerek) Neydi bizim partinin adı? Adalet ve Ka.. Gene karıştırdım" demesiyle hafızalarımızda yer etti.
Dünya görüşlerini falan bir kenara bıraktım, daha adını söyleyemediği bir partiden aday olmuştu.
*
Kendisini ‘Gerçek Solcu’ diye tanımlayan Ekrem Batur’da 2014 yılında DSP’den aday olan Mümin Kamacı’ya küfür ederken, 2019 yılında AK Parti’den aday olunca desteklemeye başlamıştı.
Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusunun vücut bulmuş haliydi.
*
İşte tam o günlerde Aydın’da gazetecilik yapan Suat Deniz ve Ayla Ekin Deniz de ne hikmetse Didim’de karargah kurmuş ve Mümin Kamacı’nın ekibine dahil olmuştu.
Mümin Kamacı ile çalışmalarını sağlayan da AK Parti Aydın Milletvekili Metin Yavuz’du.
Ayla Ekin Deniz ve Suat Deniz’e Didim’de bir ev tutulmuş, yanlarına bir de kameraman verilmişti.
*
Deniz Atabay’a karşı Didim’deki bazı yerel gazeteler ile birlikte hummalı bir karalama kampanyası devam ettirilmeye başlanmıştı.
*
Tarihler 21 Ocak 2019’u gösterdiğinde Aydın Adnan Menderes Üniversitesi’nin Rektörü değişti ve yeni Rektör Prof. Dr. Osman Selçuk Aldemir oldu.
Şimdi ‘Bu ne alaka?’ demeyin.
Anlatacağım.
Osman Selçuk Aldemir, Rektör olarak atandıktan kısa bir süre sonra eski Rektör Cavit Bircan ile sorun yaşamaya başladı.
Rektörlük görevine başlar başlamaz kolları sıvayan Osman Selçuk Aldemir, üniversitede dekan ve müdürleri değiştirdi.
Ancak bu değişiklikler bazı çevrelerde hoş karşılanmadı.
Rektör Osman Selçuk Aldemir hakkında Deniz Atabay olayında olduğu gibi aynı gazetelerde ‘yasak aşk’ iddiaları yer almaya başladı.
*
Bu olayların hepsini tek tek yazmayacağım ama Rektör Osman Selçuk Aldemir için büyük bir savaş başlamıştı.
Karşında çok iyi organize olan bir güç vardı ve bağlantıları anlamak zordu.
Yeni Asır Gazetesi Aydın Temsilcisi İhsan Karataş’a konuşan Aldemir’in sözlerine göz atalım isterseniz.
*
Rektörlük atamasından itibaren FETÖ tarafından hedef alındığını savunan Aldemir, hakkında yalan sabıka sicil kaydı oluşturan Aydın Adliyesi ceza hakimliğindeki bir katibin, bu yalan belgenin fotokopisini birine gönderdiğini söyledi.
Aldemir, "Belgeyi kaydetmemiş ama UYAP'ta ortaya çıktı." diyerek konuyla ilgili Asliye Ceza Mahkemesi'nde 4'ü memur 7 kişinin yargılandığını ifade etti.
Eski üniversite yönetiminin kurduğu 'OHAL Grubu'nun 94 kişiyi üniversiteden ihraç ettiğini söyleyen Aldemir, bu grupta yer alan 6 üyeden 4'ünün FETÖ'cü çıktığını ve FETÖ'cü olarak ihraç edilenlerinin hepsinin göreve döndüğünü dile getirdi.
Önceki dönem rektörü Prof. Dr. Cavit Bircan'ın kurduğu ekibin üniversitede göreve devam etmek için kendisine 10 milyonluk rüşvet teklif ettiğini iddia eden Aldemir, söz konusu yapılanmada yer alanların 'Sistem devam etsin, yoksa seni o koltukta oturtmayız' diyerek eşi, oğlu ve yakınları üzerinden tehdit ettiğini savundu.
Rüşveti kabul etmeyince özel hayatı üzerinden iftiralara maruz kaldığını savunan Aldemir, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sözlerini hatırlatarak "Ben de bunların inlerine girdim" dedi.
*
Rektör Aldemir kendisi hakkında yapılanları sineye çekmemeye karar vermişti.
Bir hukuk mücadelesi başlattı.
*
Didim’de Deniz Atabay ve Aydın merkezde Rektör Osman Selçuk Aldemir hakkında başlatılan iftira kampanyasının ne kadar da benzer olduğunu anlamışsınızdır sanırım.
İstediklerini alamayanlar veya yaptıramayanların ilk başvurdukları şey ‘yasak aşk’ iddialarıydı ve bu haberlerin yayılmasında aynı gazeteler ön plana çıkıyordu.
Bunlar tesadüf değildi.
Tesadüf olmadıkları bir bir ortaya çıkacaktı.
*
Rektör Aldemir olayını şimdilik bir kenara bırakalım ve Didim’e dönelim.
Atılan iftira ve yürütülen kirli kampanyanın güdümünde girilen seçimde, Didimli seçmen iftiralara rağbet etmedi ve Başkan Atabay oylarını ikiye katlayarak yüzde 55.98 oy oranı ile tekrar başkan seçildi.
*
Ne yapsalar olmuyordu.
Peki duracaklar mıydı?
Elbette hayır.
Seçimle gelen başkanı, kumpasla görevden aldırmak için yeni bir kampanya başlayacaktı.
*
Mahkemeler devam ederken yapımı tamamlanan otel, 29 Ağustos 2020 günü Beşiktaş Kulüp Başkanı Ahmet Nur Çebi, AK Parti Aydın Milletvekili Metin Yavuz ve Didim Kaymakamı Halil Avşar’ın katılımıyla açılıyordu.
Ruhsatı olmayan otelin açılışına devletin temsilcilerinin katılması da ayrıca bir ilginçti.
*
Ruhsatsız otelin açılışında konuşan Milletvekili Metin Yavuz: "Didim'de böyle bir yatırım yaparak turizme katkı ve istihdam sağlayan işadamlarına teşekkür ediyorum" derken Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi de “Tesisin yöneticileri Beşiktaşımıza destek olarak bir destekte bulundular. Bunun ile de yetinmeyip otelin 1903 No’lu odasının 1 yıllık gelirini kulübe bağışladıklarını ifade etmişlerdi ki beni kırmayarak süreyi 3 yıla çıkardılar. Kendilerine gösterdikleri bu destekten dolayı bir kez daha teşekkür ediyorum” diyordu.
Ahmet Orak ve Süryani ortağı Enlil Simon, Beşiktaş Kulüp Başkanı Ahmet Nur Çebi'ye sembolik olarak 200 bin liralık bağış çeki ve 1903 numaralı odanın anahtarını takdim ederek şov yapıyordu.
*
Şimdilik bu kadar.
Yazmaya devam edeceğim.
Ancak bu arada bir son dakika bilgisi paylaşayım.
12 kez mühürlenen ancak inşaatı devam eden, konut olması gerekirken otel yapılan bu inşaatın Yapı Kayıt Belgesi mahkeme kararıyla Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından iptal edildi.
Yani 7 ve 8 kat İmar Barışı ile yasal hale gelmişti ya işte o da artık yasal değil ve binanın tümden yıkılması gündemde.
*
Hadi bakalım beni özlemeye devam edin yoksa kefen giyer Didim sokaklarında yürürüm.
Öptüm bye. GÜNÜN FIKRASI
Aydınlının biri Orta Mahalle taraflarında dolaşırken, eski bir evin önünde bir lamba bulmuş.
Lambayı cebinden çıkardığı mendille silip kirini, pasını temizlerken birden bir cin belirivermiş ve:
“Dile benden ne dilersen” demiş.
Aydınlı düşünmüş ve:
“Faturaları ödeyecek gücüm yok. Hayatım boyunca bir daha ne elektrik, ne su, ne kira, hiç fatura görmek istemiyorum” demiş.
Püüüf, Aydınlı birden Suriyeliye dönüşmüş.
GÜNÜN TESPİTİ
“..her önüne geleni ‘merhem’ diye yarana sürersen ‘mikrop’ kaparsın..” BEN
“..karnımı içime çektiğimde küçülen göbeğime sesleniyorum: ‘madem içeride yer var ne diye dışarı taşıyon’..” GÜNÜN SÖZÜ
“..intikam peşindeyseniz ‘iki’ mezar kazmalısınız..” KADINLAR ERKEKLER
“..erkekler ‘siyasetçi’ gibidir.. kazanana kadar ‘vaat’ verir..”