Biyogüvenlik yasası 2010 yılında çıktı. Yasa genetiği değiştirilmiş organizmalı (GDO) tohum satışını yasaklamıştı. Türk pamuğunun GDO’suz olduğunu övünerek anlatıyorduk. Birde baktık ki pamuk tohumundan elde edilen pamuk yağında GDO çıkmış. Bu haberden (2019 Aralığı) yapılan incelemelerde 16 çeşit pamuk tohumunda GDO’ya rastlandığı, Tarım ve Orman Bakanlığı’ndaki denetlemeden sorumlu olan, Bitkisel Üretim Müdürlüğü, Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü ile Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü sorumluluğu kendi üzerine almadı. Bakanlık GDO’lu 16 çeşit pamuk tohumunun yeniden incelenerek kimliklendirmesi ve miktar analizi yapılması kararı aldı. Bu analizde çimlendirilecek tohumlarda bir bulaşı mı var, yoksa genetiğinde GDO’lu gen mi var tespiti yapılacaktı. Bu tespit aradan geçen bunca zamana rağmen yapılamadı, yapıldıysa da sonucu kamuoyuna açıklanmadı. Bilmeyenler için yazalım, bu analizin sonucu en çok üç hafta sürüyor.
Pamuk ekim sezonu başlarken, dünya devi Basf (Bayer) ve Corteva gibi ünü şirketler, Türkiye’de kullanılan bazı ithal pamuk tohumlarında GDO yada bulaşı gerçekleşmesi ihtimalini göz önünde bulundurarak tohum satışını durdurdular. Pamuk üreticileri bazı tohumları bulamama sıkıntısı yaşadılar. Beklenen açıklama AKP Urfa Milletvekili Zemzem Gülender Acanal’dan geldi. Acanal “ilgili firmalar (pamuk tohumunda GDO/Bulaşı sorunu saptanan)Sertifikasyon sürecine başlamıştır. İlerleyen günlerde sorunlu olan markaların pamuk tohumları piyasada bulunabilecektir” görüşünü sosyal medyadan paylaştı. Sorun çözüldü mü? Sorunun yanıtını yazının sonuna bırakarak konuyla ilgili CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu’nun Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’ye yönelttiği soru önergesinin yanıtsız kaldığını belirtelim.
İthal Pamuk tohumunda GDO yada bulaşı var mı ? Önce konuyla ilgili sektör temsilcilerinden bazılarıyla yaptığım görüşmeleri ileteyim.
Türkiye Tohumcular Birliği (TÜRKTOB) Basın Danışmanı Galip Umut Özdil kurumunun konuyla ilgili görüşünü ”Tarım ve Orman Bakanlığının soruşturma ve analiz sürecinde olduğu bir konuda sonuçlar açıklanmadan bir görüş bildirmemiz doğru olmaz” şeklinde özetledi.
Ulusal Pamuk Konseyi Başkanı Bertan Balçık “Türkiye’de üretim yapan hiçbir tohum firmasında GDO’lu pamuk tohumu yok” dedi. Balçık devam ederek “Türkiye’ye kaçak yollarla giren yabancı menşeli tohumlar olabileceğini, devlet kontrol ve denetim görevini yerine getirmesi gerektiğini, Bulaşı probleminin büyük oranda denetim eksikliğinden kaynaklandığını, Tohum firmalarının Biyogüvenlik kanunun değişmesini istemediklerini,Türk pamuğunun en temiz gen kaynaklarına sahip olması ve bu özelliğini korunarak iyi durumda olan pamuk tohumu ihracatının sürdürülebilirliğinin korunması gerektiğini,şu anda Piyasada sertifikalı olarak satışına izin verilen tohumların orijinal ve elit kademelerinde bulaşan bile olmadığını,yıllar içerisinde münferiden de olsa,üretim süreci içinde GDO tespit edilen çeşitlere zaten el konulmakta ve imha edilmektedir”açıklamasını yaptı.
Pamuk tohumunda GDO/bulaşı yok görüşleri, ikna edici gelmedi bana. Hükümetin soruna sessiz kalması GDO’suz Türk pamuğuna bir şeyler mi oluyor sorusuna akla getirdi. Bundan yaklaşık üç yıl önce Uluslarası Pamuk Danışma Komitesi (İCAC) Teknik Bilgiler Bölümü Başkanı Keshav Kranthi Türkiye ziyaretinde “Türkiye pamuk verimliğinde dünyada ikinci sırada. Genetiği değiştirilmemiş pamuk üreten tek ülkenin Türkiye” olduğu açıklamasına durup dururken söylemesini o zaman anlamlandıramamıştım. Şimdi anlıyorum. Ne anladığımı yazmadan önce, Türk tohumculuğunun güncel bir fotoğrafını çekmenin konuyu daha anlaşılır kılacağını düşünüyorum.
Tohumculuk sektörü bugün 1.15 milyon ton olan üretimini, yüzde 51’ni kamu, yüzde 30’unu yabancı şirketler, yüzde 19 yerli- yabancı şirketler tarafından karşılanıyor. Sektör 2020 yılında 171,2 milyon dolar tohum ihracatı yaparken, aynı yıl 213 milyon dolarlık ithalat yapıyor. Makasın giderek ihracat lehine kapanması, Türkiye tohumculuk pazarının dinamik yapısıyla, 1,5 milyar dolarlık bir potansiyele sahip olması Basf, Bayer, monsanto, Syngenta gibi ulus ötesi tohum şirketlerinin ilgisini çekiyor. Türkiye tohum piyasasından daha fazla pay alamamalarındaki en büyük engelini GDO’lu pamuk tohumu ithalatının yasak olmasını görüyorlar. Bunun yanı sıra Türkiye, ürettiği GDO’suz pamuğa ‘GMO FRE (GDO İÇERMEZ) ibaresini etikete yazarak dünya pazarında yeni bir kulvar yaratması pazarın devlerince hoş karşılanmadığı biliniyor. Türk Tekstil sektörü yüksek oranda kendi pamuğunu kullanarak ve 2020 yılı pandemi koşullarında 17 milyar 143 milyon 441 bin dolarlık tekstil ve hazır giyim ihracatı yapması rakip ülkelerin”Bunları önünü kesmek gerekir” noktasına getirmiş/hatırlatmasını yapmış olabilir mi? Bu görüntüye İCAC’ın ağır topları Amerika(en çok pamuk ithal ettiğimiz),Hindistan Brezilya gibi ülkelerin tepkisiz kalmaları mümkün değildi. Bence kalmadılar da.
Abartmıyorum. Düşüncemi kanıtlamak sizi biraz geriye götüreceğim İCAC toplantısı 2009 yılında ABD’nin Texsas eyaletin de yapıldı. Bu toplantıdan, dönemin Ulusal Pamuk Konseyi Başkanı Barış Kocagöz’ün *tanıklığında toplantıda yapılan tartışmayı aktaracağım.
Toplantı da benim İCAC’ın ağır topları olarak nitelediğim ülkeler, GDO’lu pamuk tohumu ekilmesinin tavsiye kararı haline gelmesi için bir sunum yaptılar. Türkiye heyeti ise GDO’suz Türk pamuğunun kimliğinin sınıflandırılması talep eden bir sunum yaptı. Toplantı çok sert tartışmalar yapıldı. Toplantının onların istediği tavsiye kararı alınması engellenmiş oldu ama Türkiye’nin sunumu da kabul görmedi. Bu toplantıda GDO’suz Türk pamuğunun kayda girmesi önemli bir başarıydı.
Şimdi, parçaları birleştiğimiz de önümüze bir fotoğraf geliyor. Keshav Kranthe, döndüğünde GDO pamuk tohumunu yanı sıra tekstil ve hazır giyim sektörünün potansiyelini rakamlarla anlatmadı. Bu rakamlar onlarda zaten vardı. Onun görevi, Türkiye’nin GDO’suz pamuk tohumu üretiminin altyapısını yerinde gözlemleyerek, gelecekteki potansiyelini rapor etmekti. İşte bunu yaptığını düşünüyorum. Nazilli pamuk araştırma ziyaretinden bir yıl sonra pamuk tohumundaki GDO yada Bulaşı haberlerinde ulus ötesi tohum şirketlerinin adı geçerken, Çiftçilerimiz arasında “nazilli pamuk araştırma’nın çeşitlerin de GDO varmış”yalanın dolaştırılmasının rastlantı olmadığını düşünüyorum.
GDO’suz Türk Pamuğunun, değişik oyunlarla önü kesilmeye çalışılıyor. Bu oyunlar boşa çıkarılmalı. Hükümet Pamuk tohumunda GDO’yu yasaklayan Biyogüvenlik yasasından asla vazgeçmemeli, ulusal tohum şirketlerine desteği artırarak sürdürmelidir.
*Emek Yaşar Karakulak Pamuk kitabı.