Köşe yazımızın başlığını dinimizin tercümanı, Efendimiz (as)’ın bir mübarek sözünden aldık: “İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır."
Bu mübarek söz, kapsadığı anlamları ile insanoğlunun önüne serdiği geniş ufuk ve gösterdiği hedef ile,Müslüman gayrimüslim demeden her insanın çerçeveleterek yatağının başucuna asıp, ibret alması ve insanlık için neler düşünüp, neler yapabileceğine işaret etmesi itibariyle tam bir öğüt ve uyarıcıdır. Denilebilir ki insanlık, sadece bu sözü kendisine rehber edinse ve gereği gibi hareket etse kurt ile kuzunun yan yana yaşadığı, açlıkların, yoklukların, zulüm ve adaletsizliklerin yaşanmadığı bir dünya kendiliğinden meydana gelirdi. Bir iş yapılacaksa onun en hayırlısının ve insanlığa yararı olanın tercih edildiği asırlar, gerçekten de insanlığın en mutlu olduğu çağlar olmuştur, ki bu bağlamda İslam tarihinin altın sayfaları bu örneklerle dopdoludur. Adına vakıf kültürü diyebileceğimiz ve insan, hayvan demeden bütün canlıları koruma altına alan yegane refah sistemini İslam getirmiş ve Müslümanlar da bunu asırlarca en başarılı örnekleri ile suna gelmişlerdir.
Kutsal dinimize ve ilmi verilere göre; şu uçsuz bucaksız kâinat ve içerisindeki sayısız çeşitlilikteki varlıkların, nimetlerin hepsi bizim için, insanlar için yaratılmış, insanlığın yararına sunulmuştur. Çünkü insanoğlu ulu Allah’ın en mükemmel, en şerefli ve en kutsal varlığıdır. Dünyadaki bütün nehirlerin, suların denize aktığı gibi, bu dünyada yapılan bütün uğraşılar, ilim, irfan, fen ve teknolojik gelişmelerin yegâne ve tek amacı insana ve insanlığa hizmet içindir. Ne yazık ki, insanların çoğu bunun farkında değildir. Yani değerinin farkında değildir.
Yüce Allah’ın en değerli varlığı insandır. Bakara Suresi 29. ayette “Kainatta, doğada ne varsa, hepsini insanlar için yarattım” buyurur. Maide Suresinin 2. ayetinde “İnsanların yararına olan bütün işlerde, insanlara faydalı olunuz. Yardımlaşınız, kötülüklerde ise yardımlaşmayınız. (İnsanlara yararlı olmak için çalışınız)” buyurur. Çünkü insan, her türlü iyiliğe layıktır.
İnsanlar dünyanın süsüdür. İnsanlar olmasaydı, dünyanın hiçbir değeri olmazdı. Çünkü alıcısı olmayan mal zayidir. Bir işe yaramaz. Demek ki, bütün çalışmalarımızı, kâinatın efendileri olan insanlar için yapmalıyız. Allah’ın en sevdiği kulları insanlara en yararlı olanlardır. Ulu Allah faydalı insanların mallarını çoğaltır, canlarını yüceltir. Neden? Çünkü bu insanlar bizlere iş veren, aş veren, eş veren, iş sahaları açıp işsizlere imkân sunan, büyük iş adamları, ticaret ve sanayi erbabı sanayiciler, ilim-fen ve teknoloji üretenler, insanlığa maddi ve manevi hizmet sunanlardır.
İnsanlara hizmet sunan sadece varlıklı olanlar değildir. İyi bir sanatkâr, çalışkan ve dürüst bir işçi, üretken çiftçi, gayretli memur da ulusal gelire katkıda bulunan faydalı kişilerdir. Yani mal ve hizmet üreterek yararlı olanlar, Allah’ın sevgisini kazanırlar. Burada esas olan kazancını beldesinin, yurdunun kalkınması için kullanan, işsizlere, gençlere iş veren işadamlarının değerini bilmek ve bunların sayılarının çoğalmalarını sağlamaktır. Çünkü, insanlığın en büyük sorunlarının başında işsizlik gelmektedir. Bunun çaresi de yatırımdır. Yatırım ise varlıkla olur.
Bir Müslüman kesinlikle şuna inanmak ve gereğini yapmak zorundadır. O da şudur; Ahiret var mı, var. Mahşer, mizan terazisi var mı, mutlak var. Mezarda iğneden ipliğe sorgu sual var mı, var. Burada geçer akçe hayır ve sevap mı, evet. Orada kazançlı olanlar, kurtuluşa erenler, hayrı çok olanlar mı, evet. Hayırın çoğu ne ile kazanılır, ibadetle, taafla, hepsinden ötesi insanlara faydalı olmakla, onların dualarını almakla mıdır, evet. Neden? Çünkü; her iyilik bir kötülüğü götürür. Hayırı sevabı fazla olan müminler mutlak kurtulacaklardır...