Sevgili Okurlar,
Bu haftaki yazımda sizlere özellikle koronavirüs sebebiyle maske takmama, sosyal mesafeyi korumama ve sokağa çıkma kısıtlamalarına uymama sebebiyle görevli polislerce yazılan idari para cezalarına değineceğim.
Koronavirüsün sebep olduğu COVID-19 hastalığının; Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından tüm dünyada yaygın bir şekilde insan sağlığını tehdit eden boyutlarda görülmesi üzerine pandemi ilan edilmesine neden olduğu, 2020 yılı Mart ayından bugüne kadar da hemen hemen tüm Türkiye'de bulaşıcı ve salgın hastalık olarak kabul ve ilan edildiği maddi bir vak'adır. Hastalığa yol açan koronavirüsün insandan insana solunum yoluyla ve kısa süreli temaslarda dahi hızla bulaşması nedeniyle, tüm dünyada ve ülkemizde insanların bir arada bulunduğu kapalı veya açık ortamlarda, hastalığın bulaşıcılığının azaltılması veya ortadan kaldırılması amacıyla pek çok değişik önlem ve tedbirlerin alındığı da bilinmektedir.
Ancak bu sebeplerle hem Kuşadası bölgemizde hem de Türkiye genelinde usulsüz olarak bu cezaların vatandaşa kesildiği görülmektedir. Bu konuda vatandaşlarımızın haklarını bilmesinin de önem arz ettiği açıktır. Zira yapılan haksız işlemler sebebiyle bu konuda bir çok vatandaşımız da mağdur olmuştur.
Peki kesilen idari para cezaları neye dayanılarak yapılmaktadır?
İşte bu sorunun cevabı ve idari para cezalarının temelindeki mevzuat 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu'na dayanmaktadır. Ancak ;
1593 sayılı kanunun 72. maddesinde, salgın ve bulaşıcı hastalıklardan birinin görülmesi veya şüphelenilmesi halinde uygulanabilecek tedbirler, yine sınırlı sayıda sayıldığından, ancak bu tedbirler arasında "maske takma tedbiri/yükümlülüğü"nün bulunmadığı;
Bu sebeple, kanunun 282. maddesinde bu kanunda yazılı yasaklara aykırı hareket edenlere veya zorunluluklara uymayanlara idari para cezası uygulanacağı, "maske takma tedbiri/yükümlülüğü", bu Kanunda sayılan bir yasak veya zorunluluk olmadığından; "maske takma tedbirine aykırılık" eylemi nedeniyle 1593 sayılı Kanun'un 282. maddesinin uygulanamayacağı açıktır.
Öte yandan, 1593 sayılı Kanun'un 294/2. maddesi; "Bu Kanunda yazılı olan idarî para cezaları mahallî mülkî amir tarafından verilir." hükmü dikkate alındığında idari yaptırım kararını verme yetkisinin mahalli mülki amire ait olması nedeniyle, olay (kabahat) tutanağını tutmakla görevli idari kolluğun idari para cezası tesis etmesi bakımından da işlemin "yetki" unsuru yönünden hukuka aykırı olacağı Yargıtay kararları ile sabit durumdadır.
Bir il genelinde, solunum yoluyla çok hızlı şekilde insandan insana bulaşan COVID-19 hastalığının tespit edilmesi halinde, genel sağlığı tehdit eden sakıncalı bir durumla karşı karşıya kalındığının, dolayısıyla bu sakıncalı durumun giderilmesi amacıyla "maske takma yükümlülüğü" gibi tedbirlerin, Valinin başkanlığında toplanan il umumi hıfzıssıhha meclisleri tarafından alınabilmesinin mümkündür. 1593 sayılı Kanun'un 28. maddesi kapsamında, il umumi hıfzıssıhha meclisleri tarafından alınan bu kararların illerde icra edilmesi görevinin ise illerde Valilere verilmiştir.
Bu idari para cezalarında da görevli mahkeme Sulh Mahkemeleri olduğunu da belirtelim. Bu aşamadan sonra asıl görev ve sorunluluk vatandaşlarımıza düşmektedir. Bu konuda koronavirüs sebebiyle tarafınıza haksız bir idari para cezası tesis edildiğini düşünüyorsanız hakkınızı aramaktan da çekinmeyin. Sağlıcakla Kalın…