Kız Kulesi denizin içindeki zarif duruşuyla İstanbul’un en romantik manzaralarından birini sunar. Adına yazılmış çokça da hikaye var.
Hani kralın güzeller güzeli bir kızı varmış. Bir kahin ona kızının yılan sokması ile öleceğini söylemiş. Kızını çok seven kral düşünüp taşınıp, kendince kaderi yenmenin yolunu bulmuş. Ve bugün bizim kulenin yer aldığı adacıkta kızını güvenceye almış. Ama ne çare! Zavallı kız kendisine gönderilen bir meyve sepetine gizlenen yılanın sokmasıyla genç yaşta veda etmiş dünyaya. "Yaşantımın film kareleri hemen geriye sarılıverdi." Yağmurda yürümeyi çok severdim. Saatlerce yağmurun altında sırılsıklam olana dek. Sonra yağmur diner ve topraktan yayılan o güzel kokuyu hissederim.. Yaşam, içinde bulunduğum durumu gösteren en korkunç maskesini takıp, sen her neredeysen oradan seni çıkartmaya gelir ya. Yapılacak tek şey, bunu böylece kabul etmek, bundan gerekli sonuçları çıkarmak. Korktuğumuz şey nedir? Yoksullaşmak mı? Terk edilmek mi? Sağlığını, evini veya işini yitirmek mi? Kendi kendimizi yenmek zorundayız. Çünkü bizim yenecek çok şeyimiz var, belki bunların başında da, öteden beri size benzeme heveslerim geliyor.
- Kader ile ilgili ayet
Al-i İmran Suresi, 154. ayet: Sonra kederin ardından üzerinize bir güvenlik (duygusu) indirdi, bir uyuklama ki, içinizden bir grubu sarıveriyordu. Bir grup da, canları derdine düşmüştü; Allah'a karşı haksız yere cahiliye zannıyla zanlara kapılarak: "Bu işten bize ne var ki?" diyorlardı. De ki: "Şüphesiz işin tümü Allah'ındır." Onlar, sana açıklamadıkları şeyi içlerinde gizli tutuyorlar, "Bu işten bize bir şey olsaydı, biz burada öldürülmezdik" diyorlar. De ki: "Evlerinizde olsaydınız da üzerlerine öldürülmesi yazılmış olanlar, yine devrilecekleri yerlere gidecekti. (Bunu) Allah, sinelerinizdekini denemek ve kalplerinizde olanı arındırmak için (yaptı). Allah, sinelerin özünde saklı duranı bilendir.
Kağıtla kalın, kalemle kalın, insanlığınızla kalın...