“Benim dönemimdeki herhangi bir personelim yolsuzluktan yargılanırsa namus şeref sözü, sizlerle beraber ben de o davaya müdahil olacağım. Yetimin hakkını hep birlikte savunacağız.” (Mansur YAVAŞ - 21 Ocak 2021) Sadece ülkemizde değil tüm dünyada virüs belasının yeniden hortladığı bu son günlerde çok zor bir süreçten geçiyoruz. Sağlık çalışanlarımıza zaman kazandırmak için, eş, dost ve sevdiklerimizin sağlığı için lütfen belirtilen tüm önlemleri alalım ve mümkün olduğu kadar topluma karışmamaya gayret edelim… Adalet, hakkın gözetilmesi ve yerine getirilmesi anlamına gelir. Adalet kavramı temelde hukuk kurallarına uygunluğu içerir. Kısaca, haklılık ve hakka uygunluktur. Geçtiğimiz hafta Norveç Başbakanının Covid19 kurallarına tam olarak riayet etmediğini sonradan tespit eden Norveç Polisi, Kendi ülkesinin başbakanına 20.000 Kron para cezası uyguladı. Polisin haklı olduğunu söyleyen Başbakan ise ‘karar doğrudur itiraz etmeyeceğim’ diye açıklama yaptı Geçtiğimiz aylarda da Bulgaristan Başbakanı kilisede maske takmadığı için para cezası almıştı. Birkaç yıl önce de bisiklet tutkusu ile tanınan Kazakistan Başbakanı Mesimov, Astana'da gezerken bir otoyola girince trafik polisleri tarafından yakalandı. Polis, bisikletle yanlış yola girmenin yasak olduğunu belirterek, 51 yaşındaki Başbakan'a para cezası kesti. Mesimov, para cezasını hemen ödeyip “Yasa ve kurallar herkes için geçerlidir, Başbakan için de” diyerek dünyaya bir demokrasi ve hukuk dersi vermişti. Bizde ise gündem, savcının kendisini muayene etmeyen doktoru gözaltına aldırması oluyor. Doktoru dinlesen başka konuşuyor, tanıklar başka başka konuşuyor savcı zaten konuşmuyor. Çünkü bizim ülkemizde hukuk kuralları tam olarak işletilemediğinden küçücük bir ihlalde bile ihlali yapan, ya polise kafa tutuyor ya da cep telefonuna sarılıp bir tanıdığını arıyor. Milletvekillerine bile günde kaç defa ‘trafik polisleri beni yakaladı beni cezadan kurtarın’ telefonları gidiyor. ‘SEN BENİM KİM OLDUĞUMU BİLİYOR MUSUN’ ile başlıyorsa bir tartışma, orada adalet mumla aranır. Kazakistan Başbakanı’nın dediği gibi ‘ADİL BİR HUKUK DEVLETİNDE YASA VE KURALLAR HERKES İÇİN GEÇERLİDİR’ * Şimdi gelelim onur konuğumuza; Adı: Mansur Yavaş 23 Mayıs 1955 yılında Ankara’nın Beypazarı ilçesinde doğar. Adaletli olmayı o yıllarda kendisine ilke edinen genç, hayallerinin peşinden giderek İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirir. Ülkücü diye tabir edilen milliyetçi bir fikir yapısı olduğundan gençlik yıllarından beri MÇP ve MHP’de siyaset yapar. 1986 yılında kıymetli eşi Nursen Hanım ile evlenir ve bu evlilikten Armağan ve Çağlayan isimli iki evlatları olur. Artık siyasette de adalet dağıtma sırası gelmiştir. Nisan 1999 yılında ilçesinde çok sevilip sayılan bir avukatı olduğundan halkın teveccühüyle memleketi olan Beypazarı’nın Belediye Başkanı seçilir. 43 yaşında çakı gibi bir başkan, çalışma azmiyle dolu bir başkan en önemlisi memleket aşığı bir başkanı vardı artık Beypazarı’nın. Beypazarı şimdiki gibi çok tanınan bir yer değil o zamanlar. Mansur Başkan sadece belediyeyi değil artık tüm Beypazarı’nın geleceğini şekillendirmeye başlıyor. Coğrafi konumu, tarihi çarşısı ve üretime geçen halkı ile bu ilçe, İç turizmin merkezi haline dönüşüveriyor birden. İç Anadolu turları Beypazarı’nı rotalarına dahil ediyorlar hatta sadece Beypazarı için turlar düzenlenmeye başladılar. Beypazarı üreticileri ve esnafı bu gidişattan çok mutluydu. İşsizlik yok denecek kadar azalmıştı ilçede. Ancak Mansur Başkan bunun sadece kendi başarısı değil, ilçe halkının da inanmışlığı, çalışkanlığı ve başarısı diye yineliyordu. Mansur Başkan’ın başarısı artık Beypazarı’na sığmıyordu. 2009 yılına kadar yürüttüğü Beypazarı Belediye Başkanlığı’nı Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olmak için bırakıyordu. İlk iki seçimde kaybettiği Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığını 31 Mart 2019  seçimlerinde Millet İttifakı adayı olarak büyük bir çoğunlukla kazanır. Artık Ankara’nın, halkına ‘ SEVGİLİ AİLEM’ dediği bir Belediye Başkanı vardı. Pandemi belasına rağmen son iki yılda Ankara’da yaptıklarını sayfalara sığmayacağı için anlatmayacağım.  Hepiniz gerek televizyonlardan gerekse sosyal medyadan Mansur Başkan’ın icraatlarını zaten takip ediyorsunuzdur. Makam araçlarının tamamını satıp, kendisinin bile işe belediyenin minibüsüyle gidip gelmesi ve belediyeye 70 Milyon tasarruf ettirmesi da zaten ‘SEVGİLİ AİLEM’ sözünün samimiyetini kanıtlamıyor mu? Belediye’ye ait alanlarda kendi adının ve fotoğrafının paylaşılmasını ‘GENELGE’ ile yasaklanmasına hayran olmamak elde değil. Ankara, ne kadar şanslısınız ki Mansur YAVAŞ gibi bir değere sahipsiniz. Ne olurdu herkes O’nun gibi olsa? Egoist olmayan, ben değil biz diyebilen, en önemlisi de kendi cebinden ödemediği parayla kendi reklamının yapılmasına izin vermeyen, bunu da  ‘ADALETSİZLİK’ olarak nitelendirebilen bir başkanınız olduğu için çok şanslısın Ankara… Gün be gün daha da büyüyorsunuz bu milletin gözünde. * Sizce çok mu zor seçilmişlerin veya makam sahibi olanların gelişmiş ülkelerdeki gibi davranmaları? Çok mu zor Mansur Başkan gibi adil olabilmek? İşte bu da Mansur YAVAŞ’ın adaleti. Sağlıcakla…