Narsistlik nedir bilir misiniz? Çoğunuz duymuştur. Birde ben anlatayım. Narsistler yüksek benlik duygusuna sahiptirler ve başkalarının içinde bulundukları duygu ve durumları düşünmezler. Aslında bu çağımızın hastalığı olmak üzere, özellikle sosyal medya kullanımının yaygınlaşmasıyla narsistler bir numaralı insan olma çabası içinde. Elbette herkes önemli olmayı sever. Seçtiğimiz işten tutunda edinmeye çalıştığımız kariyer, altımıza çektiğimiz araba, oturduğumuz ev, üzerimize giydiğimiz kıyafet bile çoğu zaman içinde önemli insan olma çabası barındırır. Bu durum son derece insani ve toplu halde yaşamakta olan insanlar arasında normal bir durumdur. Çünkü hepimizde az biraz bu istek vardır. Ancak narsitler yukarıda bahsettiğim tüm bu önemli insan olma çabasını yerine getirmeyi çalışırken, başkalarını ezerek(ego). Onların iyi özelliklerini görmezden gelerek. Sürekli eleştirip suçlayarak yaparlar. Çünkü kendisinin önemli olması dikkat çekmesi gerekirken bir başkasını takdir etmek narsist bir insanın yapamayacağı gelişmiş bir insan davranışıdır. Gücünün yetemeyeceğinin, elini eteğini öpüp gücünün yettiğine hakaret ve iftira atmaktan kaçınmazlar. Sanıyorum her orta zekaya sahip insan neyi ve kimi anlatmaya çalıştığımı çok da iyi anladı. Bu durumu biraz örneklendirip taçlandıralım. Ama tabi mahremiyet sebebiyle isim vermeyeceğimden emin olabilirsiniz. Bir insan düşünün ki mental olarak ve fiziksel olarak hiçbir hastalığı olmasın yalnızca çoğu insanda olabilecek; kas ağrısı, diz ağrısı, eklem zorlanması, orta düzeyde intervertebral diks dejenerasyonu, fibromiyalji, baş ağrısı gibi hastalıklarının olmasının arkasına sığınıp kutsal bir sorumluluktan kaçmaya ya da ertelemeye çalışıyor olsun. İşlemi tereyağından kıl çeker gibi halledebileceğini düşünüp konuyla ilgili kuruma gitsin. Ama  bahsi geçen hastalıkların ilgili doktor tarafından yeterli görülmemesi nedeniyle yeni tetkikler istediğinde ortalığı birbirine katan bir narsistten bahsediyorum. Bir başka doktor henüz odasına gelip muayeneye başlamamışken ilgili sekreterden sanki doktor odadaymış gibi işlem yapmasını istesin. Çalışan tarafından bu isteği uygun bulunmayınca o kurumun çalışanlarını tanıyan bilen herkesin saldırmasını ister nitelikte sosyal medya paylaşımı yapsın. Ulu orta tetkik isteyen doktora küfür etsin. Tüm bunlar yetmezmiş gibi sağlıkta şiddet son derece hat safhadayken. Sağlık çalışanlarını hedef haline getirip şiddete neden olacak olayların başını çekmek ister gibi başka insanlarında bu hakaret ve karalamaları yapmaları için uygun ortam hazırlasın. Tüm bunlar sağlık bakanlığımızın sağlıkta şiddet ve tacizin bitirilmesi için gösterdiği çabayla alay etmek değildir de nedir sizce. Yaptığı her şeyin tepeden tırnağa narsistlik örneği olduğundan hiç şüpheniz olmasın. Bir tarafta 15 Temmuz darbesinde vücudunun 7 farklı yerinden yaralanıp gazi olmuş Tümgenerallerimiz 18. ameliyatını olup azimle görevini yerine getirmek için çabalarken bir tarafta genç ve dinamik insanlar benzer sorumluluklarını öteleyemediği için kamu çalışanlarına çamur atıyor. Haklı olanı güçlü kılamadığımızdan ötürü güçlü olanı haklı çıkartmak için sırtını sıvazlar olmak vasatlığın en ala şekli ve şemalidir. Bazen hiç istemeseniz de sevdikleriniz ve doğru olduğunuz düşündüğünüz şey arasında taraf olmak zorunda kalabilirsiniz. Ben bu meslekte ekmek yediğim kabın tarafındayım. Ve bu kaptan ekmek yemek için yeri geldiğinde 16 saat yeri geldiğinde 24 saat omuz omuza nöbet tutuğum insanların tarafındayım. Salgın hastalık yüzünden kimilerinin hastanelerden ve hastane çalışanlarından köşe bucak kaçtığı arkadaşlarımdan tarafım. Geçtiğimiz bir yılda yasaklara rağmen aile içi akşam oturmaları yapmaya devam eden insanların sağlık çalışanı arkadaşlarını gördüklerinde "Kimseyle görüşmez olduk evden dışarı çıkmaz olduk" diyerek yalan söyleyenlerin değil. Bu kişi sağlık çalışanı kesin bundan bize hastalık geçer denen kişilerin yanındayım. Bizler biz, Nazilli sağlık çalışanları ve tüm dünyadaki sağlık çalışanları covid-19'e yakalanmış, evlatları tarafından terk edilmiş sahipsiz kalmış insanlara evlatlık yaptık. Kendi cebimizden çorba aldık su aldık. Odalarına taşıdık. Yere düşen maskelerini çöpe atıp çoğu insanın yaklaşmaya cesaret edemeyeceği hastalara yeni maske taktık. Hemşireler saat başı satürasyon kontrolü yaptı. Kan tahlili için temasta bulundu. Covid-19 nedeniyle ciğeri bitmiş insanların kişisel temizlikleri yapılıp altları temizlenirken bizlerde oradaydık. Ve hiç tanımadığımız o insanlara yardım ettik. Bir servis sekreteri arkadaşım ölmek üzere olan bir hastanın oğlunu arayıp hiç gelmediniz lütfen gelin hastanız çok zor durumda diyerek yalvardığına şu kulaklarım ve gözlerimle şahidim. Sorulsa hasta ismi de veririm. Hani bazı şeyler için işi sonuçta bunun için para alıyorlar diyorsunuz ya. Bizler polikliniğe gelmiş çocuklu bir hastanın kendisi muayene oluncaya kadar, çocuğunu emanet ettiği kişileriz. Hiç tanımadığımız o çocukları kucaklayıp avutan insanlarız. Sanılmasın ki takdir bekleriz. Biz sadece ve sadece insanlara duyduğumuz sevgi ve merhametle sağlık çalışanı olmanın verdiği görevi yerine getirmek için değil. İnsanlık görevimizi yerine getirmek için yaptık. Bu gün karşılığında türlü türlü hakaret işitip. Tüm halkın gözünde hakarete açık bir yapıymış gibi hedef tahtası, günah keçisi ilan ediliyoruz. Biz sağlık emekçileri, ne verdiği emeği bu insanların ağzına sakız ettiririz ne de yapılanın yapanın yanına kar kalmasına göz yumarız. Şükür ki çalışanlarının gece gündüz yanında olan bir Sağlık Bakanı'na sahibiz. Elbette ulaştım. Ve yaşananların bilgisini verip gereğinin yapılacağı bilgisini aldım. İl Sağlık Müdürü'müz ve basın sorumluları da bizde oluşan hassasiyete destek verdiler. Demek ki neymiş mesnetsiz saldırıda bulunmak kimsenin haddi değilmiş. Kimseye gereğinden fazla önemsediğim için değil. Görevi başında ve görevini doğru şekilde yapan sağlık çalışanının dokunulmazlığı için yetki sahibi herkesin desteğini almış olmanın gururu içindeyiz. Yarın işi görülmeyen bir başka kişinin de aynı tavrı sergilemesinin imkansız olduğunu herkesin anlaması için bu mücadeleyi verdik. Sağlık Bakanlığına ve Basın Sorumlularına,
İl Sağlık Müdürümüze ve Basın Sorumlularına,
Nazilli Devlet Hastanesi Başhekimliğine,
Hak-İş Konfederasyonu ve Öz Sağlık-İş Sendikası Genel Başkanlığına, Aydın İl Başkanlığına İl Başkan Yardımcısına,
Aydın Gazeteciler Cemiyeti Başkanına,
Nazilli Gazeteciler Cemiyeti Başkanına,
Sonsuz Teşekkürlerimizi Sunarız.