Sevgili okurlar, ilk yazımda sizlerle boşanma konusunda birkaç konuya değinmiştik. Bu yazımızda ise boşanmanın fer’i niteliğinde olan NAFAKA konusundan kısaca bahsedeceğim.
Türk hukuk sisteminde 4 adet nafaka türü vardır. Bunlar; Tedbir nafakası, yoksulluk nafakası, iştirak nafakası ve yardım nafakasıdır.
Öncelikle bu nafaka türlerinden tedbir nafakasına değineceğim. Zira tedbir nafakası geçici nitelikte olması ile diğerlerinden ayrılan bir özelliği bulunmaktadır.
Tedbir nafakasının dayanağı Türk Medeni kanununun 169. Maddesidir. Bu maddeye göre ; “Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen alır.” hükmü yer almaktadır.
Buna göre de hakim gerekli önlemlerini kendiliğinden alması gerekmektedir. Zira boşanma konusu sadece tarafları ilgilendiren değil ayrıca devleti de ilgilendiren bir dava niteliğinde olup kamunun da bu davada belli bir sorumluluğu ve görevleri mevcuttur.
Tedbir nafakası hem eş hem de reşit olmayan çocuklar için verilebilmektedir. Ancak bu nafaka türü geçici bir koruma amacı taşımakta olup boşanma davasının kesinleşmesi ile kendiliğinden son bulacaktır. Bu aşamadan sonra yoksulluk nafakası devreye girecektir.
Yoksulluk nafakasına gelecek olursak; bu nafaka türü tedbir nafakasından şartları gereği tamamen farklı bir nafaka türüdür.
Tmk m.175 “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.”
Burada tedbir nafakasından farklı olarak hakim taleple bağlı olduğu gibi re’sen yoksulluk nafakası konusunda bir karar veremez. Nitekim yoksulluk nafakasını talep eden eş miktarını da açıkça belirtmelidir. Burada belirtilecek olan nafaka üst sınır kabul edilecektir. Yani hakim bu miktarın altına veya aynı miktar üzerinden nafaka bağlayabilirken talebin üstünde bir miktara karar veremez.
Yoksulluk nafakası konusunda en önemli unsur kusurdur. Boşanma davalarında mahkeme bir tarafı daha az kusurlu, daha ağır kusurlu yada eşit kusurlu olarak kabul etmektedir. Bu konuda nafaka talebinde bulunan eşe nafaka bağlanabilmesi için ya kusursuz olmalı ya eşit kusurlu olmalı ya da daha az kusurlu olmalıdır.
Nafaka talebinde bulunan eş eğer ağır kusurlu olarak görülürse nafaka talebi kabul edilmeyecektir.
Yazımızın son kısmına gelirken birkaç hususu hatırlatmakta fayda görüyorum. Özellikle tedbir nafakasının yoksulluk nafakasına dönüştürülmesinde mahkemelerin taleple bağlı olduğunu ve yoksulluk nafakasında re’sen göz önünde bulunduramayacağını belirtmiştim. Bu sebeple tedbir nafakasının boşanma ile birlikte yoksulluk nafakasına dönüştürülmesinde talep etmeniz halinde her yıl ÜFE – TÜFE oranındaki artış oranına göre nafakanın da artırılması gerektiğini belirtmek isterim. Sevgiyle Kalın…