İslam dini, insanı yaratılanların en değerlisi ve üstünü (İsra, 17/70; Tin, 95/4.), insan hayatının korunmasını da dinin temel amaçlarından biri saymıştır. Kur’an-ı Kerim’de haksız yere bir cana kıyanın bütün insanları öldürmüş gibi ağır bir suç işlemiş olacağı, bir insanın hayatını kurtarmanın da bütün insanlara hayat verme gibi yüce ve değerli bir davranış olduğu şöyle ifade edilir: “Bundan dolayı İsrailoğullarına (Kitap’ta) şunu yazdık: Kim, bir insanı, bir can karşılığı veya yeryüzünde bir bozgunculuk çıkarmak karşılığı olmaksızın öldürürse, o sanki bütün insanları öldürmüştür. Her kim de birini (hayatını kurtararak) yaşatırsa sanki bütün insanları yaşatmıştır. Andolsun ki, onlara resullerimiz apaçık deliller (mucize ve ayetler) getirdiler. Ama onlardan birçoğu bundan sonra da (hâlâ) yeryüzünde aşırı gitmektedir.” (Maide, 5/32.)
Bu sebeple İslam’da adam öldürme büyük günahlardan birisi olarak telakki edilmiştir. (En’am, 6/151.) Haksız yere ve kasten masum bir kimseyi öldürenin, dünyevi cezası bir tarafa, ahirette de cehennem azabıyla cezalandırılacağı, Allah’ın gazap ve lanetine uğrayacağı bildirilmiştir. (Nisa, 4/93.) Hz. Peygamber de (s.a.s.) Veda Haccı’nda bütün insanlara hitaben, “Bu gün, bu ay ve bu belde nasıl kutsal ve korunmuş ise canlarınız, mallarınız ve ırzlarınız da öylesine korunmuştur.” (Buhari, İlim, 37; Hac, 132.) buyurarak, insanın hayat hakkının kutsal ve dokunulmaz olduğunu belirtmiştir. İnsanların haksız yere öldürülmelerine sebep olan da sorumludur.
Yüce Allah cana kıymak şiddetle yasaklamakla kalmamış, bir insanı öldüren kimsenin bütün insanları öldürmüş gibi olacağını bildirmiş, (Mâide, 32)
Nisa suresinin 93. âyetinde özellikle kasten bir mümini öldüren kimseye kızdığına, ona lânet ettiğini ve onu cehennemle cezalandıracağını vurgulamıştır: "Her kim bir mümini kasten öldürürse onun cezası, içinde ebedî kalmak üzere cehennemdir. Allah, ona gazap etmiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır." (Nisa, 93)
Ülkemizde her yıl binlerce insan öldürülmektedir. Gün geçmiyor ki bu çeşit haberler gazete sütunlarını doldurmasın. Son olarak ise Sultanhisar’da 92 yaşındaki bir ninemizin hem namusuna göz dikildi hem de gasp edilerek canına kıyıldı. Ölen de öldüren de atalarımızın emanet ettiği bu mukaddes vatan topraklarının üzerinde doğmuş, büyümüş olan Müslüman Türk milletinin insanıdır. Katil de maktul de bizden ve hatta bazımızın en yakınlarıdırlar.
Ölen de öldüren de Müslüman. Maneviyat boşluğundan; milli ve dini değerlerden uzaklaşmadan. İslâm dininde insanın bir takım hakları vardır. Bu hakların başında tabi haklar yer alır. Bunlar hayat hakkı, hürriyet hakkı, mal edinme ve harcama hakkı ile eşitlik haklarıdır. Bu hakların başı da yaşama hakkına bağlıdır. Dinimiz, her hususta olduğu gibi insanın hayat hakkına da çok değer vererek en kuvvetli ve en şiddetli maddî-manevî müeyyidelerle onu emniyet altına almıştır. Onu yok eden katili, bunun cezasını dünyada kendi yaşamından mahrum edilmeye katlanmak, ahirette de ebedi cehennemde kalma suretiyle görecektir. Çünkü İslâm’da bir kimseyi öldürmek, kul hakkına, Allah hakkına en büyük tecavüz sayılmış, bu cinayetin topluluğa en büyük darbe olduğu kabul edilmiş ve en büyük günahlardan olduğu beyan edilmiştir.
Peygamber Efendimiz de bu hususta şöyle buyuruyorlar: "Allah katında dünyayı yıkmak bir
Müslüman öldürmekten daha ehvendir."
"Yarım kelime le de olsa bir Müslümanın öldürülmesine yardımcı olan kimse, kıyamet günü alnına ‘Allah'ın rahmetinden mahrumdur’ damgası vurulmuş olduğu halde gelecektir."
"Kıyamet gününde insanlar arasında ilk hükmedilecek şey kan dökmedir."
"Yer ve göklerdekilerin hepsi bir kimsenin ölümüne sebep olsalar Allah onların hepsini cehenneme tıkacaktır."
"Bütün günahları Allah affeder. Ancak kâfir, müşrik olarak ölenlerle bir Müslümanı kasten öldürenin günahları affolunmaz."
Gerek yukarıda meallerin verdiğim ayetlerden ve gerekse hadislerden anlaşıldığına göre insan öldürme İslâm'ın şiddetle ve nefretle yasak ettiği en büyük günahlardandır. Masum ve suçsuz insanı öldürmek, İslâm Dininde bütün insanları öldürmüşçesine büyük bir cürüm olarak kabul edilmekte ve katil, gerek bu dünyada ve gerekse öbür dünyada büyük cezalara çarptırılmaktadır.
Bu dünyada cezası ölüm, âhirette ise içinde devamlı kalacağı cehennemdir. Onun için bu gibi şenî olaylara karışarak dünya ve âhiret mutluluğumuzu yitirmeyelim. Dinimizin emrettiği kardeşliğe dönelim. Birbirimizin kurdu olarak aile ve millet çökertmeye çalışmayalım, İslâm'a yönelelim.
Gerçek mutluluğun İslâm'da olduğunu unutmayalım. Onu çoluk çocuğumuza aşılayalım ve yaşatmaya çalışalım.