Aslında en son yazmam gerekeni en başta yazayım; Siyaset yapmaktan kaçmak ve ilgilenmemek çözüm değildir, birilerinin müdahale edemeyeceğiniz bir biçimde sizin kaderinizi tayin etmesidir.
Haa iyi bir yönetim gelirse çok şükür dersiniz ama tam aksi olursa vay hem sizin hem o şehrin haline! Son yıllarda toplum nazarında siyaset ile ilgili en çok duyduğumuz cümleler “benim siyasetle işim olmaz”, “bu iş bana göre değil”, “kim yaparsa yapsın” ve buna benzer söylemler... Ama durum hiç de öyle değil çünkü siyaset öyle herkese bırakılmayacak kadar önemli bir mecra, hele hele yerelde bir şehrin kaderini ilgilendiren siyaset ehliyetsiz ve beceriksiz şahıslara teslim edilemeyecek kadar ehemmiyetli. Siyasetin gelecek kaygısı duymadan yani şahsi ikbal için değil, hizmet için yapılması gerektiğini iyi bilen insanlar olarak beklentimiz; ne istediğini bilen, değerlerinden asla taviz vermeyen, sürekli hangi partiye geçecek diye hakkında bahis oynanmayan ve bu durumdan hoşlanıp kendini bulunmaz hint kumaşı zannetmeyen, duruşu olan, sorumluluk sahibi, kendi ikbali için çevresini kullanmayan, sorumluluğu delikanlı bir makam sahibi gibi üzerine alan, sanki o yönetmiyormuş gibi ölü taklidi yapmayan, utanma duygusu olan, yalanı, fitneyi, kibri, kini, fesatlığı, sinsiliği bilmeyen, samimi, liyakati esas alan, oturdukları apartmanda komşularının yönetici bile yapmayacağı adamları mevki sahibi yapmayan, gölgesinden bile uyuz olduğu için çevresindeki donanımlı insanları yolda bulduğu çapsızlarla değişmeyen siyasetçilerin daha ön planda ve aktif siyasetin içinde olmasıdır. İşte tüm bu tespitlerin ışığında şehrimizde gerçekten kapasitesi, fikri, projesi, gücü olan hemşehrileri tarafından makbul görülen sözüne güvenilecek ve yanında durulabilecek şahısların benim siyasetle işim olmaz demek yerine sorumluluk alıp öne çıkması gerekiyor aksi takdirde biri veya birileri çıkıp şehrin uzun yıllarını heba ediyor üstelik çevresindeki yalaka ve menfaatçiler yüzünden yaptığı işin bir hizmet bir bayrak yarışı olduğunu unutup adeta meslek haline getirip o koltuktan hiç inmeyeceğini zannediyor.
Hatta algı yaratmak için sağda solda seçmene biz 15-16 sene buradayız gibi saygısızca cümleler kurabiliyor. Koskoca bir şehrin kaderi vasıfsız, çapsız, samimiyetsiz, donanımsız, bilgisiz ve her şeyden önemlisi kıymeti kendinden menkul cesaretsiz insanların eline bırakılmayacak kadar önemlidir. Özellikle daha önce hiç yaşamadığımız gerçeklikle ve çoğu insanın yanılgısı ve adeta kandırılmamız ile 31 Mart 2020 yerel seçimleri bunu bize çok güzel gösterdi ve öğretti! Burada siyasi partilerin genel merkezlerinden başlamak üzere, il ve ilçe başkanlıklarına büyük görev düşüyor aday belirleme süreçlerinde çok hassas davranarak seçmen tarafından makbul kabul edilecek düzgün adayları belirlemeleri çok önemli. Yerel seçimlerdeki en önemli sıkıntı da ittifak meselesi ben şahsen genelde de bunu kabul etmesem de özellikle yerel seçimlerde seçmen açısından çok yanıltıcı olduğunu düşünüyorum. İttifaklara karşıyım fikrim bu yönde Cumhur veya Millet ittifakları oy yüzdesini artırmak ve kazanmak üzerine kurgulansa da seçmenin oy kullanma hakkına ipotek konduğu düşüncesindeyim. Seçmen beğendiği siyasi partiye oy vermek yerine başka bir siyasi partiyi neden desteklesin? Yada kısıtlı sayıda aday alternatifi yerine şehrin içinden çıkmış 5-6 adayın yarıştığı bir seçim olsa daha güzel olmaz mı? Sırf seçim kazanmak için seçmenin özgür iradesi yok sayılıyor bu ittifaklarla! Mesela ittifak olmasa her parti kendi adayıyla seçime girse son yerel seçimlerde Nazilli’yi yönetmek üzere yetkiyi alan aday ne kadar oy alırdı ve sandıktan kaçıncı sırada çıkardı acaba yada ittifak olmasaydı gene de partimin neferiyim diyerek aslanlar gibi aday olup seçmenin karşısına çıkar mıydı? Bu soruları ve tahlilleri çoğaltabiliriz. Bu tip dayatmalara ve ittifakların bizi mecbur bıraktığı adaylara karşı yapılması gereken partizanlığı fanatikliği bir kenara bırakıp hangi partinin adayı olursa olsun aday olan insana, adamlığına, karakterine, kişiliğine, kapasitesine, bilgisine, donanımına, duruşuna, samimiyetine, çevresine, kadrosuna, birlikte siyaset yaptığı heyetin kalitesine bakıp öyle karar vermektir...
Son olarak ısrarla yazıyorum şehrimizdeki kaliteli, donanımlı, bilgili, güçlü, tecrübeli, şehrini tanıyan, proje üretebilecek ve cesaretle bunları uygulayabilecek, makbul, sevilen, sayılan, samimi, yürekli tüm insanlara sesleniyorum lütfen siyasete girin ve şehrinizin kaderini olmayacak ellere bırakmayın. Çünkü onların yaptıkları yanlışların bedelini tüm şehir olarak ödüyoruz. Hepimiz aynı gemideyiz ve gemimizin kaptanını doğru seçmeliyiz.
Saygı ve Sevgilerimle...