Dinimiz hayvanlara karşı iyi davranılmasını emretmiştir. Hayvanlara eziyet etmemek onlara iyi bakmak ve merhamet göstermek ahlâki bir görevdir.
Dinimizde bütün canlılara şefkat ve merhamet esastır. Cansız sandığımız tüm varlıklar da Allah’ı zikretmektedirler. (Velakinla tefahüne fesbihahüm) İsra 44. Velakin siz onların zikirlerini duyamaz ve anlayamazsıız. (Cuma suresi 1. ayet) buyurmaktadır. Yaş bir ağacın koparılması, onun Allah’ı zikrine mani olmaktır. Çünkü her yaş ağaç Allah’ı zikreder. Hayvanlar da bütün cinsleri ile birlikte bu varlığın bir parçasıdır. Onların yaşama hak ve hürriyetleri vardır. Bunlara tecavüz kul hakkına girer ki, sorulacaktır.
Allah’ın bazı insanlara bir ihsanı olan dünyamız; insanıyla, hayvanıyla, bitkisiyle, canlısı ve cansızı ile bir bütündür. Tüm kainatın emrine verildiği insanoğlu, akıl fikir, şuur ve konuşması ile diğer canlılara karşı üstün kılınmış, buna karşılık da kendisine ağır görevler verilerek sorumluluk yüklenmiştir. Onun için onurlu bir insanın hemcinslerine karşı olduğu gibi, tüm canlıların ve cansız sandığımız, ama aslında canlı olan bütün doğa varlıklarının haklarına karşı hürmet ve saygılı davranması emredilmiştir. Bu yüce dinimizin kesin bir emri olduğu gibi, medeni ve kültürlü bir insan olmanın da bir ölçüsüdür. Çünkü ulu Allah cc. Hazretleri, faydasız ve amaçsız hiçbir varlık yaratmamış. Bütün varlıklar bir sebebe istinaden yaratılmışlardır. (Müminun suresi 15. ayet)
Her konuda olduğu gibi, doğal varlıklarımızın korunmasında da dünyada yaşayan tüm varlıklara karşı İslami ve insani görevlerimizi yapmalıyız. Yoksa dünyada doğal felaketlerden ahiret ve ilahi azaptan ve gelecek neslin vebalinden kurtulamayız. Herkes evinin önünü süpürse şehir temiz olur genel prensibine sahip çıkmalıyız. Hayvanların ve doğa varlıklarının haklarını tıpkı insanların haklarına gösterdiğimiz duyarlılığı onlara da göstermeliyiz. Bunu millet ve devlet olarak yapmalıyız. Unutmayınız ki, karıncanın da, filin de, insanın da bir ruhu, bir canı vardır. Her varlık bir can taşıyor. Senin, benim, yani insanın canı nasıl değerli ve kutsal ise, her hayvanın hatta milyonlarca doğa varlıklarının canları da öylece değerlidir. Her canlının canı kutsaldır.
Sevgili Peygamberimiz S.A.V. savaşa gönderdiği ordu komutanlarına şu kesin emri vermiştir: “Gittiğiniz yerlerde sakın ha sakın kadınlara, çocuklara, yaşlılara, elinde silah olmayanlara, din adamlarına, hayvanlara, bitki ve ağaçlara hiçbir şekilde zarar vermeyiniz. Asla yakıp yıkmayınız, size emrim budur.” buyurmuştur.
Bir kediye acımasız davranan bir kadın hakkında peygamber efendimiz şu haberi verdi:
– Bir kadın, bir kediyi hapsetmiş, kediye yiyecek içecek vermemiş, kendi yiyeceğini arasın bulsun diye dışarıya da salıvermemişti. Hayvancağız bir süre sonra hapsedildiği yerde açlıktan ölmüştü. Kadın bu yüzden azaba uğradı ve cehenneme girdi.[Riyazü’s-Salihin, c.3, s. 174]
Bir köpeğe merhamet gösteren bir adam hakkında da Peygamberimiz şöyle buyurdu:
“Bir gün bir adam yolda yürürken şiddetli susamıştı, nihayet bir kuyu buldu oraya indi, su içip çıktı. O sırada bir köpek dilini çıkarıp soluyor ve susuzluktan nemli toprağı yalıyordu. Bunun üzerine o adam; “Bu köpek de tıpkı benim gibi susamış” dedi ve hemen kuyuya indi. (su kabı olmadığından) mestine su doldurdu ve onu ağzı ile tutarak kuyudan çıktı. Köpeğe su içirdi. Bundan dolayı Allah ondan razı oldu ve onun günahlarını bağışladı. Sahabeler:
-Yâ Resûlellah; hayvanlarda da bizim için sevap var mı? dediler. Peygamberimiz:
- Her canlı yüzünden sevap vardır” [Riyazü’s-Salihin, c.1, s. 161.] buyurdu.
Müjdeler olsun anlayana, dinleyene, bu haklara saygı gösterenlere...