Koskoca bir yılı daha bitirdik. 2020 yılı bitti. 2021 yılına merhaba dedik. Doğum günlerinde yeni bir yaşa girdiğimiz için seviniriz değil mi?
Aslında işin perde arkasında bir yıl daha yaşlanmış oluyoruz. Bunu gençlik yıllarında büyüdüğümüz için sevinç içinde karşılarken, yaşımız 50-60’ı bulduğunda her doğum gününde toprağa bir daha yakınlaştığımızı hatırladığımız için üzüntü ile karşılarız. 31 Aralık 2020 sabahı ile 1 Ocak 2021 sabahı arasında ne fark var? Sadece yeni bir yıla girdiğimizin mutluluğu ve bir de bir yaş daha yaşlandığımızın hüznü var.
Biz 31 Aralık 2020 gecesi uyuduğumuzda, 1 Ocak 2021 sabahı sadece yeni bir yılda uyanmış oluyoruz. Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin KOCA, her gün açıklama yaparak Korona virüs ile ilgili bilgi veriyor. Belki de 31 Aralık 2020 günü hayatta olan bizler, 1 Ocak 2021 sabahı bu dünyada değil, başka bir dünyada olabiliriz. Değerli Dostlar! Yeni yıl ne getirir bilmem ama, geçen yılların neler götürdüğünü çok iyi biliyorum…
2020 yılında bir Covid 19 imtihanı ile karşı karşıya kaldık. Aşısı bulundu ama kâbus hala devam ediyor.
Mesela, sarılmalar ve öpüşmeler bitti. Kucaklaşmalar aniden silah oluverdi. Anne babamızı ve dostlarımızı ziyaret etmemek bir “iyilik eylemi, sevgi eylemi” haline geldi. Belki de vefatlarında eğer biz de bu illete yakalandıysak o anda, son vazifemizi bile yapamadık belki de…
Aniden, gücün, güzelliğin ve paranın değersiz olduğunu fark ettik. Ve bunların uğruna savaş verdiğin oksijeni satın alamadığımızı anladık.
Çin seddi artık ihtişamlı değil, Mekke’de Kabe’nin tavaf olanı ise aralıklarla birbirinden uzaklaşmış insanlardan ibaret.
Paris artık romantik bir şehir değil. Seyahatler insanların öncelikleri arasından çoktan çıkmış durumda.
2020 yılında okullar, camiler bile kapatılmaz derken kapandı. Cuma namazına gidemedik. Ramazan ayında teravihten, vaazu nasihatten, iftar sofralarından uzak durduk. Birbirimize gidemedik.
Bunları 40 yıl düşünseniz aklınıza gelmezdi değil mi? Ama bütün bunlar oldu.
Sosyal mesafe, maske ve temizlik insanların olmazsa olmazları haline geldi.
Şimdi de hafta sonları evimizde oturmanın karşılığında bu illetten yavaş yavaş kurtulabileceğimizin işareti veriliyor. Bu çok önemli bir gelişme…
Şimdi aşı olarak belki de bu virüsten kurtulma imkânımız olacak.
İşte biz evlerimize hapsolunca, dünya bize sanki bir mesaj gönderiyor. O mesajı okuyabiliyor musunuz? O sesi işitebiliyor musunuz?
Ben dünyanın bize şöyle bir mesaj gönderdiğini düşünüyorum:
"Sen gerekli değilsin. Sen olmadan da hava, toprak, su ve gökyüzü gayet iyi durumda. Ama gün gelip geri döndüğünde, “benim sahibim değil, sadece misafirim olduğunu hatırla!” diyor gibi Siz de duydunuz mu bu sesi, bu çığlığı? Ben 2021 yılının kendimiz, ailemiz, ülkemiz ve İslam alemi için hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum. 2020 yılına kadar geçen ömrünüz, kalan ömrünüzden hayırlı ve bereketli olsun. Cuma gününün selamı, rahmeti ve bereketi hepinizin üzerine olsun.