Aydın’da hali hazırda 29 tane jeotermal santral (JES) ve bu JES’lere ait 1000’e yakın jeotermal kuyu faal halde, 10 tane JES’de yapım aşamasındadır. Tüm Avrupa ülkeleri arasında jeotermal kaynaklara bağlı en fazla elektrik enerjisinin üretildiği yerleşim yeri yüzde 24 ile Aydın ilidir. Diğer yönüyle Aydın ili, İtalya dışında tüm Avrupa’da yüzölçümü başına jeotermal kaynaklara bağlı en fazla elektrik enerjisinin üretildiği yerleşim yeridir. Süreç bu şekilde devam ederse Aydın’da bu oran yüzde 40’lara yükselecektir. Bunun anlamı Aydın ilinde her metre kare toprağın şu yada bu şekilde jeotermal kaynaklara bağlı enerji üretiminden etkileneceğidir. Bu anlaşılır ve kabul edilebilir bir durum değildir. Adı ne olursa olsun, ne amaçla üretilirse üretilsin hiç bir enerji kaynağı böyle bir uygulama ortamında temiz, çevre dostu, yenilenebilir, sürdürülebilir enerji kaynağı değildir, olamaz da. Ne yazık ki tüm gerçeklikler bu şekilde olsa da Aydın yerel basınında yeni bir JES yada jeotermal kuyu yapım haberinin yer almadığı bir gün neredeyse geçmiyor. 23 Aralık 2020 tarihinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı duyurular sayfasında Aydın İli, Efeler İlçesi, Yılmazköy Mahallesi civarında “Kahramanmaraş Çimento Beton Sanayi ve Madencilik İşletmeleri A.Ş.” ye ait “J-700” işletme ruhsat numaralı 3.847,51 Ha’lık “Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular İşletme Ruhsatı” sınırları içerisinde elde edilen sıcaklık, debi vb. değerler sonucuna göre hali hazırda faaliyette bulunan Ken Kipaş JES (24MWe)’nde üretim veya re-enjeksiyon kuyusu olarak kullanılması planlanan jeotermal kaynak arama amaçlı ÇED duyurusu yayınlandı. ÇED duyurusundaki Proje Tanıtım Dosyasına (PTD) baktığımızda projede iki sondaj sahasında 4 jeotermal kuyunun açılacağı görülmektedir. Bu sondaj sahalarının lokalizasyonlarına baktığımızda;
1. Sondaj Sahası: Aydın İl Merkezi Orta Mahallenin 1 km kuzeydoğusunda, Yılmazköy Mahallesinin 1,2 km batısında, Orta Mahalledeki en yakın bağ evinin 225 m kuzeyinde,
2. Sondaj Sahası: Aydın İl Merkezi Orta Mahallenin 1,4 km kuzeydoğusunda, Yılmazköy Mahallesinin 340 m batısında, Yılmazköy Mahallesindeki en yakın bağ evinin 50 m doğusunda yer almaktadır.
PTD’na baktığımızda açılması düşünülen jeotermal kuyuların en yakın yerleşim yerine 340 metre, en yakın bağ evine 50 metre, Aydın kentine 1000 metre mesafede olacağı görülmektedir. Avrupa Mevzuatına göre enerji üretim tesisleri yerleşim yerlerine en fazla 1000 metre yakın mesafede kurulabilir. Bu verilere göre Yılmazköy’de yapılması düşünülen bu projeye onay verilmemesi, ÇED iptal kararının verilmesi gerekir. PTD’na baktığımızda çok önemli bir verinin dosyada yer almadığı, kamuoyu ile paylaşılmadığı görülmektedir. Bu veri ise 1’ci sondaj sahasında açılması düşünülen jeotermal kuyulara 900 metre uzaklıkta bulunan Adnan Menderes Üniversitesi ( ADÜ) Kampüsü ve Hastanesidir. ADÜ’de 30 bine yakın öğrenci eğitim görmekte, Tıp Fakültesi Hastanesine günlük 10 bine yakın hasta ve hasta yakını poliklinik hizmeti almak için başvurmakta, 1000 kadar hasta yatarak tedavi edilmektedir. Faaliyete geçtiğinde hergün içinde pek çok kimyasal ve radyoaktif madde bulunan binlerce ton yoğuşmayan gaz salınımı yapacak olan jeotermal kuyulara 900 metre uzaklıkta içinde eğitim ve sağlık kuruluşların olduğu bir yerleşkeden PTD’da hiç bahsedilmemesi basit bir hata olmayıp, kanunların ve mevzuatların görmezlikten gelinerek karar vericiler tarafından ÇED olumlu kararı verilmesini sağlamaya yönelik aldatmaca bir girişimden başkası değildir. O nedenle bu projeye onay verilmemesi, ÇED iptal kararının verilmesi gerekir.
Sondaj alanları 1/100.000 Ölçekli Aydın-Muğla-Denizli Planlama Bölgesi Çevre Düzeni Planı üzerinde incelendiğinde; 1. Sondaj Sahasının tamamı “Katı Atık Depolama” alanı olarak işaretlenmiş alanlarda, 2. Sondaj Sahasının tamamı “Tarım Arazisi” olarak işaretlenmiş alanlar içerisinde kalmaktadır. Kanuni mevzuatlara göre birinci sınıf tarım arazileri, nitelikli tarım arazileri ve içinde özel ürün bulunan tarım arazileri tarım dışına çıkarılamaz, içinde her hangi bir sanayi tesisi kurulamaz. Yine Zeytincilik Kanunu’na göre zeytin bahçelerine 3000 metreden yakın mesafede hiç bir tesise izin verilemez. Bu verilere görede bu projeye onay verilemez, ÇED iptal kararının verilmesi gerekir.
Faaliyet alanlarının yakın çevresi 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı üzerinde incelendiğinde; 1. Sondaj Sahası ve 2. Sondaj Sahası çevresinde Kentsel gelişme alanı, tarım arazileri ve orman alanı olarak adlandırılan alanlar bulunmaktadır. PTD’na baktığımızda Aydın kentine 1000 metre mesafede bulunan jeotermal sondaj sahalarının Kentsel gelişme alanı içinde yer aldığı görülmektedir. Bunun anlamı jeotermal sondaj sahalarının şehre yakın mesafede açılacak olması dışında, Aydın kentinin Doğu yönünde Kentsel gelişime tamamen kapatılacak olmasıdır. Yani Aydın kentinin her anlamda gelişmesi ve büyümesi engellenmiş olacak. Aydın kentinin Kuzeyinde Kalfaköy’de, Batısında Kızılcaköy’de JES ve kuyu yapım projelerinin devam ettiği göz önüne alınınca Aydın kentinin her yönde kentsel gelişiminin engellendiği, Aydın kentinin jeotermal işletmeler ile çepeçevre kuşatılır hale geleceği görülmektedir. Bu nedenlerden dolayı bu projeye onay verilemez, ÇED iptal kararının verilmesi gerekir.
Aydın kentinin gelişmesi, gelişme alanları projelerinin hangi yönde ve alanlarda yapılacağı ve uygulanacağı Aydın Büyükşehir Belediyesi’nin görev ve sorumluluk alanı içindedir (5216 kanun/7.madde). Bu anlamda Yılmazköy’de Kentsel gelişim alanı içinde açılması düşünülen dört jeotermal kuyu projesi alanı Aydın Büyükşehir Belediyesinin görev ve sorumluluk alanı içindedir. Peki Aydın Büyükşehir Belediyesi bu proje uygulamasına izin vermiş midir, vermediyse itiraz edecek midir?
PTD’na bakıldığında 1. Sondaj Sahasının tamamı “Katı Atık Depolama” alanı olarak işaretlenmiş olup, tapuda “Kahramanmaraş Çimento Beton Sanayi ve Madencilik İşletmeleri A.Ş.” adına kayıtlıdır. Bu alanda hali hazırda Aydın Büyükşehir Belediyesinin Katı Atık Bertaraf Tesisleri bulunmaktadır. Diğer bir anlatımla Aydın Büyükşehir Belediyesi 1’ci sondaj sahasında “Kahramanmaraş Çimento Beton Sanayi ve Madencilik İşletmeleri A.Ş.” nin kiracısı durumundadır. Peki bu durumda kiracı durumda olan Aydın Büyükşehir Belediyesi evsahibi olan “Kahramanmaraş Çimento Beton Sanayi ve Madencilik İşletmeleri A.Ş.”nin bu sahada jeotermal sondaj faaliyetlerine izin verecek mi, vermeyecek mi?
Jeotermal kanununa göre, Jeotermal kaynak dağıtımı ve üretimini yapan şirketler “sanayi kuruluşu ve atık arıtma kuruluşu” olarak değerlendirilirler. 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi kanununa göre, katı atık yönetim plânı hazırlamak ve uygulamak Büyükşehir Belediyelerinin görev ve sorumluluğundadır. Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğine göre; Atıksu altyapı tesislerinin inşası, bakımı ve işletilmesinden büyükşehirlerde Büyükşehir belediyeleri su ve kanalizasyon idareleri sorumludur. Yine bu yönetmeliğe göre günlük debisi 50 m3 den daha fazla olan veya tehlikeli ve zararlı atıklar içeren endüstriyel atıksu kaynakları önemli kirletici atıksu kaynaklarıdır. PTD’na göre açılması planlanan bir jeotermal kuyunun debisi yaklaşık 15-44 lt/sn’dir. Buna göre faaliyetin test aşamalarında 10 saat süreyle akışkan üretimi gerçekleştirilecek olup, bir kuyudan çıkan 1584 m3 jeotermal akışkan, havuza aktarılarak buharlaştırılacaktır. Reenjeksiyonun mümkün olmadığı durumlarda MTA onayı ve kontrolünde akışkanlar dış ortama deşarj yapılacaktır.
Büyükşehir Belediyesi Kanunu ve Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğine göre; Çıkardığı akışkanlar hem nitelik hemde miktar açısından “önemli kirletici atıksu kaynakları” statüsünde olan Atık Arıtma Kuruluşu niteliğindeki jeotermal işletmelerin inşası, bakımı ve işletilmesi Büyükşehir Belediyesi görev ve sorumluluğundadır. Peki tüm bu Kanuni görev ve sorumluluklarına rağmen Aydın Büyükşehir Belediyesi Yılmazköy’de bu projenin yapımı ve işletilmesine izin verecek mi, izin vermeyecek ise itiraz edecek mi?
Aydın ili 1’ci derece deprem bölgesinde yer almaktadır. Aydın’da daha önce kurulan ve faaliyette olan tüm JES ve kuyular gibi Yılmazköy’de yapılması düşünülen JES kuyularıda fay hatları üzerinde yer almaktadır. Yapılmış bilimsel çalışmalara göre JES’ler depremlere sebep olmaktadır. Aydın ili Avrupa’da yüzölçümü başına en fazla JES ve JES kuyusunun düştüğü, JES’lerin birbirine çok yakın kurulduğu, JES’lerin yeraltından en fazla akışkan çektiği ve reenjekte etmediği yerleşim yeridir. Tüm bunlara bağlı olarak mevcut JES’ler Aydın’da yeraltında akışkan miktar ve seviyesinde azalmaya sebep olduklarından dolayı şirketler enerji üretim faaliyetlerini devam ettirebilmek için sürekli şekilde yeni kuyulara ihtiyaç duymaktadır. İşte Aydın’da Yılmazköy’de kurulu olan Ken Kipaş JES’in yeni dört jeotermal kuyuya ihtiyaç duyma gerekçesi bu yüzdendir. Ken Kipaş JES’in gerekçesi Aydın’da deprem sebebidir, tarım alanlarının yok olmasıdır, Aydın kentinin kentsel büyümesinin önünde engeldir, hava-su-toprak kirliliğinin artması, Aydın’da hastalık-kanser ve ölümlerin artması demektir. Aydın ilinin selameti için bu gerekçeler ve PTD kabul edilemez, ÇED onayı verilemez.