Günümüzde gittikçe artan çevre sorunlarından dolayı, çevreyi koruma ve geliştirme çalışmalarının önemi her geçen gün artmaktadır. Yaşanılan çevre sorunları neticesinde ekosistemler bozulmakta ve doğal kaynaklar kirlenmektedir. Bu durum insanı, canlıları ve doğadaki tüm varlıkları etkilemektedir. Çevre ile ilgili olumsuzluk yaratabilecek en önemli kirlilik havanın, suyun, toprağın kirlenmesidir. Bu kirliliklerin ortaya çıkmasına etki eden temel faktörler sanayileşme, nüfus artışı, kimyasal kullanımının artması ve kentleşmedir. Çevre sorunları yerelde ortaya çıkıp, küresel düzeyde olumsuz etkilere neden olmaktadır. Dünya genelinde çevreyi koruma ve geliştirme amacıyla birçok çalışma yürütülmektedir. Küresel ölçekte çalışmalar ağırlıklı olarak Birleşmiş Milletler tarafından yürütülmektedir.
Yerelde alınacak önlem ve tedbirler, çevre sorunlarının kaynağında önlenmesinde büyük önem taşımaktadır. Bu yüzden yerelde yürütülecek yönetim faaliyetleri kapsamında kirlilik oluşturabilecek olumsuzlukları saptamak, bu olumsuzluklara çözüm üretmek ve etkin tedbirler uygulamak için planlama yapmak, proje geliştirmek, denetim faaliyetleri yürütmek büyük önem taşımaktadır. Bu kapsamda yerel yönetimlerin, yerelde yaşanılan çevre sorunları ile etkin bir biçimde mücadele edebilmesi önemlidir.
Yerelde belediyelerin çalışmaları yanında, yerel halkın da yaşanılan çevre sorunlarının farkında olması, bu sorunların çözümü için katkı sağlaması veya kolaylaştırıcı rol oynaması önem taşımaktadır. O nedenle çevre sorunları ile ilgili yerel halk ve yerel yöneticileri bakış açıları, algı, duyarlılık ve değerlendirmeleri önem taşımaktadır.
Adnan Menderes Üniversitesi Fen Bilimlerinden N.Dolmacı 2019 yılında,
Aydın ilinde yaşayan halk ile Aydın’daki belediyelerde görev yapan belediye meclisi üyeleri-belediyelerin çevre birimlerinde çalışan personelin çevre konularındaki algı, görüş ve değerlendirmelerinin tespit edilmesi amaçlı çalışma yapmıştır. Aydın’daki alan araştırmasının başlıca bulguları şu şekildedir:
Aydın’da yeraltı ve yerüstü suların kirlenmesinde JES’ler, sanayi kuruluşları, üretim ve turizm tesisleri, zeytin karasuları, tarım ilaçları etkin kirlilik kaynaklarıdır. Deniz kirliliği ise çöplerin kişiler tarafından denize atılması, turizm faaliyetleri, deniz kıyısında yer alan tesislerin atık su deşarjları sonucu görülmektedir; Aydın’da hava kirlilik sebepleri JES’ler, evsel ısınmada kullanılan yakıtlar, karayolu trafiği, maden işletmeleridir; Aydın’da toprak kirlilik sebepleri aşırı gübre ve tarımsal ilaç kullanımı, jeotermal sular, plansız kentleşme, vahşi depolanan evsel katı atıklar ve maden işletmeleridir; Aydın’da gürültü sebepleri trafik, eğlence mekânları, endüstri tesisleri, demiryolu, inşaat ve onarım faaliyetleri ile havalimanıdır.
Alan araştırmasında Aydın’daki yerel halk ve yerel yöneticilere göre yaşanılan çevre sorunlarının “önem sıralaması” şu şekilde belirtilmiştir: Yerel halka göre çevre sorunları önem sıralaması hava kirliliği-su kirliliği-çarpık kentleşme-atıklar-gürültü kirliliği şeklinde sıralanmışken; Meclis üyeleri ve belediye çevre birimlerinde çalışanlara göre çarpık kentleşme-kontrolsüz atıklar-hava kirliliği-su kirliliği-toprak kirliliği-gürültü kirliliği şeklinde sıralanmıştır.
Aydın Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü Çevre Durum Raporu’na (2017) göre Aydın ilinin çevre sorunları önem sırası su kirliliği-hava kirliliği-atıklar-toprak kirliliği-gürültü kirliliği şeklindedir.
Araştırmada Aydın yerel halkı “çevre sorunlarına bakış açısını, algılayışını, duyarlılığını ve çevre bilincini” şu şekilde belirtmiştir: Aydın’daki halkın yüzde 80’ni çevre kirliliğinin doğaya ve insan sağlığına zararları konusunda bilgisi olduğunu, yüzde 67’si çevre korumayı önemsediğini, yüzde 20’i aktif çevreci olduğunu ifade etmiştir;
Aydın halkı kendini çevresi olarak ifade etsede araştırma sonuçlarına göre Aydın halkının yüzde 67’si çevre konusunda herhangi bir faaliyete katılmadığını, yüzde 80’ni herhangi bir dernek veya kuruluşa üye olmadığını ifade etmiştir;
Aydın halkının çoğunluğu kendini çevre konularında bilgili olarak görmesine rağmen çevre aktivitelerine katılmasada, halkın yüzde 75’i çevre duyarlılığı yüksek olan bir belediye başkanının seçilmesini önemsediğini, yüzde 50’si belediyelerin ağaçlandırma-yeşil alanların bakımı-kentsel estetik faaliyetlerini arttırmaları, yüzde 70’i sosyal hizmet ve yardımların arttırılmasını, yüzde 25’i çevre temizliği ve ulaştırma hizmetlerinin iyileştirilmesini talep etmekte;
Aydın halkının yüzde 83’ü Büyükşehir Belediyesinin, yüzde 79’u İlçe Belediyelerinin sorumluluk alanı dâhilinde olan yerlerde çevre temizlik hizmetlerini iyi yürütüldüğünü, yüzde 60’ı gelecek nesillere daha temiz bir çevre bırakacağını ifade etmişlerdir.
Araştırmada Aydın’daki yerel yöneticiler “çevre sorunlarına bakış açısını” şu şekilde belirttiler; Yerel yöneticilerin yüzde 60’ı halkın ifadelerine katıldığını, Belediye meclis üyeleri ve belediyelerde çalışanların yüzde 60’ı toplumda çevre koruma bilinci yeterince geliştiğini ve Aydın’da geri dönüşüme yeterli ölçüde önem verildiğini belirtti. Yerel yöneticilere göre çevre konularda sorumluklarını yerine getirenler sırası ile ilçe belediyeleri-büyükşehir belediyesi-merkezi yönetim; Çevre mevzuatının yüklediği görev ve sorumluklarını yerine getirenler sırası ile büyükşehir belediyesi-ilçe belediyesi-merkezi yönetim.
Yerel yöneticilerin yüzde 80’ne göre JES’ler Aydın’da hava ve su kirliliği ile birlikte diğer çevre sorunlarına da yol açıyor.
Aydın halkı ile yerel yöneticilerin çevre sorunları hakkında değerlendirme ve önerileri şu şekilde olmuştur;
•B.Menderes Nehrini kirleten işletmelerde atıksu arıtma tesislerinin uygun standartlarda arıtma yapıp yapılmadığının sürekli olarak denetlenmesi gerekmektedir.
•JES’lerin atık sularında yüksek oranda bulunan Bor elementi, B. Menderes Nehrinde kirlilik yaratan etkenlerden en önemlisidir. Tarımda kontrolsüz bir şekilde kullanılan kimyasal gübre ve ilaçlar, B.Menderes Havzasında yüzey ve yeraltı sularına karışarak kirlilik yaratmaktadır.
•B.Menderes Havzası ile yeraltı su kaynaklarının kirliliğinin önlenmesi amacıyla gerekli tedbirlerin alınması ve uygulanması, bunun için merkezi yönetim ile yerel yönetimlerin uygulama aşamasında koordineli bir şekilde çalışma yürütmesi gerekmektedir. Oysaki Aydın’daki duruma baktığımızda merkezi ve yerel yönetimler arasında bırakın işbirliği ve uyumu, B.Menderes Havzasındaki kirlilik her iki yönetim arasında seçim ve oy malzemesi yapılmakta, çözüm adına hiçbir adım atılmamaktadır.
•Aydın’da ısınma amaçlı kalitesiz yakıt kullanımı, JES gazlarının havayı kirletmesi, endüstriyel tesislerde filtreleme sistemlerinin çalışır olmaması, motorlu araçların karbon emisyonları ile araç sayısının fazlalığı hava kirliliğinine neden olmaktadır.
•JES’lerden kaynaklanan akışkanlar, vahşi depolanan evsel katı atıklar, tarımsal amaçlı yanlış gübre ve tarım ilacı kullanımı toprak kirliliğine neden olmaktadır. Yerleşim yerlerinin yayılması ve dağılması ile tarımda kullanılabilir arazi miktarları sürekli şekilde azalmaktadır.
•Aydın’da denize kıyısı olan ilçelerde eğlence yerlerinin fazlalığı gürültü kirliliğine neden olmaktadır.
•Düzenli katı atık depolama sahaları ile katı atık transfer istasyonlarının yetersizliğinden dolayı Aydın’da bazı ilçelerde vahşi depolama yapılmaya devam edilmektedir.
•Aydın’da çarpık kentleşme sorunu ile ilgili kentsel dönüşüm uygulama çalışmalarına önem verilmeli, vahşi depolama yerlerinin ıslahı tüm ilçelerde sağlanmalı, aktarma istasyonu sayısının ve katı atık depolama tesislerinin arttırılması gerekmektedir. Bu konuda belediyelere büyük rol düşmektedir.
Genel itibarı ile Aydın’da en önmeli çevre sorunları su, hava ve toprak kirliliğidir.
Bu sorunlar Buharkent ve Germencik ilçelerinde en fazla yaşanmaktadır.
Bunun nedeni JES’lerin bu ilçelerde yoğunlaşmasıdır.
•Aydın’da en fazla sorun olarak algılanmaya başlanılan konu, JES’lerden kaynaklı hava, su ve toprak kirliliğinin oluşmasıdır. Aydın’da yerel halk zarar dışında hiçbir faydasını görmediği mevcut JES’lere ve yeni açılacaklara karşı çıkmaktadır. 2018 yılından beri devam Kızılcaköy halkının direnişi buna örnek gösterilebilir. Aydın’da JES kaynaklı kirliliğin zararları bir taraftan tartışılırken diğer taraftan da Aydın’da kanser oranının arttığı gözlemlenmektedir.
“Aydında yaşamak ayrıcalıktır” sözünün değerini azaltmadan daha değerli hale getirerek söylemek yerel yönetim ve merkezi yönetimin plan proje ve teşvikleriyle daha da anlam kazanabilir. Çevre sorununa yol açacak etkilerin yok edilerek ya da azaltılarak çevrenin korunması için gereken hassasiyetin yöneticiler ve halkın vatandaşlık ödev ve görevi olduğu ve sahip olunan çevresel değerlerin gelecek nesillere bırakılması gerektiği unutulmamalıdır.
N.Dolmacı’nın araştırmasına baktığımızda Aydın’da halkın, yerel yöneticilerin, ilgili müdürlüklerin çevre sorunlarının varlığı ve önem sırası konusunda ortaklaştıkları görülmektedir. Aydın halkı ve yerel yöneticileri çevre kirliliğinin doğaya ve insan sağlığına zararları konusunda bilgisi olduklarını-çevrenin korunmasını önemsediklerini, çevre mevzuatının yerel yöneticilere görev ve sorumluklar yüklediğini dile getirmiş olsalarda, çoğunluğu çevre konusunda herhangi bir faaliyete katılmadığını-herhangi bir dernek veya kuruluşa üye olmadığını-aktif çevreci olmadığını dile getirmiştir. Aydın halkının ve yerel yöneticilerin bilgiçliği ama ilgisizliği sonucu Aydın bugün havası, suyu, toprağı, tarımsal ürünleri, sağlık verileri en kirli ve kötü iller arasında yer almaktadır.