Hastalık ve ölümler günlük hayatta sık sık karşılaşılan zorluklardandır. Her hastalık farklı olmakla birlikte her birinin insana verdiği meşakkat de farklıdır. Hz. Peygamber hastalanıp sıtmaya yakalandığında iki kat fazla ağrı hissetmiştir. Peygamber Efendimiz aile fertlerinden biri hastalandığında onlara dua etmiş, ağrısı olup zor durumda olan hastalara Allah’tan şifa istemiş, telkin ederek tedavi etmeye çalışmış, hastalıktan kurtulup bir daha hastalığa yakalanmaması için duada bulunmuştur.
Bu hayatı yaşarken de her birimiz imtihana tabi tutuluyoruz. Bu günlerde dünya, koronavirüs (covid-19) salgını nedeniyle tarihi bir imtihan yaşıyor. Bu hayat bize emanettir. Öncelikle onu korumamız gerekiyor. Sağlığımızı muhafaza etmeye çalışmamız gerekiyor. Bir hastalığa yakalanırsak tedavi yollarını aramamız gerekiyor. Öncelikli olarak hastalığa yakalanmamak için elimizden gelen tedbirleri almamız gerekiyor.
- Çünkü, Müslüman sadece kendisi için değil, çevresi için de hassas davranandır.
Koronavirüs salgını sebebiyle çevremizdeki insanların yaşam hakkına saygılı olmalıyız. Müslüman kendi canını nasıl koruyorsa çevresindeki insanların da canını öyle koruması gerekir. Müslümanlar sadece kendisi için değil çevresi için de hassas davranmalıdır. Müslüman bu duyarlılığa sahip olan insandır. Müslüman diğer Müslümanların elinden ve dilinden zarar görmediği kişidir. Müslümanlar olarak çevremize karşı sorumluluklarımız var. Salgın ortamında daha duyarlı yaklaşmamız gerekir. Ailemizin ve çevremizin korunması hususunda üzerimize düşen sorumluluğu üstlenmek bir Müslüman olarak vazifemizdir.
- “Bir hastalıkta, salgında tedavi yöntemlerini aramak Müslümanlar olarak sorumluluğumuzdur…”
Bir hastalıkta, salgında tedavi yöntemlerini aramak Müslümanlar olarak sorumluluğumuzdur. Koronavirüs salgını ile ilgili ülkemizdeki çalışmaları takdirle izliyoruz. Hastalığa yakalanmamamız için tedbirler almalıyız. Fakat yakalandıysak da iyileşmek için gayret göstermeliyiz.
- 'Karantina, Hz. Peygamber’in salgın durumunda tavsiye ettiği bir uygulamadır. Müslümanlar olarak buna uymalıyız…”
Özellikle son günlerde İngiltere'de mutasyona uğradığı söylenen ve hızla yayıldığı ifade edilen covid-19 var. Yurt dışından gelerek karantina altına alınan vatandaşlarımız var. Hz. Peygamber'in 14 asır önce ortaya koymuş olduğu karantina uygulamasını tavsiye etmesi, muazzam bir sünnet olarak karşımızda duruyor. 'Bir yerde bir salgın çıkarsa oraya gitmeyin. Eğer salgın çıktığını duyarsanız da oradan çıkmayın.' Hadis-i Şerif'i, bugünkü karantina uygulamasını gözler önüne seriyor. Müslümanlar olarak da karantina uygulamasına hem kendi sağlığımız hem de diğer insanların sağlığının korunması için son derece dikkat etmemiz gerekir.
- “Tevekkül, üzerimize düşen bütün vazifeleri yerine getirdikten sonra Allah'a güvenmektir…”
Kaderi ve tevekkülü doğru anlamamız gerekiyor. Tevekkül, üzerimize düşen bütün vazifeleri yerine getirdikten sonra Allah'a güvenmektir. Üzerimize düşen vazifelerde herhangi bir kusur işlersek ve tevekkül ettik dersek bu tevekkül olmaz. Müslüman olarak zaten dinimizin en önemli emirlerinden biri olan temizliğimize son derece dikkat etmemiz elzemdir.
- “Enfekte olmuş birinin, tedbirsiz davranarak bu hastalığı başka birine bulaştırması kul hakkıdır…”
Koronavirüsü toplu ortamlarda bulaşabilen bir hastalıktır. Hastalık bulaştıktan sonra kuluçka süresinde kişiler bu hastalığın bulaştığının farkında olamayabiliyor. Bu anlamda devletin karantina uygulamasına uyulması bir zorunluluktur. Enfekte olmuş birinin tedbirsiz davranarak bu hastalığı başka birine bulaştırması, kul hakkıdır.
Toplumsal olarak herkesin iştirak ettiği tedbirlere uymamak kul hakkına girmektir. Salgının bertaraf edilmesi için Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere devletin ilgili kurumları tarafından alınan tedbirlere en fazla riayet etmesi gereken Müslümanlar olmalıdır. Mümin kişi bu tedbirlere, en fazla uyan olmalıdır. Gençlere ve çocuklara örnek olmalıdır. Bu örnek davranışı ben herkesten bekliyorum.
Sağlıkla kalın...