'Çocuklar gelecek güzel günlere ait inancımızı daima taze ve diri tutan bahar aylarıdır dünyanın. Ama tekinsiz sokaklarda,işportada, ayakçılıkta, kentlerin metro ve soğuk kaldırımlarına oradan oraya koşturulup çalıştırılan, isteyicilik yaptırılan hep onlar. Taciz, istismar, kız-erkek ayırımı, çocuk gelinler, zoraki evlilikler ve namus cinayetlerinde kullanılan, ezilen dövülen, alınıp satılan yine onlar; fakat susan, sağır kalan biz. Biz anne babalar, yöneticiler ve devletle bütün bir cemiyet.
Bu roman o çocukların trajik hikayelerinden sadece bir kesiti anlatır. Nezaket ile Bedirhan’ın gerçek yaşam öyküsüdür okuyacaklarınız. Örselenmiş, ezilmiş ve gözden çıkarılmış her hangi bir dünya çocuğundan farksızdır onların yaşamları. Cide’nin bir garip köyünde yoksulluğun cenderesine sıkışıp kalan aile, henüz sekiz yaşındaki kızları Nezaket’i İstanbul’da zengin bir aileye (Besleme) vermek mecburiyetinde kalınca, Nezaket’in yolu Bedirhan’la kesişir. Düştükleri çukurdan ancak birbirlerine tutunarak kalkabileceklerini anlayan Bedirhan ve Nezaket kendi yaşamları üzerinden yoksulluğun, sevgisizliğin,horlanmışlığın bir çocuğun sırtında açtığı kırbaç yaralarını gösterecekler bize.………………”
Yukarıdaki satırlar hemşehrimiz olmasıyla onur duyduğum Kuyucak’ın Yamalak Beldesi doğumlu, ancak yaşamını Kastamonu-Cide’de sürdürmekte olan Usta Gazeteci ve Yazar Nurcan Ezel Humay’ın son romanı “Gece Çırası”nın arka kapağından alınmıştır.
Gece Çırası’nın kapağının içinde ise romanın kahramanı Nezaket şu ifadelerde bulunuyor; “Bedirhan kalbimde kendime açtığım ilk dava dosyamdır. İlk şekillendiğim ağaçtır. İlk ve son mesleğim, çıraklığım, kalfalığım, ustalığımdır. Ali ve Ayşe, yuvamdır. Gurbetteki sılamdır. Annem ve Babam, sandıklara koyamadığım, bohçalara saramadığım zulamdır, toprakta kavuşulandır.
Gece Çırası, boğazımı kurutandır, yutamadığımdır… Gece Çırası, benim buruşturulup atılan çocukluğumdur. İlk ve son bayramlığımdır. Gece Çırası, çocukluktan çıktığım günün mezuniyet elbisesidir.”
Gerçek sevginin özveri ve fedakarlık demek olduğunu, gerçek sevginin sevdiğinin mutlu olmasını sağlamak olduğunu, sevgilinin mutluluğunun sevenin mutluluğunun önünde olduğunu ve yurdumuzda yöneticilerimizin bir türlü görmek istemediği vahşi kapitalist sistemin altında ezilen insanlarımızın, yoksul köylülerimizin yoksulluğu aşabilmek için çaresizlikten nasıl çare üretmeye çalıştıklarını anlatan kitabı elinize aldığınızda bırakmanız bayağı zor oluyor. Gerçek hayat hikayesinin romanlaştırılmış hali olan Gece Çırası’nın son sayfalarına doğru bence elinizde bir mendil bulundurun, gözyaşlarınızı silmek için ihtiyacınız olacak.
Söz Kuyucaklı yazarlardan açılmışken Emekli Milli Eğitim Müdürü Şair Yazar Abdullah Kırkık hocamın gayretleriyle “Kuyucak Kültür, Edebiyat ve Sanat Gönüllüleri” adı altında Abdullah Kırkık hocam başta olmak üzere Kuyucak-Karapınar doğumlu Emekli Öğretmen, Araştırmacı Tarihçi Yazar Etem Oruç, yine Kuyucak Doğumlu Giresun Üniversitesi Turizm Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Musa Genç ve yukarıda ismini zikrettiğim Kuyucak-Yamalak doğumlu Kastamonu Cide’de basın ve yazarlık hayatına devam eden değerli insan Nurcan Ezel Hümay’dan oluşan, izninizle aralarında bendeniz de olmak üzere bir grup oluşturmaya çalıştığımızı, grup üyelerimizin şu anda henüz tanışma aşamasında olduklarını, henüz daha Kuyucaklı yazarların hepsine ulaşamadığımızı, “Her şey Kuyucak için” prensibinden hareketle toplu halde ilçemize faydalı olmaya çalışacağımızı belirtmem gerekiyor. Kuyucaklı yazan çizen takımı olarak el birliği içinde Kuyucak için faydalı bir şeyler yapabileceğimize inanıyoruz.
ABD’de Maryland Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği Başkanı Farideh Sultan Mohammadi
1- Corona virüsü ile aylarca yıllarca yaşayabiliriz. Bunu inkar etmeyelim ve paniklemeyelim. Hayatımızı boşa harcamayalım, bu gerçekle yaşamayı öğrenelim,
2- Maskenin aşırı kapatılması ve eldiven takmak yanlıştır.
3- Elleri sıkça yıkamak ve 2 metrelik fiziksel mesafe sizi korumanın en iyi yoludur,
4- Evde koroner hastanız yoksa ev yüzeylerinizi dezenfekte etmenize gerek yok,
5- Süpermarket alışverişi ve başka ürünlerin paketlenmesi,benzin istasyonları alışveriş arabaları ve ATM’ler enfeksiyona neden olmaz, Ellerinizi yıkayın ve her zamanki gibi yaşayın,
6- Corona virüsü bir gıda enfeksiyonu değildir. Hastalık grip gibi enfeksiyon damlacıklarıyla ilişkilidir. Yiyecek siparişi vermenin corona transferi riski yoktur.
7- Pek çok alerji ve viral enfeksiyonla koku alma duyunuzu kaybedebilirsiniz. Bu yalnızca corona virüsün spesifik olmayan bir semptomudur,
8- Eve gelince hemen kıyafetinizi değiştirip duş almanıza gerek yoktur,
9-Corona virüsü havada asılı kalmaz. Bu yakın temas gerektiren bir solunum damlası enfeksiyonudur.
10-Fiziksel mesafenizi koruyarak parklarda güzel vakit geçirebilirsiniz,
11- Corona virüsüne karşı antibakteriyel sabun değil normal sabun kullanmak yeterlidir. Bu bir virüs, bakteri değil.
12- Yemek siparişleriniz için endişelenmenize gerek yok. Ama isterseniz mikrodalga fırında ısıtabilirsiniz.
13- Corona virüsünü ayakkabılarınızla eve getirme şansı günde iki kez yıldırım çarpması gibidir. 20 yıldır virüslere karşı çalışıyorum.
14- Sirke, şeker kamışı ve zencefil alarak virüsten korunamazsınız! Bunlar bağışıklık içindir, tedavi değil.
15- Uzun süre maske takmak nefes alıp vermenizi ve oksijen seviyenizi olumsuz etkileyecektir. Sadece kalabalığın içinde maske takın.
16- Eldiven takmak da kötü bir fikirdir; Virüs eldivenlerde birikebilir ve yüze dokunarak kolayca bulaşabilir. Ellerini düzenli olarak yıkamak daha iyidir.
17- Her zaman steril bir ortamda kalarak güvenlik zayıflatılır. Bağışıklığı artıran yiyecekler yeseniz bile, lütfen düzenli olarak parka ve plaja gidin. Vücudun bağışıklığı, evde oturup kızarmış, baharatlı, şekerli yiyecek ve içecekleri yemeden değil, patojenlere maruz kaldıkça artar. Corona virüsüyle yaşamayı öğrenmeliyiz.
18- Bilinçli olarak rahatlamaları için bu mesajı arkadaşlarınıza gönderin. -Yüz maskesinin tehlikeleri
a- Maske sınırlı bir süre kullanılmalıdır. Uzun süre takarsanız:
1- Kandaki oksijeni azaltır.
2- Beyne oksijen arzı azalır.
3- Zayıf hissediyorsun.
4- Ölüme yol açabilir.
Tavsiye:
Pek çok insanın arabalarında maske kullandığını görüyorum. Bu cehalettir.
a) Evde kullanmayın.
b) Yalnızca kalabalık bir yerde bir veya daha fazla kişiyle yakın temas halindeyken kullanın.
c)Uzun süredir karantinadayken kullanımını azaltın.
Neticede uzun süre maske kullanmak ta tehlikeliymiş. Gerçekten uzun süre taktığınız zaman nefes almakta zorlanıyorsunuz. Maske-Mesafe-Hijyen tamamda maskeyi de çok dikkatli kullanmak gerektiğini düşünüyorum. Araçta yalnız iken,yada evinizde maske kullanmanın bir anlamı yok. Ama iki kişi bir araya geldiğimizde yine de maske kullanmak zorundayız, özellikle karşılıklı sohbet ediliyorsa sosyal mesafe çok önem kazanıyor.
Selam ve Saygılarımla.