Cumartesi günü Kuyucak'ta bir esnaf dükkanına girdim. Ortalama haftada bir yada 10 günde bir girip 20 lira vererek 20 adet güya köy yumurtası aldığım bir esnaf dükkanı idi. “Halit Abi. Yumurtalar 125 kuruş oldu” dedi, dükkanın sahibi. Hiçbir şey söylemeden ve yumurtaları almadan çıktım dükkandan. Eve gittim ve eşime dedim ki; "Arkadaş esnafta yumurtalara zam gelmiş, yarın Pazar, git pazardan al yumurtanı” dedim. Nitekim pazarda yumurta yine 1 lira idi.
Benim bildiğim köy yumurtası köy tavuklarından olur. Köy tavukları da ne bulursa onu yer. Yemle besleniyorsa zaten o köy tavuğu olmadığı gibi yumurtası da köy yumurtası olmaz. Merak ettiğim husus köy tavuklarının beslendiği ortalıktaki gıdalara, atıklara zam mı geldi ki köy yumurtası yüzde 25 zamlandı. Öncesinde de çaya kahveye zam, öncesinde ekmeğe zam. İyi de kardeşim, emekliye verilen yüzde 5, çalışana verilen de o kadar. Ama zamlar maşallah yüzde 20 den aşağı zam yok.
Ülkemizde zaten bir ekonomik sıkıntı vardı, üstüne birde salgın hastalığın getirmiş olduğu durgunluk eklendi. Esnafın kazancı yüzde 10’a düştü, bazı esnafta siftah yapmadan kapatıyor bazen. Eşinden, dostundan, ailesinden desteği olmayan esnafın işi daha da zor. Devlet bu güne kadar bu ülke için askerliğini yapmış vergisini vermiş esnaf arkadaşlarımıza karşılıksız yardımda bulunması gerekirken, esnafı daha da borçlandırmayı tercih ediyor. Dünyanın bir gerçeği vardır, “Borç alan, emir alır”. Çünkü alacaklı kendisini patron gibi hisseder, haddini aşar, emir vermeye kalkar.
İnsanlararası ilişkilerde geçerli olan bu gerçek ülkeler arası ilişkilerde de geçerlidir. Cennet vatanımızın sevgili yöneticileri, gerçekten ekonomimizin düze çıkmasını istiyorlarsa tez zamanda sanayide ve tarımda yerli üretime ve üretim ekonomisine geçmeleri gerekiyor. Dünyanın kalbinde yaşayan insanlarımızın bir an önce ekonomik rahatlığa kavuşmaları ülke olarak üretim ekonomisine geçmemize bağlı. Üretim ekonomisine geçmemizin önünde engel olan anlaşmalar varsa yırtın atın bu anlaşmaları, halkımız bu haklı davanızda sizi destekleyecektir.
Bu arada Kuyucak Meslek Yüksek Okulu ile ilgili birkaç satır karalamadan geçemeyeceğim. Bir süre önce Kuyucak Meslek Yüksek Okulu konusunda birkaç satır karalamıştım ama nedense kimseden olumlu ya da olumsuz tepki alamadım. Belki de ben yanılıyorum ancak olumsuz görüşlerinizi belirtmezseniz nereden bileceğim yanıldığımı. Kuyucak Meslek Yüksek Okulu konusunda benim anlayabildiğim, daha doğrusu kendimi burada okumak isteyen ya da okuması gereken bir üniversite öğrencisi yerine koyduğumda Kuyucak olarak hangi konularda cazibe merkeziyim? Bakıyorum, hiçbir cazibemiz yok.
Yaradan izin verdi bende okuttum 2 çocuk üniversitede. Üstelik aralarında bir yaş vardı. 4 yıl boyunca ikisi de aynı anda üniversite eğitimi aldılar. Bizler üniversitede okuyacak çocuğumuz varsa öncelikle ne arıyoruz öğrenci velisi olarak. KYK’a bağlı öğrenci yurdu aramıyor muyuz? Peki bizim Kuyucak’ta öğrenciler için devlet yurdumuz var mı? Maalesef yok. Birkaç özel yurdumuz var ama öğrenci velisi özellikle devlet yurdu istiyor.
Sonra merkez nüfusu 7 bin 200 olan Kuyucak’ta okuması gereken üniversite öğrencisi olsam Kuyucak’ta benim için cazibe merkezi olabilecek bir şey var mı? Maalesef görünmüyor. Üniversite öğrencileri özgür bir ortam ve hem vakit geçirip hem ders çalışabilecekleri sosyal yaşam istiyorlar. Kuyucak’ta böyle bir ortam olduğunu iddia edebilir miyiz? Sanırım bu konuda da sınıfta kaldık.
Peki ilgili ilgisiz hangimiz ayda yılda bir defa Kuyucak Meslek Yüksek Okulunu ziyaret edip okulda her şeyin yolunda olup olmadığını kontrol ediyor muyuz.? Evet şu anda salgın hastalık yüzünden üniversitelerde çoğunlukla uzaktan eğitim yapılıyor ama yarın inşallah çok uzak olmayan bir zamanda salgın hastalığın etkisi azaldığında okullar tekrar normal eğitime geçecekler. Bence Kuyucaklılar olarak öncede söylediğim gibi Kuyucak Meslek Yüksek Okulu konusuna Kurtuluş Savaşı olarak bakmamız gerekiyor. Sağı solu siyaseti bir tarafa bırakıp hep birlikte okulumuza sahip çıkmak ve yaşadığımız yeri de bir an önce üniversite öğrencileri için cazibe merkezi haline getirmek zorundayız.
Aydın ilindeki Yüksek Okullar arasında 2020-2021 Eğitim ve Öğretim döneminde en az öğrenci kabul eden (yanılmıyorsam bu dönem 38 kayıt yapıldı) yüksek okul maalesef Kuyucak Meslek Yüksek Okulu. Sevgili Kuyucaklı hemşehrilerimden istirhamımdır. Lütfen hep birlikte okulumuza sahip çıkalım. Millet olarak en büyük düşmanımızın cehalet olduğundan aynı zamanda “Bir okul bin hapishane kapatır” gerçeğinden hareketle okulumuza ve ailelerinin bizlere emanet bıraktığı ve bizde misafir olan öğrencilerimize sahip çıkalım.
“Bir zamanlar bizimde üniversitemiz vardı,bir zamanlar bizimde Yüksek okulumuz vardı” dememek için konuyu bir daha sevgili Kuyucaklıların gündemine getirmeyi kendime görev bildim. Çünkü şimdilerde “Bir zamanlar bizim de adliyemiz vardı, bir zamanlar bizim de Askerlik Şubemiz vardı, bir zamanlar bizde de Cezaevi vardı” diyoruz çünkü. Kuyucaklılar olarak sahip çıkamadığımız için üçünü de kaybettik. Bence çözüm kendimizi üniversite öğrencilerinin yerine koyup onlar gibi düşünmeye çalışmakla çözülür diye düşünüyorum.
Bu arada ilçemiz doğalgaza kavuşmak üzere. Kuyucak Belediye Başkanı sayın Metin Ertürk, doğalgazla ilgili Kuyucaklılara söz vermişti, şimdi sözünü yerine getiriyor. Tabii burada gelen hizmetin Aydın Büyükşehir Belediye Meclisi’nin onayından da geçtiğini belirtmekte fayda var. Tabii bu arada önümüzdeki yılbaşından itibaren doğalgaz çalışmalarının başlayabileceği bekleniyor. Bu demektir ki Kuyucak’ın her tarafı kazılacak demektir. Öncelikle ana caddeler.
İşte burada haddimiz olmayarak ilçemizle ilgili ve yetkililere bir önerimiz olacak. Hazır doğalgaz için yollarımız kazılacakken, en azından ana caddelerde kanalizasyon teşkilatı yeniden elden geçirilse, 2 metre genişliğinde, 2 metre yüksekliğinde yeni bir kanalizasyon yapılanmasına gidilse nasıl olur. İlçenin kanalizasyon suyu,elektrik hatları, telefon hatları, yağmur suyu tamamı bu hattın içine alınsa ayrıca ana caddelerde yağmur suyunu kanalizasyona bağlayacak mazgallarında gerekli yerlere yerleştirilmesi çok mu zor olur? Kuyucaklılar böyle bir hizmeti hak etmiyor mu? Tabii böyle bir hizmetin gerçekleşebilmesi için Telekom, Aydem ve Belediyelerin asgari müştereklerde işbirliğine gitmesi gerekiyor. Belki böyle bir çalışma ülkemizde ilk olacak ama şahsen ben Kuyucak başta memleketim için kim bir çivi çakarsa “Var olsun, Allah razı olsun” derim.
Daha düne kadar pislikten kırılan, yılda bir kez banyo yapan, evlerinde tuvalet olmayan batılılar içinde kamyon yürüyen kanalizasyonlar yaparken, bizim layığımız 20 cm'lik borularla yapılan kanalizasyon mu? Selam ve Saygılarımla...