Yazı başlığımızdaki sözleri takriben 100 yıl önce Sarhoş Yunan Askerleri Aydın'ı işgal ettiğinde babasının mavzerini kaparak Yörük Ali Efe idaresinde Yunanlılara karşı savaşan Çete Ayşe’nin yanına koşan 16 yaşında nişanlı bir genç kız olan 'Milli Mücadelenin Tek Kız Efesi Çiftlikli Çete Kübra Efe'ye ait. Büyük Usta Edebiyatçı Yazar Sabahattin Burhan’ın kaleminden öğrendiğimiz kadarıyla Kurtuluş Savaşı kazanıldıktan sonra Çiftlikli Çete Kübra Efe şunları söylüyor; "İşgale uğrayacağımızı hiç düşünmemiştik ama bir anda uğradık. Gelecekteki insanlarımızda (İşgale uğramayız) diye düşünmesinler, bir anda işgale uğrayabilirler. İşte o zaman genç kızlarımız bir elleriyle oya yaparken, diğer elleriyle de silah tutmalıdırlar.”
Bizim bu topraklarda özgür ve bağımsız yaşayabilmemiz için kendisini defalarca Yunan kurşunlarının önüne atan,cephede sürekli olarak Yunan Askerlerinin rütbelilerini vuran Çiftlikli Çete Kübra Efe “Gelecekteki insanlarımız” derken kimi kast ediyordu sizce? Sanırım torunlarımızdan söz etmiyordu, elbette bizlerden bahsediyor ve bizleri uyarıyordu. Aslına bakılırsa yani şöyle biraz eskiye daha doğrusu aslımıza dönebilirsek Türk Kültüründe genç kızlarımız silah kullanır, hem de en az erkekler kadar maharetle silah kullanırlar. Yurdun erkekleri savaşa gittiğinde yurtlarını uğrulardan genç kızlar, kadınlar ve yaşlılar korurdu.
Şimdi son aylarda Yunanistan ile yine sular ısınınca ve peşinden Kardeş Azerbaycan ile Ermenistan Savaşı patlak verince aklıma ister istemez 100 yıl önce başımıza gelen işgaller geldi. Düşünsenize birilerine yardımcı olmak için hatır için dünya savaşına giriyorsunuz, yanında savaşa girdiğiniz devletler yeniliyor, siz de kaybetmediğiniz savaşta kaybetmiş sayılıyorsunuz ve tüm emperyalist devletler akbabalar gibi tepenize üşüşüp size Sevr Anlaşmasını dayatıyorlar. Güzelim cennet yurdumuzu parçalara ayırmışlar, Türkler’e sadece Ankara ve çevresi kalmış. İşte o zaman Çanakkale Savaşlarında Türk Ordusu’ndan tokadı yiyen İngiltere kendi ordusunu işgal için kullanmaya korkarak kendi ordusu yerine Yunan Ordusunu ülkemizi işgal ile görevlendirmişti. Büyük Kurtarıcı Gazi Mustafa Kemal Atatürk bu millete önderlik edip Sevr’i yırtıp çöpe atmasaydı bugün halimiz nice olurdu, düşünemiyorum bile.
Bu arada daha 200 yıl öncesine kadar evlerinde tuvalet olmayan, tuvaleti bizden öğrenen, atalarımızın korkusundan 100 yıl dans edemeyen Fransızlar tarihi çabuk unutmuş görünüyorlar. En kısa zamanda hatırlatmak lazım.
İşte bu günlerde de 100 yıl önce İngiltere’nin yapmaya çalıştığını Fransa yapmaya çalışıyor, tabii yine arkasında hiç şüpheniz olmasın İngiltere, ABD ve yine yedi düvel vardır. Bizim yönetenlerin vakarlı duruş adına on yıllardır Avrupa’nın şımarık çocuğu Yunanistan’a vermiş olduğu tavizler sonucu Ege Denizi neredeyse bir Yunan Denizi haline geliyordu.
Bir taraftan Doğu Akdeniz’de petrol savaşları, bir taraftan Kıbrıs’ta uygulanmak istenen teslimiyet politikaları (“Yes be Annem” politikası bunun ıspatıdır), bir taraftan Ege Denizi’nde Yunanistan’ın işgali altında bulunan ve Lozan Anlaşmasına aykırı olarak silahlandırdığı Ege Adaları, bir taraftan komşumuz soydaşımız Azerbaycan ile kötü komşu Ermenistan Savaşı, bir taraftan tavrını Ermenilerden yana koyan kalleş İran, bir tarafta Kuzey Irak ve Barzanistan, bir tarafta ABD tarafından 70 bin teröristi Türkiye’ye karşı eğitilip donatılan Kuzey Doğu Suriye’deki PKKistan. Birilerinin bir zamanlar hariciyecileri yani diplomatları “Monşerler” diyerek devre dışı bırakıp uygulamaya geçtikleri “Komşularla sıfır sorun” politikasının geldiği nokta maalesef bu arkadaşlar.
Siz yönetenler olarak komşularla sorun çıkmasın diye her istediklerini verirseniz elbette az bir süre başarılı olabilirsiniz ama kafalarından Haçlı düşüncesini atamamış komşularınızın istekleri bitmez ki, hangisini karşılayabileceksiniz. Biraz daha gevşeklik gösterirseniz Ankara’ya bile el koymaya kalkarlar. Vatanını seven biri olarak bizlerin görevi de elbette 100 yıl önce bizler için kendisini defalarca kurşunların önüne atan Çiftlikli Çete Kübra Efe’nin uyarılarını hatırlatmak olmalıydı.
Bu arada son yıllarda ülkemizde siyaset adına ortaya konulan cepheleşme,halkın arasına atılan kin tohumları yukarıdaki sorunların yaşandığı bir ülkede olmaması gereken birliğimize ve bütünlüğümüze zarar veren uygulamalardı. Neticede etki tepki meselesidir, siz Türkleri kötülerseniz belki 70 yıldır Türk olduğunu unutan bu insanlar Türk olduklarını hatırlamaya başlarlar. Ve geriye dönüp baktığınızda tarihin Türkler’le başladığını, Latince dahil bir çok dilin 27 bin yıllık tarihi olan Türkçe’den türediğini, ikide bir Haçlılara yardımcı olmak için kullandığınız “Bin yıllık kardeşlik” sözünün yalan olduğunu, Türklerin en az 15 bin yıldır Anadolu’da yaşadığını görürsünüz.
Sizler İslamiyet adı altında Arap Kültürünü dayatmaya kalkarsanız, Türkler’de Gök Tanrı inancını hatırlamaya başladı ve Deizm sayenizde döneminizde tavan yaptı. Bu arada bazı Türkçü Kardeşlerimizin sırf Araplaşmamak adına İslamiyet’e zarar veren bazı maksadını aşan ifadelerini görüyoruz sosyal medyada. Buradan Türkçü Soydaşlarıma seslenmek istiyorum. Arkadaşlar maneviyatı olmayan bir mücadelenin başarı şansı zayıftır. Maneviyatın önemini görmek için Çanakkale Savaşlarına bakmak yeterlidir. Şunu söyleyebiliriz her kes istediği şekilde inansın, ancak her kes inandıklarını Kutsal Kitabımız Kuran-ı Kerim’den test etsin. Mademki Rehberimiz Kuran, o zaman onunda meali var piyasada öğrenmek isteyen açıp okusun kendi kitabını. Kutsal Kitabımızda Yüce Yaradan “Ben kullarıma şah damarından daha yakınım” diyor.
Yani din olmadan, inanç olmadan vatan savunması da olsa başarı şansı zayıftır. Bu nedenle Arap Kültüründen uzak durmaya çalışırken dinimize zarar verebilecek söylemlerden uzak durmamız gerektiğini düşünüyorum. Bu arada tüm Arapları genellemenin de doğru olmadığını düşünüyorum. Arap ülkelerinin yöneticileri emperyalizmin kontrolünde olabilirler ama Arap Halkı’nın da onlar gibi düşündüğünü söylemek çokta gerçeği yansıtmaz diyorum. Mesela Milli Mücadele de Yörük Ali Efe’nin yanında Yunanlılara karşı savaşan bir Şamlı Teğmen vardı. Osmanlı Askeriydi ama bizim bağımsızlığımız için savaştı. Bu nedenle emperyalizme uşaklık edenleri, aramızdaki Truva atlarını, emperyalizmin casuslarını iyi tespit etmeliyiz önce. Gerisi kendiliğinden gelir zaten.
Selam ve Saygılarımla...