2019 belediye seçimlerinde ; İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Mersin ..vs gibi büyükşehirlerde büyük bir başarısızlık yaşayan iktidardaki ittifakın bundan sonra bu gidişata göre seçim kazanma şansı –genel ve yerel- yok denecek kadar azdır.
Yaklaşık 18 seneden beri iktidarda olan AKP elbette iktidarı bırakmak istemeyecektir. Çünkü yeni hükümet 18 senelik icraatları sorgulayacaktır. Bundan dolayı AKP kurmayları da seçim kazanma stratejileri üzerine -tahminim odur ki- uzun süreli ve bol ekipli çalışmalar yapmaktadır. Bu ekibin özellikle, milletimizin hassas olduğu din ve milliyetçilik üzerine çalışma yaptığı seçim kazanma stratejilerini bu noktalarda yoğunlaştırdığı aşikardır. İktidardaki ittifakın din ve milliyetçilik konularında yaptığı açıklamalarını ve icraatlarını seçim kazanma stratejilerinin bir parçası olduğunu tahmin etmekteyim. Din ve milliyetçilik konuları şova dönüşmemelidir. Şova dönüşen din ve milliyetçilik söylem ve faaliyetlerinin bedelini millet öder. Bizi yönetenler değil. Nerden mi biliyorum. Ekonomik krizin bedelini bizi yönetenler değil bu millet ödemiştir, ödemektedir. Ordan biliyorum.
Ayrıca, Davutoğlu da bence iktidardaki ittifakın seçim kazanma stratejilerinin bir parçasıdır. Çünkü başbakanlığı döneminde yüzde 49 oy almasına rağmen görevini kayıtsız şartsız bırakmıştır. Yani kendisini oy veren yüzde 49’a dikkate almamıştır. Bunun yanında 2011 yılında Suriye’deki olayların 3 ayda biteceğini söylediği halde, yaklaşık 9 seneden beri Suriye’deki olaylar bitmemiştir. Yani Davutoğlu Mısır’ın, Libya’nın, Tunus’un arkasında olmayan ama Suriye’nin arkasında olan İran desteğini görememiştir. Dolayısıyla Rusya desteğini görememiştir. Çünkü Davutoğlu strateji üreten değil, ancak üretilen stratejilerin bir parçası olabilecek kapasitede biridir. Parti kurması da DEVA partisini baskılamak gibi görünüyor. Yani Davutoğlu’nun, AKP’nin dış cebi olduğunu tahmin etmekteyim.