Gazeteci elbette ses getiren, toplumu yönlendiren ülkede güç kabul edilen bir meslektir. Bu mesleği oluşturan arkadaşlarda tahsil aranmaksızın gazetecilik yapabilmeleri sağlanıyor. Basın Meslek İlkeleri’ni bilmeyen gazeteciler maalesef sıkıntıdan kurtulmuyor. Unutmayalım ki bir kişi ile ilgili aldığımız duyum ile belgesiz yapılan yanlış bir haber o kişinin geleceğini karartıyor.  Kimin, hangi gazetecinin buna yapmaya hakkı olabilir. “BİR GAZETECİNİN, BUGÜN KARA DEDİĞİN ŞEYİ ERTESİ GÜN. AAAA BU BEYAZMIŞ DEME LÜKSÜ OLABİLİR Mİ? Aydın’da karı-koca 2 gazetecinin gözaltına alınması elbette üzücü bir olaydır.  Bu gözaltı kararının alınmasının altında siyasi baskı var mıdır? Yok mudur tartışmasına girmiyorum. Biz önce kendimize bakacağız. Kendimize çeki düzen vereceğiz. Yaşananlar ortada... Yüzlerce gazetecinin cezaevinde olması, gazeteci arkadaşların daha dikkatli çalışmasını gerektirmiyor mu? ** MENFAAT SİYASETİ ÖNE ÇIKTI! Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Osman Selçuk Aldemir ve AK Parti Aydın Milletvekili Metin Yavuz ile ilgili iddialar çok ağır ithamları içeriyor. Aydın AK Parti’de bu kadar suçlamalara hedef olan bir milletvekili grubu olmadı. Ben ateşin olmadığı yerden duman çıkacağına inanmıyorum. Sayın milletvekilleri partilerinden ziyade, kendileri için siyaset yapmaya başladılar. Ancak sağlıklı haberde kaynak ve belgeler çok önemlidir. Sözcü Gazetesi baş yazarı duayen gazeteci RAHMİ TURAN’ı bile nasıl asılsız haberle yanılttıklarını hepimiz gördük. Mahkemeler bile yıllarca süren duruşmalar sonunda suçluyla suçsuzu, haklıyla haksızı ayırabiliyor. Gazeteci arkadaşlarımız çok dikkatli olmalı. Yapılacak yanlışlara ve hatalara karşı yasaların uygulanması kaçınılmazdır. SIĞINAĞIMIZ BASIN MESLEK İLKERİDİR. BUNU UNUTMAYALIM. ** İNSANLARLA UĞRAŞMAK, NE ZAMAN BİTECEK?
Çocukluğumuzda sokaklarda oynadığımız 5 EŞEK ve ÇELİK ÇOMAK oyununu yaşı uygun olmayan çoğunuz bilmez. Her ikisi de beceriye dayanan çocuk oyunlarıdır. Bu oyunlarda akıllı, zeki ve çabuk davranan gençler az ceza çekerlerdi. Son zamanlarda Nazilli Belediyesi ne yazık ki icraatları ile değil, dedikoduları ile öne çıkmaya başladı. Başkan, çalışma sistemini hala belediyede oturmuş değil. Akıllı işler yerine şaşkın işler yapılıyor. Liyakate önem verilmediğini gözlemliyorum. Belediyede halen yetki kargaşası devam ediyor. Ben burada SUÇU ve HATAYI, Masaya yumruğunu vurmayan Belediye Başkanı sayın Kürşat Engin Özcan’da ararım. Herkesin gönlünü, istediğini yapmak, sağlıklı çalışma yöntemi değildir sayın Başkan. Başarılı çalışmada yöntem ve disiplin çok önemlidir. Son günlerdeki belediye içindeki görev değişikliklerini ERMAN TOROĞLU’nun oynat oynat programına benzetiyorum. Ama ne yazık ki faturası da siz Başkana kesiliyor. Millet bu yüzden sayın belediye başkanına ÖPMEYE KOKLAMAYA GELMEZ bir başkan yakıştırması yapıyor. Belediyenin borcu vardır. Eyvallah... Bunu cümle alem biliyor. Başarılı belediye çalışmaları, şehrin güzelliği ile ortaya çıkar. Belediye, corana virüs olayında apartmanların asansörlerine kaba bir kağıt üzerine “Bu binanın dezenfektesini Nazilli Belediyesi yapmıştır” reklamları yapıştırmış. Belediye resmen görüntü kirliliği yaratmış, bunun farkında bile değil. 23 Nisan Parkı tuvaletinin önünde ağaç kökleri taşları yerinden oynatmış her gün sayısız insanımız buralara takılarak düşüyor. Bunu gören belediye çalışanı yada yetkilisi yok mu? Şehrin ana merkezinde 23 Nisan’daki bu tadilat ve tamiratlar 5 kişilik bir ekibin en fazla 3 saatlik işi. Neden bu işler takip edilmiyor. Bu konuları yetkililer hem değerlendirmeli hem de şapkayı önlerine koymalı… Parkın kenarına 3 araç gelmiş NAKLİYAT EKİBİ KURMUŞ. VATANDAŞLAR BURASI DAĞ BAŞI MI? Diye eleştirilerde bulunuyor demiştim. Gazetemizde çıkan yazı ve uyarılar üzerine sayın Belediye Başkanı talimat vererek bu arkadaşları uygun yere yönlendirmiş ve görüntü kirliliğinin kalkmasını sağlamış. Bu duyarlı dolayısıyla Nazilli Belediyesi’ne teşekkür ediyorum. Arkadaşlar Ahmet Şensan önündeki UCUBE bina yıkılmayınca şimdilerde burası BAŞKANLIK MAKAMI olacakmış diye dedikodular duydum. OLURMU OLUR. AMAÇ HALKA YAKIN OLMAKSA, AMAÇ VATANDAŞLA KONUŞABİLMEKSE, AMAÇ VATANDAŞIN VE MUHTARLARIN TELEFONLARINA ÇIKMAKSA NİYE OLMASIN! ** MEZARLIKLAR, BELEDİYELERİ DÜŞÜNDÜRMELİ! Belediyeleri zorlayan konulardan birisi de şehir mezarlıkları. Şehirlerde mahallelere yakın mezarlıkların getirdiği sıkıntılar her geçen gün artıyor. Örneğin Nazilli’de bir okulumuzun hemen altında Eğriboyun Mezarlığı var. Bir diğer mezarlıkta Nazilli’nin Dallıca Mahallesi çıkışında. Her ikisi de şehir içinde sayılabilecek mezarlıklar. Oysa buraları mesken alanları mezarlıkların şehir dışında olmasının elbette çok yararları var. Buna en güzel örnek Söke ilçemizde karayolundaki mezarlığın dolması sonucu yeni mezarlıkları şehir dışına çıkarmışlar. Söke’den Kuşadası’na giderken 11 kilometre mesafede CAFERLİ köyü var. Bu yol üzerinde Söke’ye 7-8 kilometre mesafede SÖKE Belediyesi’nin yaptığı SÖKE ASRİ MEZARLIĞI takdire şayan bir mezarlık olmuş. Çok büyük bir kırsal alanda olması da ayrı bir güzellik. Ayrıca burada ayarlanan özel aile mezarlıkları o kadar güzel tanzim edilmiş ki Söke’ye yakışmış. Belediyelerimiz sulak arazi üzerine yaptığı bu tip mezarlıklardan vazgeçmeli. Mezarlıklarını kırsal alanlara yapmalı. TABİKİ NAZİLLİ BELEDİYESİ BAŞTA OLMAK ÜZERE…