Tek ortağı bulunan veya birden fazla ortaklı sermaye şirketi ortaklarının ortağı oldukları şirkten para çekme durumunu 6102 sayılı TTK'nın 358'inci maddesinde değinilmiştir.
Bu maddeye göre; Şirket pay sahipleri, sermaye taahhüdünden doğan vadesi gelmiş borçlarını ifa etmedikçe şirkete ve yine pay sahipleri şirketin serbest yedek akçelerle birlikte kârı geçmiş yıl zararlarını karşılayacak düzeyde olmadıkça şirkete borçlanamayacakları hüküm altına alınmıştır.
Kanunda da yer alan bu madde şirket ortaklarının şirket kasasını kullanmalarını, şahsi harcamalarını şirket kasasından yapmalarını ve şirket hesaplarından para çekmelerini engellemektedir. Kısacası pay sahiplerinin ortağı olduğu şirkete karşı borçlanmalarının, yani, sermaye taahhüdü dahil olmak üzere diğer iş ve işlemlerde şirket kasanını kullanmaları engellenmiştir.
Bu madde hükmüne aykırı davranış durumlarında ise cezai yaptırım yine TTK’nın 562. maddesinde düzenlenmiştir.
Cezai Sorumluluk bölümü, Suçlar ve cezalar başlığı altında yer aldığı şekliyle maddenin (b) fıkrası, “358 inci maddesine aykırı olarak pay sahiplerine borç verenler, üç yüz günden az olmamak üzere adli para cezasıyla cezalandırılır” şeklindedir.
Her iki madde metni birlikte değerlendirildiğinde sermaye şirketlerinde sermaye taahhüdü borcu olan şirket pay sahibi şirkete borçlanamayacağı açıkça hüküm altına alınmıştır.
Pay sahiplerinin şirketten para çekme işlemleri için ayrıca TTK’nın 376.maddesinin de dikkate alınması gerekir.
Türk Ticaret Kanunu’nun 376/1.maddesine göre; Sermaye Kaybı, son yıllık bilançodan sermaye ile yedek akçeler toplamının yarısının zarar sebebiyle karşılıksız kaldığının anlaşılmasıdır. Kanununun 376/2.maddesine göre ise, sermaye kaybı, son yıllık bilançoya göre, sermaye ile yedek akçeler toplamının üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kaldığının anlaşılmasıdır.
TTK’ nun 376/1 ve 2.maddesinden anlaşılacağı üzere, bilançoda görünen sermaye açığının belli oranlara ulaşması durumunda bu açığın kapatılması öngörülmüştür.
Bu madde hükmünden de sermaye kaybı kapatılmadan şirket ortaklarının şirkete borçlanamayacağı ortaya çıkmaktadır.
Şirket yöneticileri pay sahiplerinin şirkete borçlanma durumları ortaya çıktığında, son yıllık bilançoyu dikkate almaları gerekmektedir. Son yıllık bilanço ise tamamlanan mali yıl bilançosu değil, çıkartılan bir ara bilançosunun da olabileceği düşüncesindeyim.
Şirkete borçlanma yasağını getiren hükümler, şirket kasası ile şirketi oluşturan pay sahiplerinin şahsi kasalarının birbirinden ayırılarak kurumsal bir şirket işleyişinin ortaya çıkması amaçlanmaktadır
Kanun, şirket kasasının pay sahipleri veya yönetim kurulu üyeleri tarafından kendi şahsi kasaları gibi kullanılmasını önlemek amacıyla, “borç” adı altında dahi şirket malvarlığına el uzatılmasını engellemiştir.
Söz konusu maddelerle getirilen şirkete borçlanma yasağı şirkette yolsuzlukların önlenmesi bakımından hayati önem taşımaktadır.