Yönetim olgusu her geçen gün önemini arttırmakta, buna bağlı olarak yöneticiler önem kazanmaktadır. Yönetim, belirli bir amaç için bir araya gelmiş insanların örgütlenip, ellerindeki kaynakları etkili ve verimli bir şekilde sistematik kullanarak mümkün olan en iyi sonucu almak için faaliyet gösterdikleri süreçtir. Yönetim olgusunun en önemli unsuru yöneticidir.
Yönetici, yönetim sürecini yöneten, diğer aktörlerin sevk ve idaresini sağlayan, kaynakları verimli ve etkili kullanarak en iyi sonuca ulaşmak için politikalar belirleyen konumdaki kişidir. İyi bir yönetici ise planlama, teşkilatlanma, yöneltme, koordinasyon ve denetim fonksiyonlarını tam yerine getirecek en az personel, en az para, en az yer ve en az malzeme kullanarak en etkili, en verimli, en rasyonel ve en nitelikli mal ve hizmet üretilmesini sağlayan kişidir.
Yerel siyaset denildiğinde akla ilk gelen belediyeler ve belediye başkanlarıdır. Yerel siyaset uygulayıcıları da, siyasi partilerin il ve ilçe yönetim kurulları, belediye başkanları, il genel meclisi ve belediye meclisleridir.
Yerel yönetimler, mahalli ortak ihtiyaçların karşılandığı, halka en yakın kamu tüzel kişilikleridir. Karar organı seçim ile belirlenir. Yapılacak olan yerel hizmetlerin planlanması, koordine edilmesi, önceliklerin belirlenmesi gibi durumlar belediye meclis kararları ile alınmaktadır. Bu bağlamda yerel hizmetlerin en iyi şekilde yerine getirilmesi, seçim ile göreve gelen yerel yöneticilerin aldığı kararlar ile orantılı olduğu için yönetici önem arz etmektedir. Birer yerel yönetici olan veya olma ihtimali olan yerel siyasetçiler de bu nedenle önem arz etmektedir.
Belli bir makama gelmek isteyen yöneticilerin vasıflarının yüksek olması gerekmektedir. Devletler başta olmak üzere tüm kurum, kuruluş ve özel şirketler yöneticilerini donanımlı kişilerden seçmektedir. Üst düzey yöneticiler incelendiğinde büyük çoğunluğun lisans ve lisansüstü düzeyde eğitim aldıkları görülmektedir. Birer yönetici adayı olan siyasetçilerin eğitimi konusu da bu bağlamda önem arz etmektedir. Ancak siyasette bu durum geçerliliğini kaybetmektedir. Siyasette seçilme yeterliliklerini yasal olarak karşılayan kişilerin yöneticilik alanında eğitim ve tecrübeye sahip olmadan üst düzey yetkilerle donatılan yöneticilik pozisyonuna gelebilmeleri mümkün olmaktadır. Türkiye’de yerel siyasetçi eğitimlerinin yeterli seviyede olmaması belediyelerin yönetimini ve hizmetlerin koordinasyonunu olumsuz yönde etkilemekte, belediye hizmetlerinin planlı yapılmasını engellemektedir. Genel olarak bakıldığında da Türkiye’de belediyelerin hizmet sunumundaki aksamaların, yerel siyasetçilerin eğitim düzeylerinin düşük olmasından kaynaklandığı görülmektedir.
Peki Aydın’daki yerel siyasetçilerin eğitim durumu nedir, bunun Aydın’da verilen hizmetlere yansıması ne orandadır? İşte bu sorulara ADÜ’den İ.Çobanlar 2017 yılında Aydın ilinde yer alan Büyükşehir Belediyesi ve 17 ilçe belediyesindeki seçilmiş yerel yöneticiler ile yaptığı anket çalışması ile cevap vermiştir.
Türkiye’de siyasetçiler için eğitim konusunda sadece ilkokul mezuniyet şartı aranmaktadır. Bu şartı sağlayanların eğitim açısından siyaset hayatına atılmak için başka bir engeli bulunmamaktadır. 2014 Mahalli İdareler Seçiminde Aydın ilindeki Belediye başkanlığını kazananların yüzde 76.47’nin; Belediye meclis üyeliğini kazananların yüzde 42.41’nin eğitim durumu yüksekokul veya fakülte ve üstü eğitim düzeyindedir. Aydın’da 2014 yılında seçilmiş yerel yöneticinin yüzde 6.9’nun eğitim durumları ilkokul, yüzde 20,7’nin ortaokul, yüzde 29,8’nin lise mezunudur. Diğer yönüylede yüzde 57,4’ü yüksekokul veya fakülte mezunu değildir. Yine Aydın’da seçilmiş yerel yöneticilerin bulundukları konuma uygun hizmet öncesi eğitimleri yoktur. Bu durum ise uzmanlaşma ilkesine aykırıdır.
Aydın’da kırsal bölgede kalan ve nüfusu daha az olan ilçelerde seçilmiş yerel yöneticilerin eğitim durumları daha düşüktür. Merkezi, turistik ve/veya nüfusu diğer ilçelere oranla daha fazla olan ilçelerde eğitim durumu daha yüksek seçilmiş yerel yöneticiler vardır. Tüm bu sonuçlara baktığımızda Aydın’da seçilmiş yerel yöneticilerin eğitim durumlarının günümüz koşullarında halkın ihtiyaçlarına cevap verecek düzeyde yeterli olmadığı, hizmet verdikleri alanlarda özel eğitim almadıkları görülmektedir. Nitekim ankete katılanların yüzde 92.7’i Türkiye’de yerel siyasetçi eğitimlerinin yeterli seviyede olmamasının, belediyelerin yönetimini olumsuz yönde etkilediğine işaret etmişlerdir. Ankete katılanların yüzde 66.3’ü görev yaptıkları Aydın’daki belediyelerde eğitim eksikliğinden kaynaklanan sorunların yaşandığını belirtmişlerdir. Bu sonuçlara göre belediyede görev almanın eğitim gerektiren bir iş olduğu söylenebilir.
Yerel siyasetçilerin eğitim düzeylerinin düşük olması ankete katılanların yüzde 75.8’ne göre “hizmetlerin koordinasyonunu” olumsuz yönde etkilemekte, yüzde 83.1’ne göre de “belediye hizmetlerinin planlı yapılmasını” engellemekte, yüzde 63.2’ne göre “belediyelerin hizmet sunumlarında” aksamalar yaratmaktadır.
Ankete katılanlarca yerel siyasetçilerin eğitim düzeyinin yüksek olması ile eğitim/sertifika programına katılarak alana ilişkin eğitim almaları halinde yerel hizmet koordinasyonunun daha iyi işleyeceği düşünülmektedir. Oysaki Aydın’da yapılan anket sonuçları incelendiğinde seçilmiş yerel yöneticilerin yüzde 74 gibi büyük çoğunluğunun alana ilişkin hizmet öncesi eğitim almadıkları görülmektedir. Nitekim belediyelerde alana ilişkin eğitim eksikliğinden kaynaklanan sorunlar söz konusudur. Bu durumdan yola çıkarak, seçilmeden önce adayların ilkokul mezunu olma şartı yanında başka şartları da karşılamasını beklemek gerekmektedir.
Eğitim düzeyi ile belediyelerin hizmet sunmadaki yeterliliği arasında önemli ilişki olduğu Aydın’da ankete katılan seçilmiş yerel yöneticiler tarafından belirtilmiştir. Yine katılımcılarca belediyelerde hizmet sunumu sırasında yaşanan sorunların temelinde kişilerin eğitim seviyelerinin düşük olmasının yattığı belirtilmiştir.
Aydın’da ankete katılan seçilmiş yerel yöneticinin yüzde 12.1’i kadın ve yüzde 87.9’u erkektir. Aydın Büyükşehir Belediyesi başkanının kadın olması bu durumun görünür olmasını engelleyememektedir. Bu duruma göre Türkiye’de erkeklerin siyasette kadınlara kıyasla oldukça fazla sayıda olduğu söylenebilir.
Aydın, nüfus bakımından Türkiye’nin en büyük 20’ci ilidir. Fakat ne yazık ki Aydın İli ekonomik gelişmişlik, kişi başına düşen GSYİH miktarı ve refahı, kişilerin yaşam mutluluğu ve memnuniyeti, kişi başına düşen yeşil alan-otopark-yaya kaldırım alanı, kişi başına düşen nitelikli hastane yatağı ve sağlık tesisi sayısı, kişi başına düşen temiz ve ucuz çeşme suyu miktarı, kanalizasyon ile hizmet verilen yerleşim yeri ve nüfus sayısı bakımından Türkiye’de son sıralardaki İller arasında yer almaktadır. Fakat Aydın nüfus başına en fazla hastalıkların-ölümlerin-kanserlerin, en kirli havanın-suyun-toprakların-gıdanın olduğu ve tüketildiği, en mutsuz ve umutsuz insanların yaşadığı, işsizliğin en fazla olduğu, yapılan iş başına çalışanların en düşük ücret aldığı, en fazla insanların intihar ettiği Türkiye’deki ilk 20 il arasında yer almaktadır. Tüm bu sonuçlara bakıldığında Aydın ili iyi bir şekilde yönetilmektedir. Aydın’ın kötü yönetilmesinin en önemli sebeplerinden biri, 2014 yılında yerel yönetimlere seçilmiş belediye başkanları ve belediye meclis üyeleri ile yapılan ankete katılanların da dediği gibi, Aydın’daki yerel yöneticilerin her türlü eğitim eksikliğidir. Bu tabloya yönetim kademesinde bulunanların rant, şahsi çıkar ve kısır siyasi yaklaşımları ilave olunca Aydın’daki yerel yönetimlerin başarısızlığı daha fazla görünür olmaktadır. Peki Aydın’daki yerel yönetimlere seçilmiş siyasetçilerin eğitim eksikliğinden kaynaklanan hizmet eksikliklerini gidermek, bilahare yapılacak seçimlerde ve seçim sonrasında yaşanmasını önlemek için ne tür düzenlemeler yapılabilir? Seçimlere katılma yeterlilikleri lise ve üstü düzeye çıkarılmalı, alana ilişkin eğitim verilmelidir; Siyasetçi eğitimi alanında çalışmalar yapılmalı, eğitimler devlet eliyle üniversiteler aracılığında düzenlenmeli, katılım zorunlu olmalı, eğitimlerde başarı ölçülmeli, eğitim sonunda başarılı olanlara sertifika verilmeli ve bu sertifikanın geçerliliği sağlanmalıdır; Eğitimler hayat boyu öğrenme ilkeleri çerçevesinde formasyon eğitimleri şeklinde düzenlenmelidir; İmar, görev/yetki/sorumluluk ve çevre sorunları konuları başta olmak üzere uygulamada sıkça karşılaşılan alanlar tespit edilmeli ve seçim öncesi eğitim programı içinde yer almalıdır; Eğitimlerden başarılı olanların siyasette yer alabilmesini sağlayacak yasal düzenlemeler yapılmalıdır.