“Biz kimseye kul, köle olmadık, ajan hiç olmadık, olmayacağız” diye haykırıyor Uygur Türkleri…
***
Çin zulmü altında inim inim inleyen Atayurt’taki soydaşlarımız kan ağlıyor…
Soydaşlarımız….
Dindaşlarımız…
Özbeöz Türk evlatları Maocu Komünist Çin esaretinde yok oluşa gidiyorken …
Türkiye Türkleri bu çığlığa sessiz kalmamalı….
Birilerinin iddia ettiği gibi- doğru da olabilir- Emperyalist ABD’nin Uygur Türklerini desteklediğini iddia etse de….
Acı, yerinde duruyor…
Sen sahip çıkmaz isen Emperyalizmin Vahşi uygulayıcısı Amerika, bu meseleyi kendine göre şekillendirecektir…
Bizim fikrimiz hep şu olmuştur:
Doğu Türkistan Türklüğü Çin Zulmü altındadır.
İşkenceye tabi tutuluyor.
Her türlü eza ve cefaya maruz bırakılıyor.
Bu zulme ABD gibi Emperyalist ülkeler sahip çıkıyor diye sahiplenmemek olmaz…
Doğu Türkistan Türklüğü ’nün Çin Zulmüne maruz kalmasını şiddetle kınıyoruz.
Bunu, üstlendiğimiz bütün sıfatlar adına yapıyorum.
Kimseden de çekinmiyoruz…
Korkmuyoruz…
Böyle bir şeyin olması da mümkün değildir.
Bir kez daha haykırıyoruz:
Haçlı-Yahudi Kapitalist Emperyalizme karışıyız…
Maocu Sosyalizme de…
Leninist- Stalinist Komünizme de…
Hepsi sömürgeci …
Hepsi Vahşi…
Hepsi Müslüman Türk Düşmanı…
Yaşasın Doğu Türkistan Türklüğü ‘nün hürriyeti…
Yaşasın Türkiye Türklüğü ve Doğu Türkistan Türklüğü…
***
Buradan Doğu Türkistan Türklüğü ‘nün çığlığını duyurmak istiyorum.
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi İİBF Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Abdürreşit Celil Karluk’ûn feryadı…
Prof. Abdürreşit Celil Karluk’ûn çektiği videoda yer alan ifadelerinin bir kısmı şöyle:
“Türkiye’nin vicdanlı aklıselim düşünen insanlarına sesleniyorum. Ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Uygur asıllı bir Türk akademisyenim. 8 Eylül’de Ulus’taki Doğu Türkistan’daki kamp mağdurlarının yakınlarıyla yapmayı planladığımız ve iptal edilen basın açıklamasına dair bazı haksız yorumlar, iftiraya varan söylemler bizi derinden rencide etmiştir. Ailemden birinci dereceden çok sayıda yakınım toplama kamplarındadır.
Biz çığlık attıkça sesimizi duyurmaya çalıştıkça Türkiye’de belli bir kesim bizi vatan hainliği veya emperyalizm uşaklığıyla yanlış bir şekilde suçluyor. Bu durum gülünç olmakla birlikte bizi hakikaten derinden rencide etmektedir. ABD emperyalizmine ve batı kapitalizmine karşı mücadele ettiğini iddia eden dostlar, biz Çin emperyalizmine, Çin faşizmine karşı dik dururken, ezilenlerin hakkını savunurken bize karşı iftirada bulunulması uşaklıkla suçlanmamız hakikaten gülünçtür ve eşyanın tabiatına aykırıdır.
Tekrar ediyorum benim ve bizim gibi insanların sadakati sadece ve sadece Türkiye Cumhuriyeti devletine ve milletinedir. Biz hiç kimsenin maşası ya da provokatörü asla ve asla değiliz. Olmadık, olmayacağız. Kendimiz ateş olup yanmışız ve yanmaya devam ediyoruz. Bizimle aynı dili, dini paylaşan insanlardan beklentimiz şuydu:
‘Sizlere ne oluyor? Atayurtta ne olup bitiyor?’ denilmesi lazımken, tam tersi yapılıyor. Bizi hiç dinlemeden, hiç tanımadan bunları tekrar ediyorlar. Lütfen bizi vatansız, başkasına kul ve köle olmuş insanlar ve halklarla karıştırmayın. Emperyalizm terazisini bizim üzerimizde hiç denemeyiniz. Bizi emperyalizm zulmüne uğradığımız için hakkımızı aramamızdan dolayı suçlamayın. Bizi annemizin, kardeşimizin, orada ezilen Uygurların ve başka milletten mazlumların hakkını savunduğumuz için suçlamayın.
Bize bağırmadan önce lütfen bizi dinleyin. Bizim tek suçumuz Türk olmamız. Çinliden farklı bir vatana, kültüre sahip olmamız. Açık ve net beyanımızdır. Biz kimseye kul, köle olmadık, ajan hiç olmadık, olmayacağız. Yüzümüz ak başımız dik şekilde ailelerimize kavuşmak istiyoruz. İnsan iseniz gelin sesimizi duyun elimizden tutun. Eğer bizim bir suçumuz varsa insanca yaşama hakkını savunmamızdır. Bizim başımıza gelenler bizi suçlayanların başına gelmesin.”
Kaynak: https://www.milligazete.com.tr/haber/5355689/mazlum-akademisyenden-dogu-perincek-ve-ekibine-tokat-gibi-yanit
***
Kafamızı kuma gömerek bir yere varamayız…
Elbette yalın kılınç dış politika olmaz…
Ama, zalimin de zulmüne bîgane kalamayız…
Kalmamalıyız…