Takriben 10 Mart 2020 tarihinden bu yana hayatın akışını olumsuz şekilde etkileyen Covit-19 salgını nedeniyle erken kapanmak zorunda kalan okullarımızın açılış tarihi virüsle mücadele alanındaki tedbirlerin yeterli düzeyde uygulanamaması nedeniyle 31 Ağustos 2020 tarihinden 21 Eylül 2020 tarihine ertelenmiş görünüyor.
Gelecekte ülkemizi yönetecek kadroların eğitimini konu alan böyle önemli bir olayın yani okulların açılış sürecinin şahsen 21 Eylül 2020 tarihinde açılacağı yönünde de yeterli güvenin oluşmadığını söylemek zorundayım. Yani 21 Eylül de şüpheli. Bu tarihte okullar açılsa bile seyreltilmiş sınıflarda belki sadece son sınıflar, üst sınıflar açılabilecek, ilkokul bölümü belki hiç açılamayacak.
Milli Eğitim Bakanlığının 21 Eylül 2020 tarihinde okulların açılması için açıklamış olduğu seyreltilmiş sınıf formülünün hayata geçirilebilmesi için ise derslik sayısı yeterli görünmüyor. Uzmanlar bakanlığın formülünün hayata geçirilebilmesi için 57 bin dersliğe daha ihtiyaç olduğunu belirtiyorlar.
Peki ne olacak çocuklarımız eğitimlerini yapamayacak mı ? yada ne zaman eğitimlerine başlayabilecekler.? İşte tam da burada önümüzdeki süreçte 57 bin derslik yapmaya kalksak bile yetiştirilemiyeceğine göre önceki yıllarda taşımalı eğitim sevdasına terk etmek zorunda kaldığımız eski köy okullarını yeniden devreye sokabilirsek, hem taşımalı eğitime milyarlarca lira para harcamayız, hem de buradan yaptığımız tasarrufla eğitimdeki öğretmen açığını yeni öğretmenleri bakanlığın bünyesine alarak istihdam oluşturabiliriz. Şartlar zorluyorsa bence Milli Eğitim Bakanlığı bu konuyu değerlendirmeye almalı.
Unutulmaması gereken, kalkınmanın temeli eğitimdir. Bu arada halkımızın Covit-19 Yenikoronavirüs ile ilgili hala yeterli bilgiye sahip olmadığını, yönetenlerimizin bu virüsün tehlikeleri konusunda halkımızı yeterince bilinçlendiremediklerini ve bu nedenle virüsten koruma önlemlerini uygulama aşamasında yeterli titizliğin sağlanmadığını gözlemlediğimi belirtmeden geçemiyeceğim. Görünüşte her kes maske takıyormuş gibi görünüyor. Ancak sosyal mesafe toplumun en az yüzde 60’ında uygulanamıyor.
Dünyada 1 milyona yakın insanın ölümüne yol açan Covit-19 virüsünü maalesef tüm dünya sağlıkçıları, bilim adamları henüz tam anlamıyla tanıyabilmiş değiller.Haliyle yeterince tanınmayan bir virüsün aşısı da bulunamaz. Bilindiği gibi en tehlikeli durum insan vücudunda 14 gün kendisini gizleyebilen Covit-19’un yeterince tanınamıyor olmasıdır.
Bu güne kadar buralarda yani Kuyucak Bölgesi’nde virüs pek görülmedi, haliyle bu konuda şükür ki hayatını kaybeden yok. Bu nedenle bazı arkadaşlarımız “Bende virüs yok”, “Bize bir şey olmaz”, bazıları da “Allah’tan gelen bir şey başımızın üstüne” diyerek oldukça kaderci bir şekilde yaklaşıyor konuya. Bu nedenle karşılaştığımız mesela bir süredir görmediğimiz bir arkadaşımız, yada yeni tanıştığımız bir arkadaşımız hemen elini uzatıyor tokalaşmak için.
Ölüm tehlikesi konusunda insanlarımız yeterince bilinçlendirilmiş olsa kimse tedbirleri unutmaz diye düşünüyorum. Çünkü dört kollu ile mezarlığa gidip te geri dönen yok. O zaman bize emanet bırakılmış bu emanete iyi bakmak zorundayız. Tabii böyle giderse eski yasakçı tedbirler de geri gelebilir, okulların açılmamasının yanı sıra.