Herkesin kendisinden sakladığı hatta itiraf dahi edemediği bir sırrı vardır. Belki de birden fazla...
Görmemek için kaçtığı, gizlediği, unuttuğu ya da unuttuğunu sandığı...yüzünü, adını, sesini dahi hatırlamadığı-hatırlamak bile istemediği...
Farkında olmadan hayatımıza dahil ettiğimiz bazen de çıkardıklarımızın aslında bizlerle tesadüfen olmadıklarını kaybettiğimizde anlıyoruz. Sihirli sözcükleriyle hayatımıza dokunan-değiştiren bizleri kendimize getirerek her şeyin farkına varmamızı sağlayanları unutuverme çabamız.
Oysa hayatımızın asıl kahramanlarının onlar olduğunu kabullenmek yerin "Gölge etme başka ihsan istemez" dercesine yok sayarak, parayla satın alınan basit ve kıymetsiz bir obje gibi yeri kolayca doldurulabilir sanılmakta...
Zaman aktıkça yok saydıklarımız hayatımızın acı bir tokat gibi yüzümüze çarparak karşımıza çıkacağını unutuveriyoruz. Ve hiçbirimiz farkında değiliz ki kaçmak istediklerimiz yaşamımızın asıl gerçekleri.
Unutmayalım ki, "Geçmiş Gelecekte Yaşanır"...