Sevdiği kızı başkasıyla evlendirdikleri için köyü ateşe veren delikanlı gibi uyandığım bir günün sabahından hepinize günaydın.
Geçen haftaki yazımda Kuşadası’na gittiğimi ve oradaki izlenimlerimi yazacağıma söz vermiştim.
Söz vermek başka bir şeye benzemediği için sözümü her zaman tutarım.
*
Kuşadası’nda bir kafedeki televizyondan Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun hepimizi gururlandıran başkanlığındaki CHP Kurultayı’nı takip ettikten sonra 17 yıldır faaliyet gösteren ve eğlence dünyasının merkezlerinden biri haline gelmiş olan Jade Beach Club’a geçtim.
Nazillili gazeteci arkadaşlarım Ümit Özmen, Eşref Özbağcı ve köşe yazarlarımızdan Şenol Babacan ile Jade Beach Club’da denize karşı çayımızı yudumlarken Bozdoğan eski Belediye Başkanı Tümer Apaydın da bize eşlik etti.
*
Tümer abinin sohbetini özlemişim.
Üç dönem belediye başkanlığı görevinden sonra son seçimde mağlup olan Tümer abi şuan da Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel’e danışmanlık yapıyor.
Bozdoğan gibi sağ seçmenin yoğun olduğu bir ilçede CHP’den üç kez seçilmiş olmak ciddi bir başarıdır.
Tümer abinin seçildikten sonra partili ayrımı yapmadan hizmet ettiğine tanık biri olarak siyasetini daima sevdim.
Bozdoğan Belediyesi’ni borçlar üzerine kurdukları siyasetle kazanan mevcut başkanın da belediyeyi ne kadar borçlandırdığını biliyorum.
Bu ülkede borçsuz belediye bulmak imkansız, borçsuz insan bulmak da imkansız.
Önemli olan borcun nasıl oluştuğu.
Yatırım yapacaksınız ki borcunuz olsun.
Yatırım yapmadan borçlanmak tam bir çelişki.
Şuan da Bozdoğan da yaşanan da aslında bu.
Tümer Apaydın döneminde belediyenin borcu vardı ancak yatırımlar devam ediyordu.
Büyükşehir Belediyesi ile kurulan iyi ilişkiler de yatırımın gelmesi için önemli sebeplerdendi.
Mevcut Başkan ise tasarruf sağlanacak mantığıyla belediyede 20-25 yıldır görev yapan kadrolu personeli maaş ödememek için işten çıkardı ancak onların tazminatını ödemek için borçlandı.
Yani borç eksilmedi aksine çoğaldı ve bu arada yatırımlar da neredeyse tamamen durdu.
*
Bugün Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel’in başarılı olmasındaki en önemli etkenlerden birisi de Tümer Apaydın gibi belediyeciliği bilen birini danışman olarak almasındandır.
Mesela ben Nazilli’de de bu olsun isterdim.
Nazilli Belediye Başkanı Kürşat Engin Özcan’ın kendisine saçma sapan abiler bulmak yerine Karacasu eski Belediye Başkanı Mustafa Büyükyapıcı’yı arayıp, “Tümer başkan Ömer başkana abilik yapıyor, sen de bana abilik yap. Bana belediyeciliği öğret” demesini beklerdim.
SAĞLAM KADRO BAŞARIYI GETİRİR
Kuşadası Jade Beach Club’da olmamızın ayrı bir sebebi vardı elbette.
Jade Beach Club 17’nci yılında benim de çok sevdiğim bir sanatçı olan Haktan’ı sevenleriyle buluşturdu.
Halen Kuşadası Belediye Başkanvekili Tibet Özer’e ait mekana, Tibet beyin misafiri olarak gittik.
Tibet Özer ile gıyabında tanışırız.
Kendisi İzmir’de eğlence sektörüne yön veren isimlerin başında gelir ki ben İzmir’de yaşarken mekanlarının hepsini gezmişimdir.
İlk olarak 1989'da Kuşadası'nda hizmete açtığı The Bar ile sektöre adım atan ve kısa zamanda İzmir ve Kuşadası’nın eğlence sektöründe adını duyuran Tibet Özer, aynı zamanda Kuşadası Belediyesi Başkanvekili.
*
Haktan sahnede şarkılarını söylerken biz de Tibet Özer ile sohbet ettik.
Kendisi ile yaptığımız çok keyifli röportajı önümüzdeki günlerde çıkacak olan magazin dergimizde okuyabileceksiniz.
Tam bir Nazilli aşığı (Yanlış okumadınız Nazilli aşığı) olan Tibet Özer’in nasıl başkanvekilliği yaptığını da gidip görmeniz gerekir.
İzmir ve Kuşadası’nda yedi (7) ayrı işletmesi olan, yanında 400’den fazla personel çalışan, paraya pula ihtiyacı olmayan bir kişinin sabahın erken saatlerinden itibaren Kuşadası Belediyesi’ne ait plajlarda ‘beach boy’ gibi çalışıp, vatandaşlara kendi elleriyle tek kullanımlık havlu dağıttığına kendiniz şahit olmalısınız.
*
Gerek Tümer Apaydın’ın abiliği, gerekse Tibet Özer gibi doğduğu ve yaşadığı kentlere aşık olan insanlarla kurulan bir ekip ile Kuşadası Belediyesi’nin başarısız olması imkansız.
Bütün bunlara bir de Ömer Günel’in yöneticiliği eklenince önümüzdeki günlerde Kuşadası’nın ülkenin parlayan yıldızı olacağından şüphem yok. BAZI ADAMLAR
bazı adamlar;
bazı kadınların asla gidemedikleri o şehirleridir..
ve o şehirlerin köprülerinden denize attıkları hikayeleridir..
*
bazı adamlar;
saat gecenin üçü,
kapıdaki ‘rahatsız etmeyin’ yazısı,
telefondaki kapsama alanı dışı,
doğum günü pastasındaki eksik mum,
kesilen saçlardaki yalnızlık,
aynanın kırık camıdır..
*
ve bazı adamlar bu mektubu okurken,
bazı kadınlar hayallerinin topuklarını kırıp
yalınayak
dönerler
evlerine.. GÜNÜN FIKRASI
Nasrettin Hoca evlenmeye niyetlenir.
Eş- dost bir hatuncağızı öve öve göklere çıkarırlar.
Şöyle huylu!
Böyle soylu!
Dünyalar güzeli!
Hocanın gönlünü çelerler.
Evlenirler.
Gerdek gecesi yüz görümlüğünü veren Hoca, gelinin duvağını kaldırır.
Aman Allah'ım! Çirkin bir gelin.
Gelin hanım, kocasına sadakatini göstermek için:
“Hoca efendi, akrabalarından kime görüneyim kime görünmeyeyim?” diye sorar.
Hoca şaşkın şakın cevap verir:
“Aman hatun, bana görünme de kime görünürsen görün” GÜNÜN TESPİTİ
“..devlet memurunun kendini ‘devlet’ olarak görmesi, minibüs şoförünün kendini ‘minibüs’ sanması kadar ironik..” BEN
“..iki kelam bilmez makamlar gördüm, ilimden nasipsiz kervan istemem..” GÜNÜN SÖZÜ
“..cüssesi en güçlü olanlar hayatta kalabilseydi, ‘dinozorlar’ hala yaşıyor olurdu..” KADINLAR ERKEKLER
“..‘beynini’ kullanmayı bilen kadın, ‘kalçalarını’ kullanandan daha seksidir.. sadece kullanmayı bilmek gerekir..”