Bu topraklardan çıkarak Türkiye’yi çok partili demokrasiyle tanıştıran Başbakan Adnan Menderes’in adını taşıyan anıt müze inşaatında sona gelinmek üzere.

* * *
Onun hatırasını yaşatmak için inşa edilen müzede ve çevresindeki rekreasyon alanında o döneme ve Menderes’e ilişkin hatıralarında sergilenecek olması heyecan verici. Gerek Aydınlılara gerekse dışarıdan gelen konuklarına acı tatlı hatıralar yaşatacağına eminim.

* * *
Müze için en çok mesai harcayanların başında şimdiki İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger geliyor. Açılışını yapmak şimdiki valimiz Hüseyin Aksoy’a nasip olacak ama Köşger valimizi unutmamak lazım.

* * *
Sonuçta valilerimiz halkımıza vediatullahtır.

* * *
Dikkat çekmek istediğim konuya gelince; Çine Çayı’nın kenarındaki salkım söğütler.

* * *
O söğütlerin önemini Adnan Menderes’in Ethem Menderes’e Yassıada’daki son günlerinde ettiği sözlerden bulabiliriz; “Ah Ethem bizim nemize gerek politika? Serbest Fırkasına girdik. Yüzümüze gözümüze bulaştırdık. Aydınlılara çok ıstıraba sebep olduk. Demokrat Parti’ye girdik. Bütün gayretimizle, bütün samimiyetimizle memlekete hizmet etmek istedik. Bak ne hale getirdik memleketi. Anam avradım olsun, tövbeler olsun bir daha çiftlikten Aydın’a gelirsem. Oturacağım Çine Çayının kenarındaki söğüt ağaçlarının dibine, başımı göğe çevireceğim. Söğüt ağaçlarının yapraklarının yüzümde dolaşmasının bana getireceği saadetle yetineceğim. Hiç bir şeye karışmayacağım”

* * * Bu sözler Aydın’ın eski hükümet doktoru ve Menderes’in devlet bakanı Mükerrem Sarol’un Ethem Menderes’ten naklidir.

* * *
Anlıyorum ki; Aydın’ı da, Çine Çayı’nı da bir daha göremeden infaz edilen Adnan Menderes için adına yapılan müzede onun son arzusuna sahip çıkmaktır.

* * *
Arabası, eşyaları, resimleri ya da hatıra kalan eşyalarından çok daha kıymetli olan Menderes’i tanımak isteyenlerin o salkım söğütleri Çine Çayı kenarında görmesidir.

* * *
Müze ile ilgili basına yapılan açıklamalarda o salkım söğütlerin tekrar dikileceğinden söz edilsede mevcut inşaatın havadan fotograflarını incelediğimde bunun olmayacağı gibi bir anlam çıkardım. Resimleri sizlerle de paylaşmak isterim.

* * *
Öncelikle bu gördüğünüz ova Efeler, Koçarlı ve Çine’ye ait olan Pirene Ovası’dır.

* * *
Priene, Söke’deki bir antik kent olsa da bu ovanın adı bu yöre sakinlerinin dilinde Priene’dir.

* * *
Priene ovası bir bakıma Çine Çayı ile başlayıp Çine Çayı’nın Menderes’le birleştiği noktada sona erer.

* * *
Eskiden çayın sağlı sollu tamamı söğüt ağaçları ile kaplıydı fakat ıslah çalışmaları kapsamında taş ve beton bentler yapılarak ıslah sağlandı ama ağaçlar da yok oldu.
* * *
Çayın ıslah edilmesi elbette ki önemli ama Menderes’in hatıralarına sahip çıkılması da önemli.

* * *
Ben buranın bir köylüsü ve Menderes’in bir hemşerisi olarak en azından müzenin alt kısmında yer alan ve betona gömülmüş gibi görünen Çine Çayı kenarının söğütlerle süslenmesi en büyük dileğim.

* * *
Bir toprak adamı olan rahmetli Adnan Menderes bu inşaat çalışmasını görseydi en büyük eleştiriyi bina ve çevresinde çok fazla beton olmasına yapardı.

* * *
Bu müzeye emeği geçen herkesin Menderes’in anısına sahip çıkma konusundaki samimiyetlerinden şüphem yok ama salkım söğütleri olmayan bir Çine Çayı’nın da Adnan Menderes için çok fazla bir önemi yok....

* * *