Anlaşılan o ki yöneticilerimiz Covid-19 Salgın Hastalığından korunma kuralları çerçevesinde berber dükkanı, lokanta, pideci velhasıl esnaf dükkanlarının çoğunda virüs bulaşabileceği endişesiyle gazete bulundurulmasını yasaklamış. Bence para alışverişi de yasaklanmalı. Her işletme pos cihazı koysun, halkımız ödemesini kartla yapsın. Çünkü asıl virüs bulaştıracak durum paradır bence.
Ne kadar bilimsel olduğunu bilemem, elbette sağlam bir gerekçeleri vardır. Ancak Batı Anadolu’nun küçük bir ilçesinde Kuyucak’ta yaşayan bir insan olarak tespitim odur ki halkımız Covid-19’a güvenmiyor. Hükümetimizin ticaretin tamamen durmaması için aldığı kontrollü normalleşme adımlarını halkımız maalesef geçtiğimiz yılbaşından önceki kontrolsüz normalleşme süreci olarak algılıyor. Bir gazeteci olarak halkımızın tehlikeyi bu kadar hafife almasına oldukça endişelendiğimi belirtmeliyim. İnsanlarımız Covid-19’a güvenmiyor, yani salgın hastalık tehlikesine ve ne kadar ölümcül olabileceğine inanmıyor. Aydın ilinin diğer ilçelerini bilmem, ilçenin çoğu mahallesini de gezen ve halkın arasında bulunan biri olarak halkımızın Covid-19’u yeterince ciddiye almadığını üzülerek görüyor ve ileride bu işin faturasını hep birlikte acı bir şekilde ödemekten korkuyorum.
Halkımız yeni tip koronvirüse inanmıyor, çünkü çok şükür bugüne kadar Kuyucak’ta bu konuda tehlikeli bir olay yaşanmadı. İnşallah bundan sonra ki süreçte de bir olumsuzluk yaşamayız ancak her gün televizyon haberlerinin en önemli konusu Sağlık Bakanımız Sayın Fahrettin Koca’nın açıkladığı günlük vaka haberleri, o gün kaç bin test yapılmış, kaç kişide Corona çıkmış, kaç kişi Coronadan iyileşmiş, kaç kişi entübe olmuş, kaç kişi hayatını kaybetmiş? Her gün benzer haberleri izlemekte bazı insanlarımızın moralini bozuyor.
Ancak halkımızın bu konudaki güvensizliği ve duyarsızlığı sonucu korkarım önümüzdeki Kurban Bayramını da sokağa çıkma yasağıyla evde geçireceğiz. Bırakın bayramı 2 ay sonra açılması gereken okullarımız bile açılamayabilir. Her şey halkımızın Covid-19’dan korunma kuralları konusunda göstereceği duyarlılığa bağlı. Halkımız konuyla ilgili biraz daha duyarlı davranır, günlük vak’a sayısı 500’ün altına düşerse belki biraz daha kontrollü ama hür normal yaşantımıza dönebiliriz. Ama günlük vak’a sayısı böyle binin üzerinde seyrettiği sürece bu iş daha yıllarca bizi eve hapsetmeye devam edecek.
Yurdumuzda 5000’in üzerinde dünyada 515.000’in üzerinde kişioğlunun hayatını kaybetmesine sebep olan ve girdiği insan vücudunda 14 gün kendisini gizleyebilen çok sinsi bir düşman ile karşı karşıyayız ancak halkımız henüz bu işin ciddiyetinin farkında değil. Her akşam televizyonların ana haber bültenlerinde Coronadan hayatını kaybedenlerin yaşadıkları şehirler ile isim ve soy isimleri yazılsa halkın bilinçlenmesine katkısı olur mu? Ya da Corona’ dan hayatını kaybeden vatandaşlarımızın nefes alamadan zorlanarak öldüklerini biliyoruz bu konuda halkımız biraz daha bilinçlendirilse faydası olur mu?
Az önce televizyonda bir Hocamız anlatıyordu, anladığımı aktarayım sizlere, Hoca umumi tuvaletlerde virüsün bulaşma riskini azaltmak için sifonu çekmeden önce klozet kapağının kapanması gerektiğini, klozet kapağı açık iken virüs bulaşabileceğini söylüyordu. Yanlış ise yazdıklarım lütfen hekim arkadaşlarım beni mail yoluyla uyarsınlar, nerede hata varsa düzeltirim. Netice de tuvalet dahil aldığımız nefesle bile Covid-19 ölümcül salgın hastalığı bulaşabiliyor. Yani hepimiz Corona’ya sahip olabiliriz. Netice de mezara giripte geri dönen yok, bu yüzden Yüce Allah’ın bize emanetini iyi korumak zorundayız.
Bazı arkadaşları uyarıyorum; “Neden maske takmıyorsun?”. El cevap; “Allah’tan gelen bir şey, kaderde ölüm varsa ne gelir elden.” Maalesef insanlarımız bu illetin bu gün yüksek teknolojiyi elinde bulunduran dünya elitlerinden geldiğinin farkında değil. Nasıl anlatacaksın, adamlar dünya nüfusunu 500 milyona çekmek, tek dünya devleti kurmak, dünyayı sadece kendileri yönetmek istiyorlar. Bugüne kadar Covid-19’dan ölenlerin sayısı dünyada 515 bin. Görünüşe göre virüs kontrol altına alınana yada aşı bulunana kadar 1 milyarı rahat geçecek. Aşı için 3 yıl öngörmüşlerdi. Neticede bu şeytanın arkadaşlarının hesapları tutuyor, bugün Covid-19, yarın Covid-20, biz uyumaya devam edelim.
Birkaç kez mealini okuma şansını elde ettiğim Kutsal Kitabımız Kuran-ı Kerim’de Yüce Allah Müslümanlara “Savaş sırasında düşmana sırtınızı dönmeyin.” Diyor. Yurdumuzda 5000 dünyada 500 bin insanın ölümüne sebep olan bir salgın hastalığı ciddiye almamak, yada tedbirini almamak düşmana sırtını dönmek ve Allah tarafından gelecek her türlü belayı kabul etmektir bence. Sen kendini uçurumdan at, sonra da “Allah böyle istedi.” De.
Selam ve Saygılarımla.