Kapitalist sistemin iktisadi anlayışı kontrol edilemez boyutlara ulaşmış, vahşi ekonomik felsefesi daima tüketim çılgınlığını beslemiştir. Burada teknik terimlerle meseleyi iktisat derslerine döndürmenin anlamı yok . Ancak, vahşi kapitalizmin mutlaklaştırılmasının doğru olmadığını, alternatifsizliğine ket vurmak mecburiyetinde olduğumuzun müdrikliği ile hareket etmeliyiz. Oryantalist bakış açısıyla batının kendi içinden çıkardıkları,kendi değerlerinden ürettikleri vahşi kapitalizme karşı farklı bir sistem sunulmalıdır. Arz edilen alternatif iktisadi sistemin tarihi tecrübenin imbiğinden süzerek/süzülerek günümüz şartlarına cevap verebilecek nitelikte olmalıdır. Kalıplaşmış “izm” lerden farklı bir “derin iktisadi” sistemin varlığını bir şekilde insanımıza ve beşeriyetin hizmetine arz etmenin mecburiyeti kendiliğinden meydana çıkmaktadır. Tüketim çılgınlığının felsefi alt yapısının kapitalist sistem tarafından beslendiğinden şüphe duyulmamalıdır. Bunu tesis ederken yumuşak bir yol bulması, insanları ürkütmeyecek bir şekilde sunması önemlidir. Böyle bir yolu bulmuşlar,adına da liberal iktisat demişler, çığırtkanlarından da “son iktisadi sistem” diye yutturmalarını istemişler; dolayısıyla alternatifsizliklerini ilan edivermişler! Liberal ekonomi doktrini muvacehesinde her şeyin piyasada oluşmasını beklemişler. Bunu,“görünmeyen el”le vahşi kapitalizme hizmeti, görünmeden yaptırmışlardır.Fakir zengin uçurumunu derinleştiren,en tepedeki bir çift gözün zenginliği kahir ekseriyete hükmetmiş, dünyada yoksulluk almış başını gitmiş. Zengin kaynakların sömürülmesine ve semirilmesine dayanak teşkil eden “ maksat için vasıtalar mübahtır” ilkesince dünya ikiye bölünmüş:beyaz ırk ve köleleştirilmişler… Kapitalizmin bağrından çıkan Sosyalizmin Çarlık Rusya’sında ortaya çıkmasıyla çelişki arz eden Komünizmin sona ermesinden sonraki dönemde çığırtkanların liberal demokrasinin tartışmasız! Son olması, yeni ‘izm’in bir peydalanmasına sebep olmuş ve ismini de Globalizm koymuşlar! Böylece insanlığın hayrına olacak global faydaların bir anda kapitalizmin emrine arzı, Globalizmi yeni idolmuş gibi beşeriyete yutturulmasına zemin hazırladı.Herkesin ağzına verilen Globalizm (küreselleşme!), sakız gibi çiğnetilmektedir. Hakikaten Vahşi Kapitalizmin postmodern yüzü Globalizm alternatifsiz mi? Globalizm bütün insanlığın hayrına mı? Gelecek, millî devletsiz mi olacak? İddia edildiği gibi bütün dünyanın köy haline gelmesi mevcut sistemlerin sonunu mu getirecek? Başta iktisadi faaliyetler olmak üzere sosyal, kültürel, insani münasebetler,beşeri olabilecek her şey kontrolsüz mü hayatiyetini devam ettirecek? Kapitalizmin iyice atomize ettiği insanlığın değerleri “bırakınız yapsınlar; bırakınız geçsinler” anlayışına mı kurban edilecek? Kapitalizme mukavemet edecek,tam bağımsız alternatif bir sistem imkânsız mı? Globalizmin iddia ettiğinin aksine bütün insanlığı kucaklayan; refah-huzur cemiyetini hayat vermek mümkün değil mi? Veyahut da böyle bir sistemin varlığı bahis mevzu da kasıtlı bir “güç” bunun devamlı yok mu sayıyor? Ya da saydırıyor? Kovid-19 Salgını yeni bir dönüşümü beraberinde getirecektir.