Ne kadar cesaretimi toplasam da kelimeler dudaklarıma mühürlenmiş gibi dışarıya çıkmak istemiyor.
"Evet insanlara yardım etmek" deyip sumak ve korkmak. Her sabah gazeteyi sanki içinde bir cinayet silahı varmış gibi açmak. İç sayfalarda daha korkunç bir şey var mı tedirginliği. "Er yada geç... bende olabilirim" diye düşünmek. Virüs tehdidinin bir süre odada dolanmasına izin vermek. Gazeteyi okumamak için yüzünü başka tarafa çevirmek, havayı dahada geriyordu. "Ve ben kendimi suçladım" evde kalmalıydım.
Evde kal; iç dünyana yönel, kendini tanımaya çalış, kendi değerlerini ve yeteneklerini farket ve bunları geliştirerek bireysel mutluluğu yakala. Kendi içinde huzurlu ve mutlu olursan, bunu sağlıklı bir şekilde ailene, çevrene, topluma yayabilirsin."
Son dönemde insanlar birbirinden kopmaya, daha çok izole olmaya başlamıştı. Bunda son yıllarda artış gösteren internet ve sosyal medya kullanımı etkili oldu. Eski alışkanlıklarımıza dönmeli, daha çok ailemiz, eşimiz ve dostumuzla vakit geçirmeliyiz.
"Öfkeyi sevgiyle, kötülüğü iyilikle yen. Açgözlülüğü cömertlikle, yalanı gerçekle yen."