Koranavirüs salgını sürecinde gıda üretiminin önemi bir kez daha ortaya çıktı. Fakat üreticiye verilen değer değişmedi. Destekleme primleri düşürüldü, iyi tarım desteklemeleri bir yıllığına kaldırıldı, girdi maliyetleri ise aldı başını gidiyor.
Salgın sürecinde insanlarımız marketlerden en çok makarna, un, yağ satın alırken, manavlarda satılacak ürün kalmadı. Çok şükür bu süreçte herkese yetecek kadar üretilmiş gıdamız vardı. Ne ekseniz yetişecek topraklara sahip ülkemizde gıda sorununun olmaması bu sürecin daha sağduyulu atlatılmasına neden oldu. Düşünsenize boşalan market raflarının dolmadığını, insanlarımızın marketlerden eli boş döndüğünü. Bu süreç o zaman ülkemizde çok daha farklı geçirilirdi.
Devlet işçi çıkarmaların önüne geçmek ve istihdam sağlayan işletmelerin üretimlerini sürdürmesi için elinden gelen kolaylığı sağladı. Salgının daha fazla kitlelere sirayet etmemesi için önemler alan devlet, ekonomik çöküşün önünü geçmek için birçok ekonomik paket açıkladı. Bu desteklemelerden milyonlarca kişi yararlandı.
Bu süreçte çiftçinin tarlasını nadasa bırakmaması için çiftçiler sokağa çıkma yasağından muaf tutuldu. Doğru bir karardı, çiftçi tarlasını sürdü, fidesini dikti, üretim için tarlada ter akıttı.
Daha salgın başlamadan önce veryansın eden para kazanmadığını haykıran çiftçimiz salgın ile birlikte para kazanmama pahasına üretimini sürdürdü. Çünkü kendi kaybedeceğini bir kenara bırakıp ülkesi için üretmesi gerektiğini çok iyi biliyordu. Birçok yıl sürülmeyen, içine girilmeyen bahçeler imardan geçti, sürülüp fide dikildi. Bu yıl çok ucuza sebze ve meyve yiyeceğimiz düşüncesindeyim. Çünkü geçimi sadece incir ve zeytinden sağlayan köylü dahi zor şartlar altında kendi ihtiyacı kadar da olsa sebzesini dikti.
Şimdi çalışkan Türk milleti üretmelidir ki, ülkede ekonomi canlansın, kaos oluşmasın. Üretimin artması için de devlet baba çiftçisine sıcak yüzünü göstermelidir.
Fakat son dönemde devletin organik desteklemelerini düşürmesi, iyi tarım desteklemelerinin bir yıl kaldırılması, dekarda 250 litre olan zeytinyağı desteklemesinin 80 litrelere kadar düşürülmesi konusu bir kez daha masaya yatırılmalıdır. Tarım ve Orman Bakanlığı çiftçiye üretimi teşvik edecek daha pek çok konuyu ele almalıdır. Çiftçiyi üretime küstürmek yerine teşvik edilmelidir.