Fox Tv’de İlker Karagöz’ün sorularını cevaplayan Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan; "Artık düğünlerde dans ve halay olmayacak.” Sosyal Mesafe ve Maske gibi Covid-19 tedbirlerinin en az 1.5-2 yıl daha süreceğini söylüyor Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof.Dr. Mehmet Ceyhan, okullar açıldığında da maske ve sosyal mesafenin olması gerektiğini, bunun da eski eğitim sistemlerinde olduğu gibi sabahçı, öğleci öğretim sistemiyle mümkün olabileceğini söyledi. Ceyhan ayrıca; Hasta sayısı (0) bile olsa güvende olmadığımızı söyledi.
Covid-19 salgın hastalığından korunma tedbirleri sosyal mesafe, maske, hijyen ve diğerlerinin hepsine eyvallah uyalım da ben biraz da bu dünya teknoloji devi Bill Gates’in laboratuarlarında güya Covid-19’a aşı olarak üretilmekte olan nöropatik parçacıklardan kuşkulandım.
Bir de son 2 aydır basından takip edebildiğimiz kadarıyla 5G’nin 3000 frekansa sahip olması, elektromanyetik dalgalarla insan beyninin belli bölgelerini kontrol altına almaları, toplu kuş ve arı ölümlerine sebep olmaları beni çok rahatsız etti. Bu nedenle elektromanyetik dalgalardan ve radyasyondan korunma yolları konusunda küçük çaplı bir araştırma yaptım. Netice de hepimiz dünyaya bir defa geldik, öldük mü bir daha geri dönüş yok. O zaman Yüce Allah’ın bizlere vermiş olduğu emanete iyi bakmamız lazım. Kutsal Kitabımız Kuran-ı Kerim’de defalarca Yüce Yaradan tarafından lanetlenmiş bir kavmin şeytanın askeri olmuş mensuplarının dünya çapında hazırlamış oldukları nüfus planlamasının (Dünya nüfusunu 500 milyona çekmek istiyorlar 8 milyardan) vahşi projelerinde figüran olmak ve çip taktırıp koyun gibi güdülmek istemediğim için elimden geldiği kadar araştırıp korunma yollarını paylaşmaya devam edeceğim.
Neticede bu virüsü ortalığa savuranlar dünyanın güvenli bir ortama kavuşması için en az 3 yılı öngördüler. Zira dünyada son bulunan aşı 4 yılda bulunmuş. Sanırım sağlıklı kalmak için bundan sonraki yaşantımızda maskeli ve sosyal mesafeli hayat moda haline gelmek zorunda. Mesela değişik modlarda maskeler geliştirilebilir bundan sonra. Ama maskesiz hayat yakın zamanda mümkün görünmüyor. Yanı sıra sadece Covid-19 ile sınırlı kalmayacak sanki. Çin’de Covid-20 ile ilgili bir haber mi okumuştum.
Tabii sorun sadece Covid-19 yeni tip koronavirüs ile sınırlı değil. Uzmanlar diyorlar ki içilen her bir sigara insan vücudunu Covid-19’a karşı 14 kez daha savunmasız hale getiriyor. Bir başka uzman ise cep telefonlarının en az sigara kadar zararlı olduğunu söylüyor. Özellikle bizden akıllı olan cep telefonları.
İlk defa sosyal mesafeli,maskeli ve kontrollü bir bayram geçireceğiz. Büyüklerimiz kusurumuza bakmasınlar artık bu bayramda el öpme,el öptürme,sarılmak,tokalaşmak yok. Neticede insan vücudunda kendisini 14 gün gizleyebilen sinsi ve ölümcül bir virüs söz konusu. Bu nedenle hiç kimsenin “Bende virüs yok.” Sözü inandırıcı olmuyor. Her keste olabilir. Ve işin korkunç tarafı korkunç bir bulaşma hızı var bu mendebur virüsün. O nedenle bu bayram ve bundan sonra ki bayramlarda sevdiklerimizi korumak için mesafeli olmak zorundayız.
Uzmanlar Elektromanyetik dalgalar veya parçacıklar halindeki enerji yayımı yada aktarımına radyasyon diyor. Yine aynı uzmanlar radyasyondan korunmak için yatarken modem başta olmak üzere tüm elektrikli cihazların kapatılması gerektiğini, saç kurutma makinelerinin aralıklı olarak kullanılması gerektiğini, kullanılmayan elektrikli cihazların kapalı tutulması yada fişlerinin çekilmesi gerektiğini, hamile bayanların hastanelerde radyoaktif enerji içeren yerlerden uzak durmaları gerektiğini, bilgisayarda çok uzun süre vakit geçirilmemesi gerektiğini, cep telefonuyla konuşurken sağ ve sol olarak değişiklik yapılması gerektiğini, fotoğraf makinelerinden en az 50 cm uzak durulması gerektiğini belirtirken, vücuttaki radyasyonun soğan, sarımsak, böğürtlen, çilek, portakal, üzüm ve yeşil çayla atılabileceğini söylüyorlar.
Başka bir uzman ise yatak odalarında televizyon, bilgisayar yada cep telefonu bulundurmayın, elinizin altındaki klavye ve fare her hareketinizde elektrik sinyalleri gönderir mutlaka kablolu klavye ve fare kullanın, sağlığınız için 1 metreden kısa mesafede bluetooth kullanmayın, bütçeniz yetiyorsa LCD ekran yada Notebook kullanın, radyasyon seviyeleri daha düşüktür, bilgisayar kasanızı bedeninizden uzak tutun, kabloları uzun tutun, çevrenizde boş alan bırakın, bilgisayar masanızı metal aksamdan değil ahşap yada elektrik yükü tutmayacak malzemelerden seçin, bilgisayarınızın bağlı olduğu prizi mutlaka topraklı yaptırın, bilgisayar karşısında keyfi olarak fazla zaman harcamayın,evinizin veya ofisinizin duvarlarını elektromanyetik alanı engelleyebilen boyalarla boyatın, cep telefonu ile konuşmalarınız 20 dakikayı geçmemeli,şayet uzun konuşmanız gerekiyorsa mutlaka kulaklık kullanın,kullanmadığınız elektrikli aletlerin fişlerini çekin diye uyarıyor.
Bence Covid-19 tedbirlerinin yanı sıra radyasyondan korunma yöntemlerini de uygulayabilirsek daha uzun yaşarız diye düşünüyorum.
Bu arada günde 2 su bardağı yoğurt tüketmenin de radyasyondan korunma açısından faydalı olduğu belirtiliyor. Yanı sıra bazı uzmanlarda beyinleri gelişme sürecinde olduğu için 16 yaşından küçük gençlerin cep telefonu kullanmamalarını öneriyor. Beyinlerini olumsuz etkiliyormuş.
Tabii kaktüsü de unutmamak gerekiyor. Kaktüs’ün büyüklüğü ölçüsünde radyasyonu önlediği belirtilen bilgiler arasında.
Sevgili Okurlar. Ekonomi başta olmak üzere elbette ülke olarak türlü çeşit sorunlarla boğuşuyoruz. Ancak her şeyden önce hayatta kalmamız gerekiyor. İktidarın ekonomik hayatın tamamen durmaması için başlatmış olduğu normalleşme ve kontrollü sosyal hayatın koşullarını iyi inceleyip, Covid-19 tedbirlerine harfiyen uyalım derim ben. Bu tedbirleri uygulamakla bir şey kaybetmeyiz,ama Allah Korusun virüsün bize bulaşması durumunda çok büyük daha risk altında oluruz. Unutulmaması gereken Covid-19 tüm insanlığın sinsi ve gizli düşmanı. Bu arada 27 Mayıs 1928 yılında kurulan ve 2 Kasım 2011 tarihinde kapatılan Refik Saydam Hıfzısıhha Enstitüsü’nün yeniden hayata geçirilmesinin aşı konusunda yabancı ülkelerin araştırmalarına mahkum olmamamıza yardımcı olacağını düşünüyorum. Yerli aşı daha hızlı bulunabilir böylece. Hani Yerli ve Milliyiz ya! O açıdan.
Gazi Mustafa Kemal ne demişti; “Beni Türk Hekimlerine emanet ediniz.”
Selam ve Saygılarımla...