Ayasofya Feth’in sembolüdür… Ama,Ayasofya hâlâ mahzun… Daha neyi bekliyoruz; bilmem… *** Ayasofya neden mahzun?, Neden minareleri suskun? Neyi bekler Ayasofya? Hangi karabulutlar dolaşın tepesinde? Nerede Fatih’in torunları? Kim, neyi bekler hâlâ? El almak mı gerekir batıdan illa ki? Niye hep batı ne der korkusu var içimizde? Ayasofya’ya vuslat ne zaman? *** Bu sualler kafamızda dolaşıp beynimizi kemire dursun… Feth-i mübin’in 567 . yıldönümünde içteki ve dıştaki hain odaklar da boş durmuyor… *** Bakınız dışı Müslüman görünümlü bir hain neler yumurtlamış: "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıkladığı gibi, Türk İmam bu akşam Ayasofya'nın Fetih Bölümünü okudu ve Kültür Bakanı dinledi. UNESCO Dünya Mirası alanı olan Ayasofya, daha önce Osmanlı imparatorluk camisine dönüştürülmüş olan Yunan Ortodoks katedrali olan bir müzedir. Cumhurbaşkanı, Ayasofya'dan canlı olarak yayınlanan dua yayınına katılıyor, İmam'ın orijinal Arapça resitali sonrasında, fetih bölümünün Türkçe mealinin tamamını ulusa tam olarak okuyor. Erdoğan'ın camiye dönüştürmek isteyen İslamcı üssü yeniden yeni bir canlılık kazanıyor." *** Tabi bunu kölesi olduğu ülkenin diliyle… İngilizce ile dünyaya servis ediyor… -Yalaka demek daha doğru…-
*** Bu Türk düşmanı hainin tabi olduğu FETÖ elebaşı 1998 de de Vatikan’a Papa’nın ayağını öprek şöyle demişti: “ İslam yanlış anlaşılan bir din olmuştur ve bunda en çok suçlanacak olan Müslümanlardır. Uygun bir yerdeki vakitli gayret, bu yanlış anlamanın büyük oranda azalmasına katkı sağlayabilir. Müslüman dünyası, İslam’ın asırlarla ölçülen yanlış algılanmasını silip atacak bir diyalog imkanını bağrına basacaktır. Beşeriyet, çelişen görüşler ortaya koydukları gerekçesiyle, zaman zaman bilim adına dini, din adına da bilimi inkar etmiştir. Kendi memleketimizde şimdiye kadar çeşitli Hıristiyan mezheplerinin liderleriyle diyalog içinde olduk. Bu naçiz gayretlerin boşa çıkmadığını acizane ifade etmek isteriz. Amacımız; bu üç büyük dinin inananları arasında hoşgörü ve anlayış yoluyla bir kardeşlik tesis etmektir. Önerilen programlar, aşırı büyük işler gibi algılanabilir; ama bunlar erişilmez değildir. Dünyada iki tip insan vardır. Bazıları kendilerini topluma adapte etmeye çalışır. Diğer bazıları ise topluma uymaktansa toplumu kendi değerlerine adapte etmek ister. Toplum, bütün ilerlemeleri bu ikinci tip insanlara borçludur. Onları yarattığı için Rabb'e şükürler osun” (M. Fethullah Gülen/Rabb'in aciz kulu/9 Şubat 1998) (Zaman gazetesi;10Şbt1998) *** Bu kafaya biat eden adamın beyninden hangi hayırlı fikir çıkar ki? *** Ey Ayasofya… Ne zaman bitecek çilen…? Beddua; dönüşsün isteriz, duaya… Sen açılmazsan, gün yüzü görmeyecek yüzümüz… İkinci Fethi bekler, ümidimiz…
*** “Konstantiniyye elbette feth olunacaktır” mukaddes habere… Tekrar sarılmak gerektir… İkinci Fetih yakındır muhakkak… İkinci Fethi gerçekleştirecek komutan da “ne güzel komutan” taltifine mazhar olacaktır.. Vakıa, askeri de muzaffer …. Kimi bekler “O” komutan… Gözyaşı sel olup akıncaya kadar mı beklenecek? Hâlâ mı sabahı bekler karanlıklar? Bitmedi mi zifiri karanlığın tanyeri muştusu? Elbet fethedilecektir; amma, bu sefer kim anılacaktır kutlu günde…
*** Rahmetli Osman Yüksel SERDENGEÇTİ, “Ayasofya Şiiri”nde ne güzel de dile getirmiş hissiyatımızı… Ey İslâm’ın nuru Ayasofya! Şereflerinde fethin, Fatih’in şerefi Işıl ışıl yanan muhteşem mâbet Neden böyle bomboş, Neden böyle bir hoşsun Hani minarelerden göklere yükselen Tâ mâveradan gelen ezanları Hani ilâhi devir, ilâhi nizamlar Ayasofya ses vermiyor! Ayasofya bir hoş; Ayasofya bomboş… (…) Bizler, Fatih’in torunları, yakında putları devirip, Yine seni camiye çevireceğiz. Dindaşlarımızla Kanlı gözyaşlarımızla. Abdest alacak, secdeye kapanacağız Tekbir ve tehlil sadaları hoş kubbelerini Yeniden dolduracak İkinci bir fetih olacak Ayasofya, ikinci bir fetih… Ezanlar bu fethin ilânını Ozanlar destanını yazacaklar Putperest Roma’ya Bir mezar kazacaklar. Bu olacak Ayasofya! Bu muhakkak olacak İkinci bir fetih, yeni bir ba’sü badel mevt Bugünler belki yakın, Belki yarından da yakındır. Ayasofya.. belki yarından da yakın.
*** Sayın Cumhurbaşkınımız’dan beklentimiz,temennimiz ve talebimiz şudur: Feth-i mübinin alameti farikasını açınız… Açınız ki, bu şerefe, siz nail olunuz… Tarih, sizi altın harflerle yazsın… İçimizdeki ve dışımızdaki hainler de lal olup sussun… Haçlılar da dönerse dönsün çılgına … Vesselam…