Uzun bir ayrılıktan sonra nihayet camilerimize yeniden kavuşuyoruz. Hasretle bekledik. Mübarek Ramazan ayında cami bize baktı biz camiye. Cami varken gitmeyenler ve belki de gidemeyenler de Caminin olmasının ne büyük nimet olduğunu anlamışlardır. Zaten nimetler elimizden gidince kıymete biniyor. Şimdilik Cuma günü sosyal mesafeyi koruyarak, seccademizi getirerek ve yüzümüzde maske ve abdestli olarak geleceğimiz camilerimizin 29 Mayıs 2020 Cuma günü açılmasının bir hikmeti var diye düşünüyorum. İstanbul’un Fethi’nin 567. Yıldönümünde açılacak olan camilerimiz, Cuma namazından sonra öğle ve ikindi namazlarında cemaatle namaza, sabah, akşam ve yatsı namazlarında ferdi ibadete açılmış olacak. Hakkımızda hayırlısını Rabbim nasip eylesin. Bir an önce bu kabustan bizleri kurtarsın. Bu konuda bizlere de çok önemli görevler düşüyor. Zorunlu olmadıkça evde kalmak, sosyal mesafeyi korumak ve temizliğe son derece dikkat etmek gerekiyor. Evveli rahmet, ortası mağfiret ve sonu da cehennem azabından kurtuluş olan Ramazan ayını, Kadir Gecesini ve Ramazan Bayramı’nı geride bıraktık. Birçok güzellik, hasletler kazandık. Bu sene Ramazan Bayramı’nda “Nerede o eski Ramazanlar” diyecekken “Nerede geçen seneki Ramazan” demek zorunda kaldık. Birbirine kavuşamayan aileler, torunlarına hasret dedeler ancak sanal alemde, sosyal medyayı kullanarak görüntülü veya sesli olarak birbirleriyle görüştüler. Onbir ayın Sultanı olan Ramazan Bitti. Şimdi Mübarek 11 Aylar başladı. Mübarek 11 Aylar yazımız için tüm yazılar bölümüne bakabilirsiniz. Peki Ramazan ayı bitti diye ne yapacağız? Rabbimize kulluk devam edecek tabii. Bu ibadetin devamı için en güzel ibadet Ramazan ayından sonra hemen başlıyor. Ramazan ayından sonra Kameri aylardan Şevval ayı gelir. Şimdi bizler Şevval ayı içindeyiz. Şevval ayı Ramazan Bayramı’yla başlayan bir aydır. Bu ayda Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in hiç terk etmediği altı gün oruç vardır. Hz. Eyyüb el-Ensarî’den rivayetle Peygamber (s.a.s.) Efendimiz:
“Bir kimse Ramazan ayı orucunu tutar ve ona ilaveten Şevval ayında altı gün oruç tutarsa bütün bir seneyi oruçla geçirmiş gibi olur” buyurmuştur. [ Müslim, Sıyâm 204, (1164); Tirmizi, Savm 53, (759); Ebu Dâvud, Savm 58, (2432)] Bu hadis, Ramazan-ı Şerif ayından sonraki Şevval ayında altı gün oruç tutmayı teşvik etmektedir. Böylece, bir yıllık oruç tutmanın sevabı vaat edilmektedir. Bunu her sene böyle yapan da ömür boyu oruç tutmuş gibi olur. Ramazan orucundan sonra Şevval ayında da altı gün oruç tutmakla, bütün sene oruç tutmuş gibi mükafat verilmesi, yapılan ibadetler ve taatler on misli katlandığı içindir. Çünkü Cenab-ı Hak: “Her kim hayırlı bir işle gelirse, kendisine, onun on misli sevap vardır.”[ En’am,6 /160.]buyurmaktadır. Öyle ise tutulan oruç on ay yerine geçer. Altı günün on misli de altmış gün yani iki ay olur, ikisini toplarsak, hepsi 360 (üç yüz altmış) eder. Ki, miladi-şemsi takvime göre sene 365 gündür. Yani bu Müslüman, 365 günün 360’ını oruç tutmuş olarak geçirecek. Niye 365 değil de 360 denilirse, cevabı şudur: Çünkü bu beş gün bayram günleridir. Bir gün Ramazan, diğer dört gün de Kurban Bayramıdır. Bu beş günde oruç tutmak haramdır. Yüce Allah’ın katında her şey bir ölçüye göredir. Demek oluyor ki, Ramazan ayında orucunu tutup, Şevval ayında da altı gün oruç tutan bir Müslüman senenin tamamında oruç tutmuş sayılacaktır. Bu orucun meşru kılınmasındaki sır şudur: Ramazan ayının peşindeki oruç, farz namazların peşinden kılınan sünnet namazları gibidir. Nasıl ki bu sünnetler, farzlardan olması muhtemel kusurları telâfi ediyorsa, Şevval ayında tutulan oruç da Ramazan orucunda bulunması muhtemel kusurları telâfi eder. Ayrıca oruç ibadetinden usanılmadığı da ifade edilmiş olur.
Şevval ayında altı gün oruç tutmak müstehaptır. Zira Sevgili Peygamberimiz bu günler de hem oruç tutmuşlar ve hem de tutulmasını tavsiye etmişlerdir. Bu oruçların bayramın hemen arkasından peş peşe tutulması daha faziletli olmakla birlikte ay içerisinde aralıklı tutmak da mümkündür. [İlmihal, İman ve İbadetler, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Araştırmaları Merkezi Yayınları, İstanbul, 1998, c.1, s.386.] Din İşleri Yüksek Kurulu’nun Şevval Ayı ile ilgili fetvasını sizlerle paylaşmak istiyorum. Şevval orucunun hükmü nedir?
Ramazan’da tutulamayan oruçlar Şevval orucu niyetiyle tutulabilir mi? Ramazan’dan sonra Şevval ayında altı gün oruç tutmak müstehaptır. Hz. Peygamber (s.a.s.), “Kim Ramazan orucunu tutar ve ona Şevval ayından altı gün ilave ederse, sanki yılın bütününde oruç tutmuş gibi olur.” (Müslim, Sıyâm, 204; Tirmizî, Savm, 53; Ebû Dâvûd, Savm, 59) buyurmuştur. Bu oruç peş peşe tutulabileceği gibi ara verilerek de tutulabilir (İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, III, 421, 422). Şevval ayında nafile olarak tutulan oruç, Ramazan’da tutulmayan oruçların yerine geçmez; yani Ramazan’da tutulmayan oruçların ayrıca kaza edilmesi farzdır. Bir oruçta hem kaza hem de nafile yerine niyet edilmesi geçerli olmadığından Şevval ayında tutulan oruçta da bunlardan yalnız birine niyet etmek gerekir. Şevval ayında oruç tutulurken, Ramazan’da tutulamayan oruçların kazasına niyet edilirse bu oruçlar kaza orucu olur. İçinde bulunduğumuz Şevval ayında mutlaka bu orucu tutmaya gayret gösterelim. Bu oruç, bizler için bir müjdedir. Bu fırsatı kaçırmayalım ve iyi değerlendirelim. Cuma'nın hayrı ve bereketi hepinizin üzerine olsun.